Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2070 E. 2023/4868 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, uygulanması gereken hukuk kuralları ve ilk derece mahkemesi ile bölge adliye mahkemesinin karar gerekçeleri birlikte değerlendirilerek, davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/842 E., 2022/2423 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/509 E., 2021/211 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin evliliğin başından beri kadına hakaret ve küfür ettiğini, aşağıladığını, fiziksel şiddet uyguladığını, ev ile hiç ilgilenmediğini, evi faturalarının kadın tarafından karşılandığını, ne yenilip içildiğinden haberi olmadığını, erkeğin sorumsuz biri olduğunu, 07.08.2017 tarihinde erkeğin kadına fiziksel şiddet uygulaması nedeni ile kadının darp raporu aldığını, ceza yargılamasında erkeğin ceza aldığını, erkek için anne baba ve kardeşlerinin çok önemli olduğunu, onların sözünden hiç çıkmadığını, onlar için kendi çocuğuna ve kadına küfür ve hakaretler ettiğini, kadının kendi anne ve babası ile görüşmesini istemediğini, kadının üvey kardeşinin kızı ile kadını aldattığını, daha fazla dayanamayan kadının kızı ile birlikte 03.07.2019 tarihinde evden ayrılarak yeni bir ev tutup yerleştiğini, ortak çocuğa kadının patronu ile birlikte olduğuna ilişkin söylemlerde bulunarak iftira attığını, 2017 yılında ceza davasına konu olan olaydan sonra kadının erkeği affetmediğini, ortak çocuğun babasını çağırması üzerine erkeğin eve geldiğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, aylık 600,00TL tedbir ve iştirak nafakalarına, 1.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00TL maddî ve 50.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; kadının dilekçesindeki vakıaların affedilmiş olduğunu, erkeğin eşini sevdiğini ve boşanmak istemediğini, 07.08.2017 tarihli olayda kadın tarafından uzaklaştırma kararı alındığını, ancak sonra kadının erkeği affederek eve çağırması ile kararın kaldırıldığını, kadının haftanın çoğunu ablasında geçirmesi nedeni ile erkeğe olan tavırlarının değiştiğini, 03.07.2019 tarihinde ev eşyalarını da alarak evi terk ettiğini, kadının ablasına yakın bir yerden ev tuttuğunu, bu ayrı yaşanılan dönemde de zaman zaman erkek ile görüşmeye devam ettiğini, hatta 07.10.2019 tarihinde ortak çocuğun doğum gününü kutladıklarını belirterek davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine ve 600,00TL tedbir ve iştirak nafakalarına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına hakaret ve küfür ettiği, evin sorumlulukları ile ilgilenmediği, kadının başkası ile ilişkisi olduğuna dair iftiralar attığı, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 350,00TL tedbir nafakası ile 500,00TL iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 25.000,00TL maddî ve 20.000,00TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; ispat edilemeyen ve affedilmiş olayların kusur nedeni olarak kabul edildiğini, haksız yere aleyhe tazminatlara hükmedildiğini, ortak çocuğun beyanlarının soyut olduğunu, kadının tanıklarının beyanlarının çelişkili olduğunu, velâyete ve nafakaya ilişkin kararın hatalı olduğunu belirterek davanın kabulü, velâyet, ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka ve kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı erkek vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; ispat edilemeyen ve affedilmiş olayların kusur nedeni olarak kabul edildiğini, haksız yere aleyhe tazminatlara hükmedildiğini, ortak çocuğun beyanlarının soyut olduğunu, kadının tanıklarının beyanlarının çelişkili olduğunu, velâyete ve nafakaya ilişkin kararın hatalı olduğunu belirterek davanın kabulü, velâyet, ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka ve kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun erkekten kaynaklanıp kaynaklanmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, affedilen veya en azından hoş görülen davranışların erkeğe kusur olarak yüklenmiş olup olmadığı, davanın kabulü ile kadın yararına tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.