"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1088 E., 2022/2512 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kaman Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/362 E., 2021/106 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına yeniden yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, en ufak tartışmada 'seni öldürürüm, seni bıçaklarım, sen elimde kalacaksın bir gün' şeklinde tehditler ettiğini, müvekkilini ailesine gönderirken sorun çıkardığını, akrabalarına gitmesine izin vermediğini, ailesi gelip alacağı zaman baskı yaptığını, bu şekilde gitmesine çoğu kez izin vermediğini, yerli yersiz tartışma çıkarıp müvekkiline şiddet uyguladığını, müvekkiline ihtiyaçlarını gidermesi için para vermediğini, müvekkilinin kendisi ve çocuğunun ihtiyaçlarını ailesinin ve kardeşinin desteğiyle karşıladığını, 27.11.2019 tarihinde de kapı sert kapandığından kadının kafasına ve omzuna vurduğunu, hakaretler ettiğini, müvekkilinin davalının ardından balkona çıkarak 'kardeşimi ara gelip beni alsın, burada kalmak istemiyorum' dediğini, davalının ise 'içeri gir, oraya gelirsem seni balkondan aşağı atarım' dediğini, müvekkilinin bundan korkarak içeri girdiğini, müvekkilinin davalı gittikten sonra kontörü olmadığı için kimseyi arayamadığını, öğle saatlerinde bir yolunu bulup polis memuru olarak görev yapan kardeşini arayabildiğini, akabinde darp raporu alıp şikayetçi olduğunu belirterek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine 2.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının evlilik birliğinden doğan duygusal, sosyal, cinsel ve ekonomik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkiline karşı saygısız tutum ve davranışlar sergilediğini, daima yabancı gibi davrandığını, davacının müvekkilini ve müvekkilinin ebeveynlerini benimsemediğini, müvekkiline sosyal şiddet uyguladığını, davacının müvekkilinin ailesine 'sizi evimde görmek istemiyorum, sizi sevmiyorum' diyerek evinden kovduğunu, müvekkiline karşı onur kırıcı ve aşağılayıcı hakaret ve ithamlarda bulunduğunu, davacının müvekkilinin baba olmak isteğine olumsuz yanıt verdiğini, davacının aile bütçesine emeği nispetinde dahi katkı sağlamadığını, müvekkilinin ve ortak konutun ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, evin işleriyle ilgilenmediğini, bireysel bakımını dahi yapmaktan imtina ettiğini, son olayda ise müvekkilinin işe gideceği gün davacının kapıyı sert bir şekilde çarptığını, kapının sert bir şekilde yüzüne çarpılmasına anlam veremeyen müvekkilinin tekrar eve girerek davacı eşine hitaben 'kapının yüzüne sert bir şekilde değdiğini, neden böyle yaptığını' sorduğunu, davacının saygısız tutum ve davranışlarına devam ederek müvekkiline hitaben 'sen her türlü saygısızlığı hak ediyorsun' dediğini, müvekkilini ittiğini, davacının bu şekilde kusurlu davranışlarıyla bir arbede ortamı oluşturduğunu ve kusurlu hareketleriyle kulağında bir çizik oluşmasına sebebiyet verdiğini, davacı eşin kulağında oluşan çiziğin müvekkilinin fiil ve hareketleriyle değil, davacının kusurlu hareketleri neticesinde oluştuğunu belirterek davanın reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde tarafların ayrılığına karar verilmesini, mahkemenin boşanma yönünde hüküm tesis edecek olması halinde davacının maddî ve manevî tazminat talepleri ile nafaka talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadını bıçakla, balkondan atmakla, öldürmekle tehdit ettiği, bazen evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, kadın para istediğinde paranın olmadığını söylerek harçlık vermediği, kadın bayram ziyareti için Kaman'a ailesinin yanına gelmek istediğinde izin vermediği, ikna sontasında Kaman'a gelebildiği, ayrıca erkeğin kadına fiziki şiddet uyguladığı, en son tarafların fiili olarak ayrıldıkları gün de fiziki şiddet uyguladığı, evde çıkan tartışma sonrası davalı kapının çarpılmasını bahane ederek kadını darp ettiği ve kafasından yaralanmasına neden olduğu, en son yaşanan darp hadisesinin tüm davacı tanıklarınca doğrulandığı, kaldı ki bu hususun cevap dilekçesinde de tevilli olarak ikrar edildiği, bu bağlamda dinlenen kadın tanıklarının anlatımlarına itibar edilmesi gerektiği, durum karşısında taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı hususunun sabit olduğu, tarafları bir arada yaşamaya zorlamanın hukuken mümkün olmadığı, davalının iddialarının ispat edilemediği, buna göre de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davacı kadın lehine aylık 300,00 TL yoksulluk nafakası ile 16.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusurun ağırlığı, müvekkilin talepleri ve ekonomik şartlara uygun bir karar olmadığını ileri sürerek nafaka ve tazminat miktarları yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; erkeğe izafe edilecek hiçbir kusur olmadığını, kadının kusurlu olduğunu ileri sürerek cevap dilekçesindeki iddialarını tekrarla, kusur tespiti, davanın kabulü, tazminat ve nafaka takdiri yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen tedbir nafakasının miktarında herhangi bir isabetsizlik görülmediği, ancak herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının az olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı gerçekleşen, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat takdir edilmesi isabetli ise de, tarafların, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminatların miktarının az olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun tüm yönlerden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla; kusur belirlemesi, davanın kabulü, tazminat ve nafaka takdiri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı ve 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.