Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2075 E. 2023/5828 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranları, velayet, nafaka miktarları ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki karşılıklı iddia ve savunmalar, deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirilerek, yerel mahkemenin boşanma, velayet, nafaka ve tazminata ilişkin kararında usul ve hukuka aykırılık tespit edilemediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1165 E., 2022/1976 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/142 E., 2021/427 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, kendisi için hükmedilen tedbir nafakasının miktarı, kişisel ilişki süresi, tazminatların ve ortak çocuk için nafakaların miktarı yönlerinden, davalı-karşı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, velâyet, iştirak nafakası, kadın için hükmedilen tedbir nafakası ile tazminatlar ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun ortak çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının ve lehine hükmedilen tazminatların miktarları yönlerinden, davalı-karşı davacı erkeğin istinaf başvurusunun kişisel ilişkinin süresi yönünden kabulü ile bu yönlerden yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, kendisi için hükmedilen tedbir nafakasının miktarı, kişisel ilişki süresi, tazminatların ve ortak çocuk için nafakaların miktarı ve reddedilen yoksulluk nafakası yönlerinden, davalı-karşı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, velâyet, iştirak nafakası, kadın için hükmedilen tedbir nafakası ile tazminatlar ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen kadının yoksulluk nafakasının reddine dair karara karşı davacı-karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı reddedilen yoksulluk nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmayan kadının, İlk Derece Mahkemesinin reddedilen yoksulluk nafakasına dair kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı-karşı davalının reddedilen yoksulluk nafakasına yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.

Davacı-karşı davalı kadın vekilinin reddedilen yoksulluk nafakası dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin, davalı-karşı davacı erkeğin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ...Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde anestezi teknisyeni olduğunu, erkeğin de ... Üniversitesinde öğretim görevlisi olduğunu, müvekkilinin çocuğun bakımı nedeni ile bir yıl ücretsiz izinli olduğunu, erkeğin müvekkiline saygısız davrandığını, hakaret ettiğini, şiddet içeren hal ve tavırlarda bulunduğunu, evdeki eşyalara zarar verdiğini, daha önce bipolar rahatsızlık nedeni ile tedavi gördüğünü, ilaç kullandığını, sonra tedaviyi bıraktığını, aile mahremiyetine önem vermediğini, tarafların sorunlarını ailesinin körüklediğini, müvekkilini azarladıklarını, müvekkilinden habersiz ailesine para gönderdiğini, kazandıklarını müvekkili ile paylaşmadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, en ufak tartışmada evi terk edip ailesinin yanına gittiğini, 8-10 gün kaldığını, müvekkilini evden kovduğunu, öldürmekle tehdit ettiğini, hakaret ettiğini, sosyal medya üzerinden sürekli başka kadınlar ile aldattığını, evlendiğinden bu yana müvekkili ile ayrı yattığını, eve geç geldiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, müvekkiline düğünde takılan 55 adet çeyrek altın, 15 adet ata altın, 12 adet bilezik, alyans, yüzükler, altın kolye, 5.000,00 TL para, ortak çocuğa doğumda takılan 15.000,00 TL değerindeki altın takı ve 10.000,00 TL mihir talep ettiklerini, ... ili ... ilçesi 16626 Ada 10 Parselde kayıtla taşınmaz üzerinde müvekkili üzerine düşen payın müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, müvekkiline bipolar bozukluk teşhisi konulmadığını, kadın ve ailesinin müvekkiline uyguladığı psikolojik şiddet ve baskıları kaldıramadığından ve kadının evi terk edip ortak çocuğu da müvekkiline göstermediğinden derin bir depresyona girdiğini, ortak çocuğun doğumundan sonra kadının tutum ve davranışları nedeniyle ayrı yattığını, evlilik süresince sürekli müvekkilini kışkırtmaya çalıştığını, hor gördüğünü, alay ettiğini, müvekkilinin ailesi ile görüşmek istemediğini, müvekkilinin de ailesiyle görüşmesine engel olmaya çalıştığını, aralarındaki özel olan bir konu hakkında ailesini çağırdığını, erkeğin ailesinin müvekkilini azarladığını, ayrı yattıklarını, kadının cinsel birliktelikten kaçındığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, çocuk ile ilgilenmediğini, sürekli ailesi ile telefonda görüştüğünü belirterek asıl davanın reddini, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı madddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, ... ili ... ilçesi 16626 Ada 10 Parselde kayıtla taşınmazın müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin annesinin evliliğe müdahalesini hep sürdürdüğü ve erkeğin bu duruma engel olamadığı ve bu durumun tarafların tartışmalarına sebebiyet verdiği, tarafların kadının ücretsiz izinde olduğu dönemde ekonomik zorluk yaşadıkları, erkeğin evin mutfak alışverişini ve kadının ihtiyaçlarını karşılamaktan imtina ettiği, kadının çocuğun sağlığı için profesörden randevu almak istemesi dahi aralarında soruna sebebiyet verdiği, fakat evlendikten sonra da erkeğin kendi ailesine ve erkek kardeşine maddî destek sağlamayı devam ettirdiği, erkeğin watsap yazışmasında 'gerizekalı bir karıdan çocuk yaparsan böyle oluyor' diye aşağılar şekilde eşinden bahsettiği, erkeğin eve geç gelmeye başladığı, daha çok bilgisayar odasında yatmayı tercih ettiği, kadının erkeğin bilgisayarında escort sitelerinde kayıtlı olan kadınlarla yazıştığını görmesi ile tartıştıkları, yaşanan geçimsizliğin üzerine bir de erkeğin güven sarsıcı eylemlerini görünce davacı karşı davalı kadının boşanma davası açtığı, tarafların 2019 yılı Şubat ayından beri ayrı yaşamaya başladıkları ve bir daha bir araya gelmedikleri, erkeğin kadına karşı fiziksel şiddet uyguladığı iddia edilmiş ise de dosya kapsamında toplanan deliller birlikte incelendiğinde bu vakıanın ispat edilemediği, kadının çocuğuyla ilgilendiği ve ev işlerini yaptığı, fakat kadının da erkeğin annesinin yanında erkeğe karşı 'kalksana, getirsene, sen hiç bir şeye yaramazsın .., halıya çorba döküldüğünde halıyı yıkattıracağım eşek gibi parasını sen ödeyeceksin' şeklinde erkeğin üzerine gelir, onu alaya alır sözler söylediği, watsap yazışmalarında kadının 'Allah seni bildiği gibi yapsın' diyerek de beddua ettiği, davacı-karşı davalı kadının da eşini hor görür, rencide eder tarzda söylemleri ile azda olsa boşanmada kusurlu olduğu, erkeğin boşanmada ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında çocuğun üç yaşından küçük olduğu dikkate alınarak alınan sir raporu doğrultusunda yatısız olarak kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına takdir edilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 600,00 TL'ye çıkartılmasına, boşanma kararı kesinleştikten sonra nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, kadının yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası ile 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası, erkeğin ise maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, duruşmada verilen ara kararla mal rejimi, çocuğa takılan altınlar ve ziynet alacağı talebinin tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun olmadığını, karşı davanın reddine karar verilmesini, ortak çocuk için hükmedilen nafaka miktarlarının az olduğunu, kendisi için hükmedilen tedbir nafakasının az olduğunu, kişisel ilişkisinin azaltılması ve daha verimli bir hale getirilmesi gerektiğini, çocuğun yaşı ve anneye bağımlılığı düşünüldüğünde bu kadar süre baba yanında kalmasının ihtiyaçlarının karşılanması yönünden doğru olmadığını, maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, ortak çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarları, kendisi için hükmedilen tedbir nafakasının ve tazminatların miktarı ile kişisel ilişkinin süresi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; boşanmaya neden olan olaylarda kadının kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun olmadığını, asıl davanın reddi gerektiğini, kadının soyut beyanlarına itibar edilemeyeceğini ve iddialarını toplanan deliller ile ispat edemediğini, kadın yararına tedbir nafakası, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin hatalı olduğunu, velâyetin babaya verilmesi gerektiğini ileri sürerek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, velâyet, iştirak nafakası, kadın yararına hükmedilen tazminatlar, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin tedbiren kişisel ilişki, kadının tedbir nafakasının artırılması talepli dilekçesi üzerine, Dairece 28.06.2022 tarihli ara kararı ile çocuk ile baba arasında her ayın 1. ve 3. Cumartesi saat 10.00'dan Pazar günü saat 18.00'e kadar, dini bayramların 2. günü saat 10.00'dan 3. günü saat 18.00'e kadar tedbiren kişisel ilişki tesisine karar verilmiş, Dairenin 22.07.2022 tarihli ara kararı ile de kadının vekilinin tedbir nafakasının arttırılmasına ilişkin talebinin kısmen kabulü ile iş bu karar tarihinden itibaren ortak çocuk yararına daha önce hükmedilen aylık 600,00 TL tedbir nafakasının aylık 1.000,00 TL'ye artırılmasına karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında tarafların dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, asıl ve karşı boşanma davalarının kabulü ile boşanmaya karar verilmesinin isabetli olduğu, uzman raporu içeriği, taraf beyanları, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamı da gözetilerek çocuğun üstün yararı uyarınca velâyetinin anneye verilmesi, kararın isabetli olduğu, ancak ana ve baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun üstün yararı yanında ana babalık duygusunun tatmin edilmesine ve geliştirilmesine özen gösterilmesi de gerektiği, ortak çocuğun karar tarihi itibari ile 4 yaş 4 aylık olduğu, velâyet kendisinde bulunmayan baba ile ortak çocuk arasında, çocuğun baba sevgisi ve şefkatini tadacak şekilde, yaz aylarında daha uzun süreli kalmasına olanak sağlayacak şekilde kişisel ilişki tesisi gerektiği, uygun olduğu anlaşılan diğer kişisel ilişki dönemleri yanında ayrıca yaz tatilinde temmuz ayında 10 gün olacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesine karar verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince kadın ve ortak çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi isabetli ise de ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarının az olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre küçüğün ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakasının da az olduğu, kadın yararına maddî tazminata hükmedilmesi isabetli ise de, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğe atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî tazminatın az olduğu, kadının az kusurlu olduğu, boşanmaya sebep olan olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi isabetli ise de, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğe atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen manevî tazminatın az olduğu gerekçesi ile kadının ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile tazminatların miktarına yönelik istinaf başvurusunun, erkeğin ise kişisel ilişkiye yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk ile baba arasında, her ayın 1. ve 3. Cumartesi saat 10.00'dan Pazar günü saat 18.00'e kadar, dini bayramların 2. günü saat 10.00'dan 3. günü saat 18.00'e kadar, her yıl Temmuz ayının ilk günü saat 10.00'dan 10. günü saat 17.00'ye kadar kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına dava tarihinden, İlk Derece Mahkemesinin karar tarihine kadar aylık 500,00 TL, karar tarihinden Daire ara karar (22.07.2022) tarihine kadar aylık 600,00 TL, Daire karar tarihinden (22.07.2022) boşanma hükmünün kesinleşmesi tarihine kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası ile aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 60.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi taraf vekilleri içinde temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, ortak çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kendisi için hükmedilen tedbir nafakasının miktarı ile tazminatların miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası ve kişisel ilişkinin süresi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, velâyet, iştirak nafakası, kadın yararına hükmedilen tazminatlar, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tarafların reddedilen tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 323 üncü maddesi, 327 nci maddesi, 328 inci maddesinin birinci fıkrası, 329 uncu maddesi, 330 uncu maddesi, 331 inci maddesi, 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 9 uncu ve 3 üncü maddeleri. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 4 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin reddedilen yoksulluk nafakasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Tarafların diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.