Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2078 E. 2023/5550 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin kadına hakaret içeren hitaplarda bulunmasının boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğunu gösterdiği, kadının kusurlu davranışının ispatlanamadığı ve velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin yerinde olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1249 E., 2022/1746 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında

karar verme

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/1900 E., 2021/280 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı- davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı- davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının ailesinin tarafların evliliğine müdahale ettiğini, sürekli olarak aşağıladığını, küçük düşürücü davranışlarda bulunduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını, maddî sıkıntılarda eşine destek olmadığını, evden ayrıldığını iddia ederek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin duygusal, ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, ortak giderlere katılmadığını, evi terk ettiğini ve ortak konuta dönmediğini, ekonomik gücü aşan taleplerde bulunduğunu, şiddet uyguladığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, başka kadınlarla birlikte yaşadığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın ve çocuk yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir , iştirak ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına 100.00,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı erkek tanıklarının taraflar arasındaki anlaşmazlığa ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, davacı erkeğin iddiasının sabit olmadığı, davalı tanık beyanlarından davalının, davacıya hakaret ettiği, davacı erkeğin evin giderlere katılmadığı, sürekli olarak iş değiştirdiği, iş yaptığı kişinin dolandırıcı çıkması nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığı, bunun üzerine evden ayrıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminat ile erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak davaların kabul ve reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat şartlarının oluşmadığını, nafaka miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın her iki dava yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tedbir nafakasına artış oranı belirlenmemesinin hatalı olduğunu, nafaka ve maddî tazminat miktarlarının düşük olduğunu, manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalar yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi’nin gerekçesinde davacı- karşı davalı erkeğin, davalı- karşı davacı kadına hakaret ettiği yazılması gerekirken davalının davacıya hakaret ettiği belirtildiği, bu durumun maddî hatadan kaynaklandığı, yapılan yargılama ve toplanan delillerle erkeğin, kadına asker arkadaşım şeklinde hitapta bulunarak hakaret ettiği, bu itibarla hakaret vakıasının erkeğe kusur olarak yüklenilmesi gerektiği; taraf sıfatında karşılıklık sonucu kadına yüklenen bu vakıanın ise gerekçeden çıkarılması gerektiği, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu, olayların akışı karşısında kadının dava açmakta haklı olduğu, kadının kusurlu bir davranışının varlığı ispat edilmediği, erkek tarafından açılan asıl davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu; çocuk ... ...'un 10.01.2006 doğumlu olduğu, halen annesiyle birlikte yaşadığı, uzmana annesi ile birlikte yaşamak istediğini beyan ettiği, çocuğun anne yanında kalmasının bedeni, fikri, ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde bir delil bulunmadığı, çocuğun yüksek yararı gereğince velâyetinin anneye verilmesinin doğru olduğu; boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan tedbirleri resen almak zorunda olduğu, tarafıları ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek asıl dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın ve ortak çocuk yararına uygun miktarda tedbir nafakasına; kadın ve çocuk yararına iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olduğu; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafaka miktarlarının az olduğu; kadının usulüne uygun olarak nafakalara artırım talebi bulunmadığı, bu hususta bir karar verilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı; boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen kadının kusurlu olmadığı, erkeğin tamamen kusurlu olduğu boşanma sonucu bu eşin en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusur belirlemesi ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî tazminata hükmedilmesinin doğru olduğu; erkeğin, kadına asker arkadaşım şeklinde hitapta bulunarak hakaret etmesinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiillerin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, çocuk ve kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 45.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata; kadın vekilinin diğer ve erkek vekilinin tüm itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının evliliğin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, eşine karşı ilgisiz davrandığını, özellikle zor ve sıkıntılı günlerinde yanında olup destek vermesi gerektiği halde annesiyle bir olup asılsız yere suçlayarak eşini yalnız bıraktığını, en sonunda evden de kovduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının her iki dava yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın reddi ve karşı davanın kabulünün yerinde olup olmadığı, tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ... erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.