Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2080 E. 2023/5169 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, bu husus gözetilmeden yapılan eşit kusur belirlemesinin hatalı olduğu ve kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eden erkeğin kusurlu eylemleri nedeniyle kadının yoksun kaldığı maddi destek de dikkate alınarak uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesi sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına kusur belirlemesi ve maddi-manevi tazminat yönünden ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının da bu yönlerden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1700 E., 2022/1738 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçaabat 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/118 E., 2022/179 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; erkeğin ilk eşinin vefatından sonra davalı kadın ile evlendiğini, kadının sürekli baskın olmaya çalıştığını, en ufak sorunu büyütüp alınganlık yaparak babasının evine gitmeyi tercih ettiğini, bu durumun birden çok kez gerçekleştiğini, kadının özellikle son zamanlarda erkeği ve evi ihmal etmeye başladığını, zamanının çocuğunu babasının evinde babasıyla birlikte geçirdiğini, evde ev işi yaptığında "ben senin hizmetçin değilim" dediğini, kadının sürekli olarak gereksiz harcamalar yaptığını, müsrif olduğunu, erkeğin önceki evliliğinden olan çocukları ile ilgilenmesini sorun haline getirdiğini, erkeğin ablaları ile de kavga ettiğini, gereksiz ve önemsiz şeyleri bahane ederek erkeğin çocukları ve yakınları ile de kavga ettiğini, kadının babasının fındık bahçesindeki fındıkları birlikte toplayıp geliri paylaşacakları hususunda kadınla anlaştıkları halde kadının elde ettiği geliri keyfine göre harcadığını, erkeğe emeğinin karşılığını vermediğini, kadının maddî durumunun erkekten daha iyi olmasına rağmen her gördüğünü erkeğin almasını istediğini, kadının iki ay önce evi terk edip yine babasının yanına gittiğini, erkeğin tüm aramalarına rağmen dönmediğini, evi terk etme nedeninin ise sıfır telefon isteğinin erkek tarafından reddedilmesi olduğunu belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına ve 50.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar evlenirken kadının babasının kanser hastası olması nedeni ile kadının haftada bir babasının evine gidip yemek ve temizlik yapması gerektiğini erkeğe söylediğini, erkeğin de bunun sorun teşkil etmeyeceğini belirttiğini ancak evlilikten kısa süre sonra bunu sorun haline getirdiğini, aslında sorun haline getirdiği şeyin kadının babasının evinden erken dönmesi olduğunu, kadın eve geldiğinde "dönmeseydin, babanın evine git, seni boşayacağım, daha genç bir kadınla evleneceğim" dediğini, başkalarının yanında da kadını rencide edici sözler söylediğini, kadının yanında başka kadınlarla konuşup mesajlaşmaya başladığını, erkeğin bir keresinde baldızına "bana şu kadını ayarla" şeklinde mesaj attığını gördüğünü, son olarak "benden çocuğun yok, benim malımı yiyemezsin, başka kadınla evleneceği, anlaşmalı boşanalım" dediğini, evlilik boyunca erkeğin yemeğini yatağına istediğini, kadın ile birlikte yemek yemediğini, kadın kendisini mutfağa çağırdığında küfürler ettiğini, evlilik boyunca saç sakal tıraşını kadına yaptırdığını, tırnaklarını kadına kestirdiğini, kadına ev işleri dışında bağ bahçe işlerini de yaptırdığını, erkeğin büyük kızının kadına "sen bizim hizmetçimizsin, babam seni bize hizmetçi olarak aldı" dediğini, kadın bu duruma kızınca da kızı tarafından darp edildiğini, erkeğin kız kardeşinin de kadını darp ettiğini, kadının ihtiyaçlarının babası tarafından karşılandığını, evin eksiklerini dile getirdiğinde erkeğin küfürler ettiğini, kadının babasına ait fındık bahçesini 6 yıl boyunca toplayıp sattığını ve parasını da kendine göre harcadığını, kadına üç kere "boş ol" dedikten sonra " sen ne biçim müslümansın seni dinen boşadım babanın evine dön" dediğini, evlilik boyunca köle hayatı yaşattığını, en son olayda kadın babasından dönünce "sen yine mi geldin" diyerek kadına saldırdığını, yumruk atıp saçlarından sürüklediğini, boğazını sıktığını, kadının buna ilişkin darp raporunun olduğunu ve şikayeti üzerine soruşturma açıldığını, bunun üzerine kadının evi terk etmek zorunda kaldığını belirterek boşanma talebinin kabulü ile tarafların boşanmalarına, aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakaları ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminatakarar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar davalı kadının babasının hastalığı nedeni ile evlendikten sonra babası ile ilgilenmesi gerekliliği taraflar arasında evlenmeden önce konuşularak bu hususta anlaşmaya varılmış ise de evlilik birliği devam ederken davalı kadının davacı kocasını ve ortak konutu ihmal edecek derecede eşinin rızası hilafına ve makul karşılanamayacak düzeyde babasının evine sık sık gitmek suretiyle uzun vakit geçirdiği, ayrıca davacı kocanın önceki evliliğinden olan çocukları ile ilişkisinde problemler çıkarttığı; davacı erkeğin ise davalı kadına karşı fiziksel şiddet uyguladığı, mevcut kusur durumuna göre tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, erkeğin maddî tazminat talebi ile kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı erkek vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olduğunu, erkeğin kusuru bulunmadığını, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasının haksız olduğunu, kadına miras olarak ev, dükkan ve fındıklık kaldığını, yoksulluğa düşmeyeceğini, erkeğin maddî tazminat talebinin kabulü gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile reddedilen maddî tazminat yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının babasının hastalığı nedeni ile babası ile ilgilenmesinin kadına kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğunu, erkeğin ağır kusurlu olduğunu, kadının tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini, kadının evde disiplin yaratma isteğinin erkek ve erkeğin önceki evliliğinden olan çocukları tarafından sevgisizlik olarak nitelendirildiğini belirterek kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarafların eşit kusurlu bulunmasının hatalı olduğunu, lehine tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi ve reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte eşit kusur tespitinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerekip gerekmeği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Somut uyuşmazlıkta, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda taraflar eşit kusurlu olarak kabul edilmiş ise de kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı kusur belirlemesi ve değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

3.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıda (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları da dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına kusur belirlemesi ve maddî ve manevî tazminat yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve maddî ve manevî tazminat yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.