Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2110 E. 2023/5144 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygun olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, uygulanması gereken hukuk kuralları ve verilen kararın gerekçesi birlikte değerlendirilerek, davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1552 E., 2022/2551 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sinanpaşa Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/130 E., 2021/65 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmasına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafınca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin ve annesinin hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, aşağıladığını, erkeği eşine karşı annesinin sürekli doldurduğunu, tehdit ettiğini, erkeğin kadını hiç dinlemediğini, sürekli annesinin dediğini yaptığını, hizmetçi gibi kullanıldığını, sinkaflı ağır küfürler ettiğini, erkeğin ayrı ev sözünü tutmadığını, ilgi göstermediğini, sahip çıkmadığını, kendisine yüklenilen sorumlulukları yerine getirmediğini, doğacak çocuğun hastane masraflarını bile karşılamadığını, düğünde takılan bilezikler kaybolur diyerek zorla aldığını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk için 750,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL iştirak, kadın için 750,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL yoksulluk, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; problemlerinin eşinin annesinin ve babasının aile işlerine fazlaca karışmasından kaynaklı olduğunu, eşi bir yere gidecek olursa önce kendi anne babasından izin istediğini, evlerinin özgürlüğünün kaynanasının ve kaynatasının iki dudağının arasında olduğunu, evlerinin üç katlı olduğunu, eşi ile üçüncü katta kaldıklarını, anne ve babasının 2.katta kaldığını, evleri ve işlerinin ayrı olduğunu, eşini sevdiğini, eşinin evi 5 ay önce terk ettiğini, dedesinin evinde kaldığını, eşinin dönmesini beklediğini, davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların henüz çok yeni evli olunmasına ve dünyaya yeni gelmiş ortak bir bebek bulunmasına rağmen uzun süredir ayrı yaşadıkları, yeniden bir araya gelinmesi adına her iki tarafça da herhangi bir adım atılmadığı, erkeğin eşine karşı yapıcı ve koruyucu bir tavrı olmadığı, eşini ve çocuğunu benimsemediği, evliliğinin ilk zamanlarından beri meydana gelen herhangi bir sorunda eşine karşı dışlayıcı ve suçlayıcı bir tavırla yaklaştığı, düğünden önce söz verilmiş olmasına rağmen eşini geniş aile içinde yaşaması için zorladığı, çocuğu için düzenli bir destek sağlamadığı, babalık görevini gereken biçimde yerine getirmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerektiği, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velâyetinin belirlendiği, çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmeyeceği değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına dava tarihinden itibaren aylık 250,00 TL tedbir nafakası ile 250,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin 10.04.2021 tarihli tavzih kararı ile; kararın çocuk için verilen tedbir nafakasına ilişkin hükmünün çocuğun doğum tarihinden itibaren aylık 450,00 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına şeklinde maddî hatanın düzeltilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, delillerin toplanmamasına, davanın kabulüne, kusura, savunma hakkının kısıtlanmasına hukuka aykırı olarak yapılan tashih işlemine yönelik olarak kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararında erkeğe cevap dilekçesinin süresinde verildiğini ancak cevap dilekçesinde herhangi bir delille dayanmadığını, netice itibariyle erkeğin toplanması gereken bir delili bulunmadığı şeklinde bir tespit yapıldığını ancak mahkemenin 09.12.2020 tarihli duruşmasında taraflara tüm delillerini bildirmeleri için 2 haftalık kesin süre verildiğini duruşmanın olduğu gün delileri ve delilleri içerir dilekçesinin dosyaya sunulduğunu, kesin süre öncesinde dedil ve tanık listesinin sunulduğunu bu nedenle savunma hakkını kısıtlandığını, evlilik birliğini yeniden kurmaya çalıştığını ancak olumlu cevap alamadığını eşini ve çocuğunu sevdiğini istemeyerek bir kısım cümleler sarf ettiğini kadının ailesinin tanıklığı ile verilen kararın hatalı olduğunu dayalı olarak verilen nafaka ve tazminatların hatalı olduğunu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın ve fer'îlerinin kabulü, kusur, savunma hakkının kısıtlanması yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakalar ile miktarları, erkeğin reddedilen taleplerinin verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, eksik inceleme bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.