"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1698 E., 2022/2585 K.
DAVA TARİHİ : 10.11.2020
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/671 E., 2022/331 K.
Taraflar arasındaki çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların ... 3. Aile Mahkemesi'nin 06.09.2018 tarihinde kesinleşen 2018/801 Esas ve 2018/712 Karar sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, ilamda tarafların ortak çocuğunun velâyetinin davalı anneye verildiğini, o dönemde ortak çocuğun yaşı küçük olması nedeniyle davacı ile her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günü saat 10.00'dan akşam 18.00'e kadar, dini bayramların 1. günü sabah 10.00'dan akşam 18.00'e kadar kişisel ilişki tesisine karar verildiğini, aradan geçen zaman zarfında ortak çocuğun büyüdüğünü, davacının yeniden evlendiğini, bir çocuğunun daha dünyaya geldiğini, ortak çocuğun kardeşi ile birlikte vakit geçirmesinin her iki küçüğün de kişisel ve sosyal gelişimi açısından önem arz ettiğini, davacının çocuğu her Cuma günü saat 12.00'den Cumartesi günü saat 18.00'e kadar, dini bayramların 1. günü saat 10.00'dan ikinci günü saat 18.00'e kadar görmek istediğini davalıya bildirdiğini ancak davalının bunu reddettiğini belirterek ortak çocuk ... ile davacı arasında her Cuma günü saat 12.00'den Cumartesi günü saat 18.00'e kadar, dini bayramların 1. günü saat 10.00'dan ikinci günü saat 18.00'e kadar yatılı olacak şekilde kişisel ilişki tesis edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 14.02.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile her hafta veya iki haftada bir Cuma günü saat 12.00'dan Cumartesi gümleri 18.00'e kadar, babalar gününde ve dini bayramların birinci günlerinde, sömestr tatillerinin ilk üç günü ve yine yaz tatillerinde 1 Ağustos-15 Ağustos arasında olacak şekilde küçük ile babası arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; davacının evlilik sürecince esrar kullandığını, yaşantısı boyunca pek çok suça karışan agresif kişilikte biri olduğunu, davalının iki sene önce hem kendisi hem de küçük ...'ın psikolojik yıpranmalarına son vermek adına anlaşmalı boşanma yoluna gittiğini, davalının çocukla babanın görüşmesine engel olmamasına rağmen davacının belirlenen günler de bile çocuğu görmek istemediğini, görüştüğü günlerde de küçük ...'ı akrabalarına veya çalıştığı iş yerinde bıraktığını, davacının, çocuk ile görüştüğü zamanlarda küçüğün kişisel ihtiyaçlarını yerine getirmediğini, küçüğün yanında argo kelimeler kullanmaktan çekinmediğini, küçüğün gelişme çağında olduğu için hem ahlaki hem psikolojik yönden davacı babanın bu tavırlarından etkilendiğini, davacının her ne kadar çocuğa karşı uygunsuz davranışları da olsa davalının çocukla babanın kişisel ilişki kurmasına engel olmadığını, küçük ...'ın tarafların ayrılık sürecinde psikolojik olarak ciddi bir şekilde etkilendiğini ve konuşma güçlüğü çektiğini ve psikolojik olarak tedavi gördüğünü, bu tedavisini ve diğer tüm ihtiyaçlarını davalının karşıladığını, davalının bir alışveriş merkezindeki mağazada satış sorumlusu olarak çalıştığını, bu nedenle küçük ...la hafta içi verimli bir şekilde ilgilenemediğini, haftasonu zaman geçirebildiğini, davalı ile çocuğun şuan oturmuş bir düzenlerinin olduğunu, davacının çocuğun hiçbir ihtiyacına destek olmadığını, çocuğuyla ilgilenmediğini, boşanmadan hemen sonra pavyondan tanıştığı Ukraynalı bir kadınla evlendiğini, küçüğün uyuşturucu bağımlılığı olan baba ve böyle uygunsuz bir hayat sürmüş kadın ile aynı evde yatılı kalmasının çocuğun psikolojisi açısından iyi olmayacağını belirterek boşanma davasında karar altına alınan, küçüğün davacı ile her ayın 1. ve 3. Cumartesi günü saat 10.00 ile akşam 18.00' e kadar, dini bayramların 1. Günü sabah 10.00'dan akşam 18.00'a kadar kişisel ilişki kurulmasına devam edilmesi suretiyle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların ... 3. Aile Mahkemesi'nin 05.09.2018 tarihli ve 2018/801 Esas, 2018/712 karar sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma ile birlikte ortak çocuğun velâyetinin davalı anneye verildiği ve davacı baba ile ortak çocuk arasında her ayın 1. ve 3. Günü Cumartesi günü saat 10.00'dan akşam 18.00'e kadar, dini bayramların 1. Günü saat 10.00'dan akşam saat 18.00'e kadar kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği, davacının sonradan Ukrayna uyruklu bir kadınla evlendiği, bu evliliğinden bir çocuğunun olduğu, davalının boşanmadan sonra yeniden evlenmediği, düzenli olarak çalıştığı, davalı anne işe gittiğinde ortak çocuğa birlikte yaşadığı annesinin baktığı, ortak çocuğun konuşma güçlüğü çektiği, uzman raporunda belirtildiği üzere sorulan sorulara verdiği cevapların tam olarak anlaşılamadığı, ortak çocuğu ...'ın beş buçuk yaşında olduğu, boşanmadan sonra sürekli davalı anne yanında kaldığı, kendisini tam olarak ifade edemediği, çocuğun baba yanında hiç yatılı kalmadığı, baba ile çocuk arasında yatılı kişisel ilişki kurulması halinde davacının çocuğun istek ve ihtiyaçlarını anlayıp karşılık vermesinde sorunlar yaşayabileceği, davalının çocukla babası arasındaki kişisel ilişkiye engel olmadığı, daha önceki mahkeme kararında verilen kişisel ilişkinin yasal şartlara uygun olduğu değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; davalının velâyet görevini kötüye kullandığını, baba ile ortak çocuk arasında yatılı kişisel ilişki kurulmamasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmek üzere kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların anlaşmalı şekilde boşandıkları, çocuğun velâyetinin anneye verildiği, çocuğun yaşı sebebiyle baba ile çocuk arasında kişisel ilişkinin kısıtlı olarak kurulduğu ancak aradan geçen zaman ve çocuğun büyüdüğü dikkate alındığında, çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin artırılması şartları oluştuğu halde İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin davanın reddine yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının davasının kabulüyle ... 3.Aile Mahkemesi'nin 2018/801 Esas, 2018/712 Karar sayılı kararı ile velâyeti anneye verilen ortak çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişki değiştirilerek, ortak çocukla davacı baba arasında her ayın 1. ve 3. Cumartesi günü saat 10.00'dan Pazar günü 18.00'e kadar, dini bayramların 2. günü saat 10.00'dan 3. günü saat 18.00'e kadar çocuğun baba yanında bırakılarak kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; davacının ortak çocuğun ahlaki ve psikolojik gelişimini olumsuz yönde etkilediğini, ortak çocuğun yanında argo tabirler kullandığını, ortak çocuğun ayrılık sürecinden olumsuz etkilendiğini ve konuşma güçlüğü çektiğini, davacının ortak çocuğa karşı sorumsuz davranışlarının uzman raporu ve tanık beyanlarıyla kanıtlandığını, davacının yoğun çalıştığı ve sık sık şehir dışına çıktığının kendi beyanları ile sabit olduğunu, davacının kişisel hırsları doğrultusunda bu davayı açtığını, ortak çocuğun babası ile kalmak istemediği yönünde beyanı olduğunu, mahkemece belirlenen kişisel görüş günlerinde dahi babanın çocuğunu ile görüşme yönünde bir talebinin olmadığını, ortak çocuğu zaman zaman tamirhanede bıraktığını, çocuk annesinin yanına geldiğinde her tarafının araba yağı olduğunu, ortak çocuğun psikolojik olarak tedavi gördüğünü, Pazar günü çalışmadığı halde Cumartesi günleri çocukla kişisel ilişki kurulmasını istemesinin kötü niyet barındırdığını ileri sürerek çocuğun üstün yararı gereği davanın reddine karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talepli açılan davada, ortak çocukla baba arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasının çocuğun üstün menfaatine olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 323 üncü maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddesi. Çocuk Hakları'nın Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü, 4 üncü, ve 6 ncı maddesi. 5395 sayılı Çocuk koruma Kanunu'nun 4 üncü maddesi'nin (b) bendi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.