"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1737 E., 2023/2 K.
DAVA TARİHİ : 04.06.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölcük Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/266 E., 2021/686 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin ortak çocukları okula göndermediğini, davacı kadına ve çocuklara şiddet uygulaması nedeni ile davacı kadının çocukları alarak evi terk ettiğini, davacı kadının itibarını zedeleyeceği faaliyetlerde bulunduğunu, davacı kadın aleyhine kötü sözler söylediğini, davacı kadın ve çocuklara şiddet uyguladığını, küfür ettiğini, ailesi ile görüşmesine engel olduğunu, davacı kadını aşırı kıskandığını, iftira attığını, dört ... işe gitmediğini, davacı kadının evden boşanmak için gittiğini bilmesine rağmen kayıp olduğunu söyleyerek polise başvurduğunu ve kadının polis merkezinde bu nedenle alıkonulduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasının ve 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı kadın vekili süresinde verdiği cevaba cevap dilekçesi ile dosyaya sunulan CD nin aile mahremiyetini ihlal ettiğini, davalı aleyhine suç duyurusunda bulunduklarını, CD nin incelenmesinden hakaret edenin davalı erkek olduğunun görüldüğünü, davalı erkeğin kendisine delil yarattığını belirterek dosyaya sunulan CD nin delil olarak kabul edilmemesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı erkek vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının ... olmadığını, ortak çocukların davacı kadın tarafından alıkonulduğunu, davacı kadının çocukları davalı babaya karşı doldurduğunu, evin giderlerine katkı sağlamadığını, davacı kadının kendisini aldattığı için ikamet adresini değiştirdiğini, davacı kadının aile yaşantısını ihmal ettiğini, küfür ve hakaret ettiğini iddia ederek davanın reddine aksi kanaat olursa ortak çocukların velâyetinin davalı babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek ikinci cevap dilekçesinde hakaret ve küfür eden kişinin davacı olduğunu, kayıtlarının birçoğunun davacının bilgisi dahilinde çekildiğini, özel hayatın gizliliğini ihlal kastı taşımadığını beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin, eğitim çağındaki çocukları günah diye okula göndermediği, davacı kadına ve çocuklara şiddet uyguladığı, çocuğa ''sus lan'', davacı kadına yönelik ise; ''karı, sorumsuz karı, insan ol be, seni bataklıktan çıkardık, adam yerine koyduk'' şeklinde hakarette bulunduğu, davacıyı aşırı kıskanmak suretiyle söz konusu yükümlülüklere aykırı davrandığı, ortak yaşamı davacı kadın için çekilmez hale soktuğu, davacı kadının da davalıya ''defol, siktir git, şerefsiz'' şeklinde küfür ve hakaret ettiği, davalı erkeğin ağır kusurlu davranışlarıyla birliğin temelinden sarsılmasına yol açtığı, evliliğin devamında eşler, çocuk ve toplum için fayda kalmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, anne yanında kalmalarının ortak çocukların fikri, bedeni ve ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde delil bulunmadığı, hemen meydana gelecek bir tehlikenin varlığı da ileri sürülmediği, uzman görüşleri ve kardeşlerin zorunlu haller dışında ayrılmamaları gerekliliği ilkesi gereğince ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, anne ve babanın, çocuğun giderlerine mali güçleri oranında katkıda bulunmak zorunda oldukları gerekçesi ile karar tarihinden karar kesinleşinceye kadar aylık ayrı ayrı 300,00 TL tedbir, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu bu eşin diğerinin maddî desteğini yitirdiği, davacı kadının kişilik haklarının saldırıya uğradığı gerekçesi ile 8.000,00 TL maddî, 12.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili, davalı tanıklarının beyanlarının değerlendirilmediğini, davacı tanıklarının bile görgüye dayalı beyanlarının olmadığını, sadece davacı kadın yanında kalan ortak çocuğun beyanı esas alınarak davalı erkeğe kusur yüklenildiğini, çocukların okula gitmemesinin sadece davalı erkeğe kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğunu, dosyadaki CD kaydında evin dağınıklığının da görüldüğünü, davacı kadının evlilik birliğinin görevlerini yerine getirmeyerek kusurlu olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, ortak çocukların velâyetleri davacı kadına verilmiş olsa da davacı kadının yargılama süresi boyunca velâyete ilişkin hiçbir girişimde bulunmadığını, velâyet kararının kaldırılarak ortak çocukların velâyetlerinin davalı babaya verilmesi gerektiğini, boşanma kararı ve hükmedilen tazminatların hatalı kararlar olduğunu belirterek; kararın boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyetler, aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, yerel Mahkemece yapılan kusur belirlemesinin yerinde olduğu, tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin ağır kusurlu oluşu, evlilikte geçen süre, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında boşanmakla en azından davalı eşin maddî desteğinden yoksun kalacağı ve davalının kusurlu davranışları neticesinde kişilik haklarının zedelendiği anlaşılan davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, hükmedilen tazminat miktarlarının yerinde olduğu, ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye bırakılmasına karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı erkek vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, davalı tanıklarının beyanlarının değerlendirilmediğini, yalnızca davacı kadın lehine olan delillerin değerlendirildiğini, davacı kadının küfürlü konuşmaları, kurs açmak için evi terk ettiği vakıalarının değerlendirmeye alınmamasının hukuka uygun düşmediğini, çocukların okula gitmemesi kusurunun davalı erkeğe yüklenmesinin hatalı olduğunu, çocukların okula gittiğini, bu hususta kusurlu olan kişinin davacı kadın olduğunu, dosyadaki CD kaydında evin dağınıklığının da görüldüğünü, davacı kadının evlilik birliğinin görevlerini yerine getirmeyerek kusurlu olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, ortak çocukların velâyetleri davacı kadına verilmiş olsa da davacı kadının yargılama süresi boyunca velâyete ilişkin hiçbir girişimde bulunmadığını, çocuklardan Ali ... ve Ayşe ...`nın davacı baba yanında, Talha ...`in ise yatılı bir kurumda kaldığını, velâyet kararının kaldırılarak ortak çocukların velâyetlerinin davalı babaya verilmesi gerektiğini, boşanma kararı ve hükmedilen tazminatların hatalı kararlar olduğunu belirterek kararın boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyetler, aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davacı kadının boşanma davasının kabulü, maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesinin uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 336 ncı maddesinin ikinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ... ve 51 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.