"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1159 E., 2022/1318 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm
kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/23 E., 2022/44 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili tarafından velâyet, kişisel ilişki, kusur ve nafakalar yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile fer'ilerine karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili tarafından velâyet, kişisel ilişki, kusur ve nafakalar yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün ikinci kez kaldırılarak Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile fer'iler yönünden karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından velâyet, kişisel ilişki, kusur ve nafakalar yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve kişisel ilişki yönlerinden, davalı erkek tarafından tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmadığı gibi ilk derece mahkemesi kararını sınırlı olarak istinafa getiren tarafın açıkça istinaf etmediği konularda da temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince davacı kadın yararına verilen tazminatlara ilişkin hüküm davalı tarafça istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davalı erkeğin bu yönünden temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davacı kadının vekilinin tüm, davalı erkeğin kadın yararına hükmedilen tazminatlar dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vasisi vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin %70 engelli olduğunu, müvekilinde konuşma ve öğrenme bozukluğu olduğunu, bu sebeple müvekkilin amcasının oğlu ...'in müvekkiline vasi tayin edildiğini, husumete izin de alındığını, davalının müvekkilini aşağıladığını, hor gördüğünü, müvekkiline ve ortak çocuklara sürekli fiziksel ve sözlü şiddet uyguladığını, müvekkili tarafından daha önce boşanma davası açıldığını, davanın reddedildiğini, boşanma davası açıldıktan sonra gelişen olaylar sebebi ile iş bu davayı açma gerekliliği doğduğunu, erkeğin, müvekkilin annesine, babasına ve ortak çocuklarına yönelik hakaret, tehdit ve fiziksel şiddet eyleminde bulunduğunu, bu olayların daha önce açılan boşanma davasından sonra gelişen olaylar olduğunu, yine sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, erkeğin başka bir çocuğa cinsel istismar suçunu işlediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklardan Derya ve Nural için aylık ayrı ayrı 400,00 TL, ortak çocuklardan Damla ... için aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı lehine aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara katılmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 01.03.2018 tarih ve 2017/325 Esas, 2018/173 Karar sayılı kararı ile davacı kadın tarafından vasisi aracılığıyla 26.07.2013 tarihinde 2. Aile Mahkemesinin 2013/542 Esas sayılı dosyasında açılan boşanma davasında toplanan deliller karşısında erkeğe isnat edilen boşanmaya sebep olayların varlığı ortaya konulmadığından davanın reddine karar verildiği, kararın 22.01.2016 tarihinde kesinleştiği bu tarihten sonra tarafların bir araya gelmedikleri, kadının boşanma isteği yasal mevzuata uygun olmakla, tarafların ayrılıklarına sebep olaylar yönünden kadının kısıtlanmış olması nedeniyle kadına kusur izafe edilemeyeceğinden erkeğin ayrılığa sebep olaylarda toplanan delillerden önceki davadan farklı olarak 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/21 Esas sayılı dosyasında ... hakkında Hatice ... ve Derya ...'a yönelik tehdit ve hakaret eylemlerinden dolayı açılan davada mahkumiyetlerine karar verildiği, kararın 26.12.2016 tarihinde kesinleştiği ayrıca erkek hakkında 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/1669 Esas sayılı dosyasında müşteki ... Gücenmez'e yönelik çocuğun cinsel istismarından dolayı kamu davası açıldığı, bu davanın derdest olduğu, sanık olarak erkeğin suçlamayı inkar ettiği, yine erkek hakkında 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/627 Esas sayılı dosyasında Nuran ...'e yönelik yaralama eyleminden dolayı mahkumiyetine karar verildiği, kararın kesinleştiği, erkeğin bu davaya esas olmak üzere evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına esas olaylar yönünden tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, davalı baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 200,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın lehine aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından ortak çocuklardan Derya'yı davacı annenin yurda verdiğini, ortak çocuklardan Damla ...'a da devletin koruma kararı çıkarttığını, davacı annenin ortak çocuklarla ilgilenmediğini, ortak çocukların velâyetinin anneden alınarak tarafına verilmesi gerektiğini, ödemekte olduğu nafakaların iptal edilmesini talep ettiğini belirterek kararının kaldırılması gerektiğini belirterek velâyet düzenlemesi, velâyete bağlı kişisel ilişki, kusur belirlemesi, ortak çocuklar ve kadın lehine hükmedilen tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakaları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 26.03.2021 tarih ve 2019/432 Esas, 2021/469 Karar sayılı kararı ile; ortak çocuk Derya ...'un 16.06.2003, Nural'ın 24.10.2005 ve Damla ...'un ise 19.09.2013 doğumlu oldukları, İlk Derece Mahkemesince ortak çocukların velâyetinin anneye verilerek baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesis edildiği, ancak İlk Derece Mahkemesince yargılama boyunca annenin yaşam koşullarının ve çocuklar ile annenin ilişkilerinin değerlendirilmesi ve çocukların bulundukları yer barınma ve yaşam koşulları bakımından sosyal inceleme raporunun alınmadığı, nitekim davalı da istinaf dilekçesinde ortak çocuk Derya'nın yurda yerleştirildiğini, Damla ... hakkında da koruma tedbirine karar verildiğini belirttiği, o halde; 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 5 ... maddesi gereğince aile mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzman veya uzmanlardan ortak çocukların barınma ve yaşam koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınması, erkeğin istinaf dilekçesindeki iddialarının da araştırılıp ve tüm deliller birlikte değerlendirilip, çocukların ... menfaatine uygun düzenleme tespit edilip, gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, belirtilen yön nazara alınmaksızın velâyet düzenlemesi ve ortak çocuklar için talep edilen nafakalar yönünden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin isabetli bulunmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının, velâyet düzenlemesi, kişisel ilişki, kusur belirlemesi, ortak çocuklar ve kadın lehine hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları yönünden kaldırılmasına, Dairemiz kararına uygun şekilde işlem yapılarak, velâyet düzenlemesi, kişisel ilişki, kusur belirlemesi, ortak çocuklar ve kadın lehine talep edilen tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakaları hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılması sebebine göre erkeğin sair istinaf itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 09.12.2021 tarih ve 2021/89 Esas, 2021/238 Karar sayılı kararı ile; yapılan yargılama da, kurulan hükümde boşanma hükmü, yargılama gideri, harç ve vekâlet ücretine ilişkin karar ile kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden, istinaf edilmeksizin kesinleştiği, velâyet konusunda düzenlenen raporlarda gelinen aşamada, velâyetin babaya verilmesinin çocukların yararına olamayacağı kanaati karşısında, davacı annenin cezai ehliyeti kaldırır şekilde kısıtlanmış olduğu, bu sebeple kadına vasi tayin edilmekle velâyet konusunda karar verilmeyerek çocuklara vasi tayini için çocukların ikametgahı vesayet makamına ihbarda bulunulduğu, kişisel ilişki tesisine yönelik olmak üzere davalı babaya yönelik çocukların günlük gereksinimlerini karşılayacak düzeyde erkeğin yaşamalarının ve fiziki şartlarının yetersiz olduğu tespit edilmesi karşısında uzman raporunda çocukların yatılı olmayacak şekilde baba ile şahsi ilişki kurulmasının uygun olacağına dair rapor doğrultusunda kişisel ilişki tesisine gidildiğini belirterek kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, yargılama gideri, vekâlet ücreti ile kadın lehine taktir edilen tazminatlara ilişkin hüküm istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden bu hususlarda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, ortak çocuklar Damla ...'a ve Nural'a velâyeti konusunda davacı annenin kısıtlanmış olması, vesayet altına alınması ile erkeğin çocukların bakım ve gözetiminin sağlanmasında yaşam alanının ve fiziki şartlarının yetersiz olduğu uzman raporu ile tespit edilmekle, çocukların velâyetinin anneye veya babaya verilmesine yer olmadığına, ortak çocuklar Damla ...'a ve Nural'a vasi tayini konusunda ikametgahları vesayet makamına ihbarda bulunulmasına, ortak çocuklar Damla ... ve Nura lile baba arasında kişisel ve sosyal ilişkinin tesisine yönelik her ayın 2. ve 4. Cumartesi günü saat 10.00-17.00 arasında ve dini bayramların 2. Günü saat 10.00-17.00 arasında tedbiren baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar Damla ...'un ve Nural'ın bakım ve gözetimine katılım payından olmak üzere tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alınarak dava tarihinden geçerli olmak üzere her bir çocuk için ayrı ayrı 200,00 TL iştirak nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alınarak boşanmak ile ... duruma düşeceği anlaşılan kadın lehine 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesinin İkinci Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili ortak çocukların velâyetinin durumu olmadığı için kendisine verilmediğini, hükmedilen nafakaları ödeyecek ekonomik gücünün olmadığını, karşı tarafın kendisini hırsızlıkla suçlayıp iftira attığını, çocukları kendisine düşman ettiklerini belirterek İlk Derece Mahkemesince hükmedilen nafakaların kaldırılmasını talepleri doğrultusunda karar verilmesini isteyerek velâyet düzenlemesi, velâyete bağlı kişisel ilişki, kusur belirlemesi, ortak çocuklar ve kadın lehine hükmedilen tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakaları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 22.03.2022 tarih ve 2022/128 Esas, 2022/450 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince verilen ilk kararın kusur belirlemesi yönünden de bir karar verilmek üzere kaldırıldığından İlk Derece Mahkemesince kusur belirlemesi yönünden de bir karar verilmesi gerektiği, ne var ki İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde kusur belirlemesi yönünden bir gerekçe bulunmadığı, Mahkemenin, hangi vakıaları kusur olarak nitelendirip hangi tarafa kusur olarak yüklendiğini ve kusur derecelerini denetime elverişli şekilde gerekçeli olarak açıklamak zorunda olduğu, bu itibarla İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi yönünden denetime elverişli olmadığı, yine; İlk Derece Mahkemesince ortak çocuklar Damla ... ve Nural'ın velâyetinin anneye veya babaya verilmesine yer olmadığına, ortak çocuklara vasi tayini konusunda ikametgahları vesayet makamına ihbarda bulunulmasına karar verilmekle birlikte ortak çocuklar Damla ... ve Nural ile davalı baba arasında tedbiren kişisel ilişki tesisine karar verilmiş ise de, ortak çocuklar Damla ... ve Nural ile davalı baba arasında kesin olarak kişisel ilişki konusunda karar verilmemesinin de ... görülmediği gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının, velâyet düzenlemesi, kişisel ilişki, kusur belirlemesi, ortak çocuklar Damla ... ve Nural ile kadın lehine hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları yönünden kaldırılmasına yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalının sair istinaf itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına karar verilmiştir.
E.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olaylarda davacı kadının kısıtlanmasına karar verilmekle, kadının temyiz kudretine sahip olmadığından bu olaylarda kadına kusur izafe edilemeyeceğinden erkeğin ise dava dilekçesinde boşanmaya sebep olaylara ilişkin sürekli ve düzenli gelir getiren bir iş edinme konusunda çaba göstermemesi, kadının konuşma ve öğrenme bozukluğu şeklinde engelli olması nedeniyle onu ... gören, şiddet uygulayan davranışları olduğu, bu hususlarda boşanma istemli olarak kadın tarafından Eskişehir 2. Aile Mahkemesinin 2013/542 Esas sayılı dosyasında açılan boşanma davasının iddiaları ortaya koyan yeterli delil olmadığından reddine karar verildiği, kararın kesinleşmesine rağmen dört yılı bulan süreçte tarafların bir araya gelmediklerinden, bu davanın açılmak durumunda kalındığı beyan edilmiş erkeğin evine ve aile bireylerinin ihtiyaçlarının giderilmesinde ilgisiz kaldığı, kadın tanıkları olan aile büyüklerinin bu konuda ikazlarına tamam diyerek geçiştirdiği, davranışlarında değişiklik olmadığı, sürekli ve düzenli gelir getiren iş edinme konusunda özen göstermeyip sık sık iş değiştirdiğini, bu hususta açıklayıcı beyanda bulunmaktan kaçındığı, fiili ayrılık döneminde erkeğin bir kadınla görüşmesi konusunda tanıklara siz karışmayın şeklinde tavrı göz önüne alındığında, erkeğin tam kusurlu olduğu, çocukların velâyeti konusunda karar verilmese bile, çocukların bakım ve gözetimine katılım payından olmak üzere masraflara babanın katılması sonucunu doğurmayacağından çocuklar yönünden nafaka takdirine gidilirken, kadının gelir getiren faaliyetinin olmaması, kendi yakınları tarafından ihtiyaçlarının giderilmesi, vesayet altına alınmış olması, kadın lehine nafaka taktir edilmemesi sonucunu doğurmayacağından erkeğin sürekli iş değişikliği yapsa da, çalışmasını engelleyecek herhangi bir engelinin de olmaması göz önüne alındığında en azından asgari ücret düzeyinde gelir elde etmek durumunda olduğundan asgari ücret düzeyinde geliri olduğu gerekçesiyle kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, yargılama gideri, vekâlet ücreti ile kadın lehine taktir edilen tazminatlara ilişkin hüküm istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden bu hususlarda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, ortak çocuklardan Derya ...'un 16.06.2003 doğumlu olması nedeniyle yargılama aşamasında ergin olduğu görülmekle, velâyet ve kişisel ilişki ile iştirak nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuklar Nural ve Damla ... 'un velâyetlerinin anne ve babanın kısıtlanmış olması ve velâyet görevini yerine getiremeyecek olması nedeniyle anne ve babada olan velâyetlerinin kaldırılmasına, ortak çocuklar Nural ve Damla ... için vasi tayini konusunda ikametgahları vesayet makamına ihbarda bulunulmasına, ortak çocuklar Nural ve Damla ... ile baba arasında her ayın 2. ve 4. Cumartesi günü saat 10.00-17.00 arasında ve dini bayramların 2. Günü saat 10.00-17.00 arasında tedbiren baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar Nural ve Damla ... ile anne arasında her ayın 1. ve 3. Cumartesi günü saat 10.00-17.00 arasında ve dini bayramların 1. Günü saat 10.00-17.00 arasında tedbiren anne ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar Nural ve Damla ...' un bakım ve gözetimine katılım payından olmak üzere tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alınarak dava tarihinden geçerli olmak üzere her bir çocuk için ayrı ayrı 200,00 TL iştirak nafakasının babadan alınarak anneye verilmesine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alınarak boşanmak ile ... duruma düşeceği anlaşılan kadın lehine dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 250,00 TL tedbir nafakasına, tarafların boşanmalarına dair karar kesinleşmesi nedeniyle bu tarihten itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ortak çocukların velâyetlerini istediğini, kadının kusurlu olduğunu, çok zor geçindiğini, nafakaların kaldırılmasını talep ettiğini belirterek velâyet düzenlemesi, velâyete bağlı kişisel ilişki, kusur belirlemesi, ortak çocuklar Damla ... ve Nural ile kadın lehine hükmedilen tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakaları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ilk karardaki kusur belirlemesi davalı lehine usulü kazanılmış hak oluşturduğundan, ilk kararda yüklenilmeyen kusurların iş bu kararla yüklenilmesi ... olmadığı, bu durumda iş bu karara karşı da kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığından, erkek lehine usulü kazanılmış hak dikkate alınarak, İlk Derece Mahkemesinin iş bu kararında, davalı erkeğe 01.03.2018 tarihli ilk kararda yüklenilmeyen kusurlar yüklenildiğinden, erkeğe yüklenilen kusurların gerekçeden çıkarılması gerektiği, bu itibarla kadının 4721 sayılı Kanun'un 405 ... maddesi uyarınca kısıtlandığı, kadının eylemlerinin iradi olmadığı, kadının bir kusurunun olmadığı, erkeğe de usulü kazanılmış hak dikkate alındığında kusur yüklenemeyeceği, bu durumda evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların kusurlarının olmadığı, ortak çocuk Nural'ın 24.10.2005 doğumlu, Damla ...'un ise 29.09.2013 doğumlu olduğu, kadının kısıtlı olup velâyet görevini yerine getiremeyecek durumda olduğu, babanın da hükümlülük nedeniyle kısıtlandığı, hakkında açılan ceza davaları, sosyal inceleme raporları birlikte değerlendirildiğinde erkeğin de velâyet görevini yerine getiremeyecek durumda olduğu, bu durumda İlk Derece Mahkemesince velâyetlerin kaldırılmasına, ortak çocuklara vasi tayini konusunda ihbarda bulunulmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, yine ortak çocuk Derya ... ergin olduğundan velâyet ve kişisel ilişkisi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin de isabetli olduğu, İlk Derece Mahkemesince iş bu kararla ortak çocuklarla baba arasında yine tedbiren kişisel ilişki kurulduğu, boşanma kararının kesinleşmesinden sonraki dönem için baba ile ortak çocuklar arasında kesin kişisel ilişki konusunda bir karar verilmediği, Türk Medeni Kanununun 169 uncu, 185 ... maddesinin üçüncü fıkrası ve 186 ncı maddenin üçüncü maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın ve ortak çocuklar yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince ortak çocuklar için dava tarihinden itibaren aylık ayrı ayrı 200,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmiş ise de, dava tarihinden itibaren hükmedilen nafakanın tedbir nafakası olduğu, İlk Derece Mahkemesince dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar tedbir, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakasına hükmedildiği anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesince kadın ve ortak çocuklar Nural ve Damla ... için tedbir nafakasına hükmedilmesinin ve hükmedilen tedbir nafakası miktarlarının isabetli olduğu, ancak Mahkemece velâyetlerin anne ve babadan kaldırılmasına karar verildiği, iştirak nafakası velâyetin fiilen (eylemli olarak) kullanılmasına bağlı bir hak olduğu, anneden velâyet kaldırıldığından, anne lehine ortak çocuklar için iştirak nafakasına hükmedilmesinin ... görülmediği, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği nafaka yükümlüsünün kusuru aranmayacağı, toplanan delillerle, boşanmaya neden olan olaylarda kadının kusurunun bulunmadığı, nafaka yükümlüsünün de kusuru aranmayacağından, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşen kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ve hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının isabetli olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesince verilen boşanma hükmü, yargılama gideri, harç, vekâlet ücretine ilişkin karar, kadın lehine hükmedilen tazminatlar istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden, kesinleşen konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kusur gerekçesinin düzeltilmesine, ortak çocuklar Nural ve Damla ... lehine dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar aylık ayrı ayrı aylık 200,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının ortak çocuklar Nural ve Damla ... için iştirak nafakası talebinin reddine, davalı baba ile ortak çocuklar Nural ve Damla ... arasında her ayın 2. ve 4. cumartesi günü sabah saat 10.00'dan akşam saat 17.00'ye kadar ve dini bayramların 2. günü sabah saat 10.00'dan akşam saat 17.00'ye kadar olacak şekilde kişisel ilişki tesisine karar verilerek erkeğin kusur belirlemesi, Nural ve Damla ... yönünden kişisel ilişki ve iştirak nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulüne, erkeğin sair istinaf talebinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ile davalı erkek tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; her ne kadar kararın gerekçesinde nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmayacağı hukuken bir gerçek olsa da işbu dava da her konu da baştan sona erkek kusurludur engelli kadına ve ortak çocuklara evlilik birliği boyunca son derece kötü davrandığı ve üzerine düşen hiç bir yükümlülüğü yerine getirmediği, erkeğin kendi çocuklarına, evlilik birliği içerinde birlikte yaşadıkları kadının babası Nural ...'e, kadının annesi Hatice ...'e yönelik hakaret ve yaralama eylemleri neticesinde ceza aldığı, başka bir ceza davasında çocuğun cinsel istismarı sebebiyle yargılandığı, evli olduğu süreçte hayatında Tuba adında başka bir bayan olduğu, bu sebeple sadakat yükümlülüğüne de aykırı davrandığı, evini ihtiyaçları ortak çocukların giderlerine katılmadığı, ortak ev ile, kadın ile, ortak çocuklarla hiç ilgilenmediği, üçüncü çocuğu ...'yı hiç görmediği, çocuğun babasını tanımadığı dosya kapsamındaki delillerle, tanık beyanlarıyla ve bilirkişi raporlarıyla sabit olduğu, ayrıca her ne kadar çocuklar vesayet altına alınmış olsa da, çocuklar Nural ve Damla ... hala annelerinin yanında aynı düzenlerinde yaşadıkları, ortak çocukların bakım ve giderleri hala anne, dedeleri tarafından karşılandığı, bu sebeple erkeğin nafaka yükümlülüğünden kurtulduğunun düşünülemeyeceği, zira bu ortak çocuklar vesayet altında olsa da ... tarafından herhangi bir giderleri karşılanmadığı, bu sebeple nafaka taleplerinin reddinin son derece hatalı olduğunu kaldı ki ortak çocuklar Nural ve Damla ...'a vasi atandığı ve bu kararın 23.02.2022 tarihinde kesinleştiği, oysa ki Bölge Adliye Mahkemesi kararında, ortak çocukların velâyetinin anneden alındığı vasi atandığından bahisle dava tarihinden boşanmanın kesinleştiği tarihe kadar 200,00 TL tedbir nafakasının ödenmesine, iştirak nafakası taleplerimizin reddine karar verildiği, oysa ki boşanma hükmü 19.01.2022 tarihinde kesinleşmesine karşın vesayet makamına ihbarda bulunularak çocukların vesayet altına alınması kararının 23.02.2022 tarihinde kesinleştiği, bu tarihe kadar çocukların velâyeti halen annelerinde olduğu, tedbir ve iştirak nafakası yönünden verilmiş olan kararın kaldırılarak, ortak çocuklar lehine nafakaların devamına karar verilmesini, babanın ortak çocuklara karşı dahi suç işleme eğilimi olduğu dikkate alınarak, ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmamasına, şayet kişisel ilişki tesis edilecek ise ayda bir kez bir saat ile sınırlı kamuya açık alanda olmak şartıyla tesis edilmesine, boşanmaya sebep olaylarda kusurun erkekte olduğu, müvekkilin kısmi engeli olduğu, çalışabilecek durumda olmadığı dikkate alınarak her bir ortak çocuk için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın için de 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, kişisel ilişki, çocuklar için tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için yoksulluk nafakası yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek temyiz başvuru dilekçesinde özetle; nafaka ve tazminatlar yönünden kaldırılması gerektiğini, gelirinin geçimine yetmediğini belirterek nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, baba ile ortak çocuklar arasında kurulan kişisel ilişki, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddenin birinci ve ikinci fıkraları, 175 ... maddesi, 182 nci maddesi, 323 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddesi.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili ve davalı erkek tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkeğin, davacı kadın yararına hükmedilen tazminatlara yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davacı kadının vekilinin tüm, davalı erkeğin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.05.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.