Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2156 E. 2023/4413 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Velayet hakkının kötüye kullanılmasından kaynaklanan tazminat davasında, hükmedilen tazminata işletilen faizin başlangıç tarihi ve zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın kısmi dava olarak açılması ve sonradan ıslah edilmesi nedeniyle, hükmedilen tazminatın ilk kısımına dava tarihinden, ıslah edilen kısma ise ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının faizin başlangıç tarihi yönünden bozulmasına, zamanaşımı ve diğer yönlerden ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/1012 E., 2023/59 K.

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki velâyet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklanan tazminat davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı, babasının 21.06.1977 tarihinde vefat ettiğini, babasından kendisine miras olarak kalan 2536 ada 1 ve 2 nolu parsel sayılı taşınmazlarla 707 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki miras paylarını davalı annesinin velâyet hakkını kullanarak sattığını, yine bu taşınmazlardan satış tarihine kadar kira geliri elde ettiğini, kira gelirleri ile satışlardan elde ettiği gelirleri kendisinden gizleyerek velâyet görevini kötüye kullandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere yasal faiziyle birlikte 10.000,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 10.01.2023 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini toplamda 101.108,85 TL üzerinden ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 06.05.2014 tarihli kararı ile 2012/97 Esas, 2014/390 Karar sayılı kararıyla yapılan soruşturma, toplanan deliller ve dinlenen tanık beyanlarından davalının davacının babasının ölümünden sonra davacının kayyumu sıfatıyla hareket ettiği, diğer mirasçıların malları kullanmalarına engel olup dava açtığı ve bazı malları kızına kazandırdığı, kendi taşınmazının yarı hissesini kızına verdiği, kızını evlendirdiği ve kızı lehine hareket ettiği, taşınmazların kiraya verildiğine dair bir delil sunulamadığı davalının velâyet hakkını kötüye kullandığı ileri sürülmüş ise de dinlenen tanıklar hatta davacı tanığı dahi davalının kızı lehine hareket ettiğini beyan ettiği, aksine bir delil davacı tarafından sunulmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin 06.05.2014 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 05.10.2016 tarihli kararı ile Mahkemece, davalının kendi taşınmazının yarı hissesini davacı kızına verdiği, kızını evlendirdiği ve kızı lehine hareket ettiği ve velâyet hakkını kötüye kullandığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davalı annenin çocuğun bakımı ve eğitimi için yaptığı olağan giderleri karşılaması annenin yasal yükümlülüğünden doğan masraflardan olup, bu masrafları çocuk mallarından mahsup etme hakkına sahip olmadığı, davalı anne yoksul olduklarını veya çocuğun özel durumunun olağanüstü harcamalar yapılmasını gerektirdiğini ve bu sebeple çocuk mallarının kullanıldığını da iddia ve ispat etmediği, aynı şekilde, dava konusu 2536 ada 1 ve 2 nolu parsel sayılı taşınmazların satışından aldığı karşılığı davacıya verdiğini ya da satıştan elde edilen karşılığı davacı yararına sadakat ve özenle yönettiğini de kanıtlayamadığı, esasen bu durum davalının, "2536 ada 1 ve 2 nolu parsel sayılı taşınmazlarda davacının payı yerine geçmek üzere kendi adına kayıtlı 861 parsel sayılı taşınmazdaki hissesinin 1/2 sini 2006 yılında davacıya devrettiğine" yönelik savunmasından da açıkça anlaşıldığı, davalı anne 2536 ada 1 ve 2 nolu parsel sayılı taşınmazlardan elde ettiği karşılığı davacı yararına kullanmayarak, davacıya teslim etmeyerek velâyet görevini kötüye kullandığı o halde; dava konusu bu taşınmazların değerlerinin mahallinde keşif yapılarak bilirkişi vasıtasıyla bedelinin belirlenmesi ile davalının kendi adına kayıtlı 861 parsel sayılı taşınmazdaki hissesinin 1/2'sini davacıya bedelsiz olarak devrettiği de dikkate alınarak, belirlenecek bedelden bu hissenin bedelinin düşülmesi ve arta kalan değer olması halinde davacının tazminat talebinin kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, yapılan soruşturma ve toplanılan delillerden; davalı annenin çocuğun bakımı ve eğitim için yaptığı olağan giderleri karşılaması annenin yasal yükümlülüğünden doğan masraflar olup, bu masrafları çocuk mallarından mahsup etme hakkına sahip olmadığı, bu nedenle annenin velâyet görevini kötüye kullandığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 111.181,85 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davacı tarafça dosyaya sunulan 11.01.2023 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değeri toplamda 111.181,85 TL'ye yükseltilmiş olup açılan dava 10.000.00 TL üzerinden kısmi dava olarak açıldığı, 11.01.2023 tarihli sunulan ıslah dilekçesi ile toplamda 101.108 ,85 TL' ye ıslah tarihinden (11.01.2023 ) itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği, hükmedilen tüm alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinin hatalı olduğu, davacı yan alacağının zaman aşımına uğradığı, zamanaşımı itirazı değerlendirmeksizin, davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın davanın kabulü, faizin başlangıç tarihi ve zamanaşımı yönlerinden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, velâyet hakkının kötüye kullanılmasından kaynaklanan tazminat davasında, davanın kabulün şartlarının oluşup oluşmadığı, hükmedilen tutara işletilen faizin başlangıç tarihinin ve zamanaşımı itirazlarının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci, 438 inci, 439 uncu maddeleri, 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 287 nci, 280 inci 288 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı, davalının velâyet görevini kötüye kullandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 10.02.2023 tarihli ıslah dilekçesi ile de bu miktarı ıslah ederek talebini toplamda 101.108,85 TL'ye yükseltmiş, Mahkemece davanın kabulü ile 111.181,85 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; Mahkemece hükmolunan bedelin 10.000,00 TL'lik kısmına dava tarihinden itibaren, kalan kısmına ise ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Mahkeme kararının faizin başlangıç tarihi yönünden davalı yararına BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,03.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.