"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mudanya 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
Taraflar arasındaki yardım nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekilerinin başvurularının kabulüyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı vekilince istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen nafakanın yıllık miktarı 9.000,00 TL olup bu miktarın Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin kabul edilen yardım nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı vekilinin duruşma isteğinin reddine karar verilerek, taraf vekillerinin temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ...'nın davacının babası olduğunu, davacı küçük yaşta iken annesi ve babasının boşandığını, boşanma davasından önce tarafların Almanya'da yaşadığını ancak boşanma sonrasında davalının Çin'e taşındığını, davalının boşanmadan itibaren davacıyı arayıp sormadığını, maddî ve manevî destek olmadığını, davacının annesinin maddî yetersizlik nedeniyle Alman makamlarından maddî olarak yardım talebinde bulunduğunu ve davalının bir miktar nafaka ödenmesine hükmedildiğini, Alman mahkemelerince hükmedilen nafaka yükümlülüğüne davalının uymadığını, davalının daha sonra Türkiye'ye yerleştiğini öğrendiğini, bunun üzerine Mudanya Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinde anılan nafaka kararının tanınması ve tenfizine ilişkin dava açıldığını, mahkemenin 07.04.2015 tarihli ve 2015/51 Esas, 2015/99 sayılı kararı ile nafakaya ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine karar verildiğini, bu kararın kesinleşerek biriken nafaka borçlarının davalıdan tahsil edildiğini, davacının halen Almanya'da üniversite öğrenimine devam ettiğini, 2013 yılından beri inşaat ve endüstri mühendisliği bölümünde öğrenim gördüğünü, öğrenimini tamamlayabilmesi için 5 sömestr daha okula devam etmesi gerektiğini, davacının annesinin çalışmadığını, eğitim hayatındaki ihtiyaçları nedeniyle 1.000,00 Euro yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından yabancı mahkemece hükmedilen nafakanın tanıma ve tenfizine ilişkin kararının icraya konulması suretiyle davalının yüklü bir miktar bedel ödediğini, evini ve arabasını satmak durumunda kaldığını, bu durumdan yeni eşi ve çocuklarının olumsuz etkilendiğini, davacının Alman Vatandaşı olması nedeniyle Almanya devleti tarafından sunulan burs gibi imkanlardan faydalandığını, talep etmiş olduğu miktarın fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddine, mahkeme aksi kanaatteyse nafakanın Türk Lirası olarak hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının yaşı, mezuniyet durumu, yaşadığı ülke koşulları, eğitimine uygun iş bulma imkanı göz önüne alındığında nafakanın süresiz devam etmemesi eğitim hayatının sonuna kadar geçerli olması gerektiği, davacının öğrenci olduğu, herhangi bir gelirinin bulunmadığı, annesi ile ikamet ettiği, davalı babadan yardım nafakası talep etme hakkının bulunduğu, davalının emekli maaşı ve başkaca işçi maaş gelirinin bulunduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, davacının eğitim ve diğer giderleri, yaşı, öğrenim durumu hakkında dosyaya sunulan ve öğrenim durumunun 30.09.2021 tarihine kadar geçerli olduğunu gösteren belge ile hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde davacının yardım nafakası isteminin eğitim hayatının sonuna kadar geçerli olmak üzere kısmen kabulüyle 350,00 TL nafakanın 2021 yılının Eylül ayına kadar, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu, eksik inceleme sonucunda karar verildiğini, davalının güncel gelir durumunun incelenmediğini, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, davalının kötü niyetli davranışlarının ödüllendirildiğini bildirerek, kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının davayı açmakta kötü niyetli olduğunu, davacının meslek sahibi olduğunu, çalışabilecek durumda olduğunu, tekrar tekrar farklı bölümlere kayıt yaptırmak suretiyle nafaka talebinde bulunmasının hakkın kötüye kullanımını oluşturduğunu, yerel mahkemenin bu hususu göz ardı ederek davanın reddi yerine kısmen kabulü kararının doğru olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmek üzere kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ölçüsü birlikte değerlendirildiğinde, nafaka miktarının az olduğu, davacı lehine yardım nafakası bağlanırken davacının eğitim hayatı devam etmesine rağmen sınırlı süre ile nafakaya hükmedilmesinin doğru olmadığı, davacının faiz talebi olmamasına rağmen, faize karar verilmesinin usule aykırı olduğu, nafaka davalarında oranlama yapılmaksızın yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılması gerekirken oranlama yapılmasının ve nafaka davalarında kısmen kabul halinde davalı yararına reddedilen miktar yönünden vekâlet ücreti verilemeyeceği halde davalı lehine vekâlet ücreti takdir edilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın kısmen kabulüyle 750,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına ve davacı yararına vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verilerek, tarafların sair istinaf başvurularının ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının eğitim hayatının devam ettiğini, davalının yüksek gelir elde ettiğini ileri sürerek nafakanın miktarı ve nafakanın Euro cinsinden hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının yaşı ve eğitim durumu dikkate alındığında çalışabilecek durumda olduğunu, davacının İnşaat Mühendisliği bölümünden mezun olduğunu, istese ikinci üniversiteyi okurken çalışabilecek durumda olmasına rağmen davalıyı nafaka yükümlülüğü altına sokmak için çalışmamasının iyi niyetle bağdaşmadığı, davalının evini ve aracını satarak davacıya olan birikmiş nafaka borcunu ödediğini, davalının ekonomik olarak zor durumda olduğunu ileri sürerek davanın reddine veya nafaka miktarının düşürülmesine karar verilmek üzere kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan yardım nafakası talepli davada hukuki yararının bulunup bulunmadığı, nafakanın hakkaniyete uygun tespit edilip edilmediği ve hükmedilen nafakanın TL cinsinden belirlenmesinin hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 328 inci maddesinin ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 99 uncu maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü ve 362 inci maddesi 369 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı vekilinin davacının kabul edilen yardım nafakasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.