Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2195 E. 2023/1870 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının, davalı erkeğin usuli kazanılmış hakkına aykırı olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen tazminat miktarı kadının istinaf başvurusuna konu edilmediğinden erkeğin usuli kazanılmış hakkı oluştuğu, dolayısıyla bozma sonrası Bölge Adliye Mahkemesince daha yüksek miktarda tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2902 E., 2022/2454 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...

DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...

DAVA TARİHİ : 27.01.2018 - 16.02.2018

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ile kadının maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın lehine maddi ve manevî tazminata hükmedilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve dördüncü fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 19.11.2019 tarihli ve 2018/44 Esas, 2019/461 Karar sayılı kararıyla; feragat nedeniyle retle sonuçlanan davadan sonra taraflar bir araya geldiklerinden kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına dayalı davasının reddine, erkeğin başka kadınla gönül ilişkisi yaşamak suretiyle kadına karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, kadına karşı aşağılayıcı ve ilgisiz davranışlarda bulunması sebebiyle psikolojik şiddet uyguladığı buna karşılık kadının erkeğe ve ailesine karşı hakaret içeren sözler sarfettiği, erkeğin ailesine saygısız davrandığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuk ...'in velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir ve aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir ve aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı- karşı davacı erkek vekili kusur belirlenmesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 04.04.2022 tarihli ve 2020/300 Esas, 2022/746 Karar sayılı kararıyla; dava tarihinden sonra tarafların ortak çocukları ...'nın sosyal medya hesabına gönderilen fotoğraf ve görüntülerin kim tarafından gönderildiğinin, sahte hesap açılarak oluşturulup oluşturulmadığının belli olmadığı, erkek tarafından bu fotoğraf ve görüntülerin kabul edilmediği, mahkemece de delil olarak kabul edilmesi mümkün olmadığı halde, erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığından bahisle erkeğe bu durumun kusur olarak yüklenmesinin yanlış olduğu gerekçesiyle erkek vekilinin kusur tespiti ile kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf isteminin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak, erkeğe kusur olarak yüklenen sadakat yükümlülüğüne aykırı davranış vakıasının erkeğin kusurlu davranışları arasından çıkartılmasına, tarafların gerçekleşen diğer kusurlu davranışları dikkate alındığında tarafların eşit kusurlu olduklarının tespitine, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, erkek vekilinin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- karşı davalı kadın vekili kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 26.10.2022 tarihli ve 2022/5712 Esas, 2022/8543 Karar sayılı kararıyla; kadın tanığı ortak çocuk ... beyanında babasının süregelen şekilde sadakatsiz olduğunu beyan ettiğine ve tanığa gönderilen fotoğrafların kadın tarafından kurgulanarak gönderildiğinin kabulünü gerektiren ve yasak delil olarak nitelendirilmesini gerektiren bir husus olmadığı, ayrıca tanık tarafından fotoğrafların dava tarihinden önceki döneme ait olduğunun tespit edildiği hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde erkeğin süregelen şekilde sadakatsizlik boyutuna varan davranışlarının olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle hükmün kusur yönünden bozulmasına, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadın yararına boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte 60.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; enflasyon sürekli artmakta olduğundan paranın alım gücü sürekli düştüğünden ve fiyatlarda normalin üzerinde fiyat artışları sebebi ile dava dilekçesindeki talep kadar maddi ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığına ilişkin kusurun ispatlanmadığını, erkeğin ağır kusurlu sayılmasının ve kadın lehine maddi ve manevî tazminata hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olup hakkaniyetsiz bir durum ortaya çıkardığını, İlk Derece Mahkemesi kararının sadece müvekkili tarafından istinaf edildiğini, tazminat miktarları yönünden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın erkek yararına usulü kazanılmış hak oluşturduğunu ve bu nedene miktarların artırılamayacağını ileri sürerek kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında davacı kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı, erkeğin usuli kazanılmış haklarına aykırı hüküm kurulmuş olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davacı- karşı davalı kadın vekilinin tüm, davalı- karşı davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince davacı- karşı davalı kadın lehine hükmedilen 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminat miktarı yönünden davacı- karşı davalı kadın tarafından hüküm istinaf edilmediğinden tazminatların miktarı yönünden davalı- karşı davacı erkek lehine usulü kazanılmış hak oluşmuştur. O halde Bölge Adliye Mahkemesinin bozma sonrasında verdiği kararında usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde İlk Derece Mahkemesince hükmedilen miktarlar aşılarak kadın lehine 60.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı- karşı davalı kadın vekilinin tüm, davalı- karşı davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddi ve manevî tazminat miktarı yönünden davalı- karşı davacı erkek yararına BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'ye yükletilmesine,

Peşin harcın istek halinde yatıran Mustafa'ya iadesine,

Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.