Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2196 E. 2023/5101 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında, boşanma hükmünün kesinleşip kesinleşmediği, kusur belirlemesi, tazminat talepleri, velayet ve nafaka konularında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle temyiz talebinin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/517 E., 2022/1552 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 12. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/437 E., 2019/615 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın ... kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin kadına maddî ve manevî baskı uyguladığını, geç geldiğini, eve gelmediği günler olduğunu, başka kadınlarla ilişki yaşadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, evi terk ettiğini ve kira sözleşmesi ve abonelikleri iptal ettirdiğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların her biri yararına aylık 500,00 iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava ile karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde; erkek hakkındaki iddiaların doğru olmadığını, erkeğin evi terk etmediğini, kovulması sebebiyle 29.05.2017'de evden ayrıldığını, kadının evlilikteki amacının Türk vatandaşlığını kazanmak, başka erkekten olan kızını ve ailesini Türkiye'ye getirmek olduğunu, bu amaçlarına ulaştıktan sonra erkeği evden kovduğunu, kaba ve küfürlü konuştuğunu, 2010 yılından sonra yatakları ayırdığını, 2010 yılında erkeği evden kovduğunu ve tarafların fiilen ayrıldıklarını, erkeğin fiili ayrılık döneminde başka kadınla ilişkisi olduğunu, akabinde barıştıklarını, erkeğin telefonundan diğer kadınla ilişkisini belgeleyen fotoğrafları alıp işbu davada kullandığını, fotoğrafların eski olduğunu ve delilin erkeğin rızası dışında elde edildiğini, kadının Moldova'daki akrabaları ülkeye getirdiğini, evde on kişi yaşamaya başladıklarını, erkeğin evi geçindirmek için borçlanmak zorunda kaldığını, boşanmak isteyen erkeğe... isimli kızını tanımasını şart koştuğunu, erkeğin de çocuğu tanıdığını,... ve kadının 27.05.2016'da Türk vatandaşı olduklarını ve akabinde de erkeği evden kovduğunu, kadının sıklıkla sigara ve alkol kullandığını, erkeğin evde olmadığı zamanlarda erkeğin de tanıdığı fakat davet etmemiş olduğu erkek misafirleri kabul ettiğini, ablasının boşanmış olduğu eski eşi ile evde alkol aldıklarını, erkeğin bu konudaki uyarılarını dikkate almadığını, kadının dava dilekçesinde çocuğun velâyetini talep etmemesine karşın nafaka istemesinin asıl amacını ortaya koyduğunu iddia ederek; kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuk ...'nın velâyetinin babaya verilmesine ve erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, son zamanlarda tarafların aynı evde yaşıyor olmalarına rağmen yatak odalarının ayrı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşini aşağılayıp hakaret eden, sürekli olarak telefonda başka kadınlarla mesajlaşan, son olarak evi terk eden, evi terk ettikten sonra elektrik, su ve doğal gaz aboneliklerini iptal ettiren, kirayı ödemeyen ve ortak çocuğun ihtiyaçlarını karşılamayan erkek ile bazı yakın akrabaları sürekli olarak tarafların konutunda yaşayan, alkol alışkanlığı olan, Türk vatandaşlığını aldıktan sonra eşini sık sık evden kovan ve eşine küfür ve hakaret eden kadının eşit kusurlu oldukları; eşit kusurlu eşlerin birbirlerinden maddî ve manevî tazminat alamayacakları, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, 17.09.2018 tarihli uzman raporunda ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin uygun olacağı yönünde görüş bildirilmiş ise de, çocuğun duruşmada uzman refakatinde alınan beyanları üzerine, tarafların evlerinde inceleme yapılmak suretiyle düzenlenen 10.07.2019 tarihli uzman raporunda annenin ev koşullarının çocuğun sağlıklı yaşamasına elverişli olmaması ve çocuğun bulunduğu ev ortamında annenin arkadaşlarıyla birlikte alkol alması dikkate alındığında çocuğun velâyetinin babaya verilmesinin çocuğun üstün yararına uygun olacağı yönünde görüş bildirildiği gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ... ...'un velâyetinin babaya verilmesine, çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına 27.09.2017 tarihli ara karar ile hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve 300,00 TL yoksulluk nafakasına ve tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadın hakkındaki iddialarının maddî gerçekleri yansıtmadığını, erkeğin davasının reddine ve kadının tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, babanın çocuğun velâyeti konusunda samimi olmadığını, çocuğun halihazırda anne ile yaşadığını, 17.09.2018 tarihli uzman raporunun esas alınarak velâyetin anneye verilip çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiğini, çocuk için hükmedilen nafakanın devam etmesi gerektiğini ve yoksulluk nafakası miktarının az olduğunu belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, çocuk yararına hükmedilen nafakanın kaldırılması, yoksulluk nafakasının miktarı ve velâyet yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadının davasındaki boşanma hükmünün erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmamak suretiyle kesinleştiği ve istinafa konu yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek ve Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki kadının davasındaki boşanma hükmünün kesinleştiği ifadesinin doğru olmadığını ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, çocuk yararına hükmedilen nafakanın kaldırılması, yoksulluk nafakasının miktarı ve velâyet yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadının davasındaki boşanma hükmünün kesinleşip kesinleşmediği, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkeğin istinafa başvurulmamak suretiyle kesinleşen kusurları yanında kusurunun bulunup bulunmadığı, kadına yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin davasının kabulünün ve kadının tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesinin çocuğun üstün yararına olup olmadığı ve yoksulluk nafakası miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 182 nci maddeleri, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ... kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.