Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2201 E. 2024/4058 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında edinilmiş mal niteliğindeki taşınmaz ve araç için katkı payı ve katılma alacağı istemiyle açılan davada, taşınmazın edinilme şekli, değeri ve tarafların katkı oranlarının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davalı kadının süresinde ileri sürülmemiş bağış savunmasına rağmen, taşınmazın bağış yoluyla edinildiği kabul edilerek ve bilirkişi raporuna yapılan itirazlar değerlendirilmeden eksik incelemeyle hüküm kurulması hatalı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2023 E., 2022/2289 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Balıkesir 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/16 E., 2022/312 K.

Taraflar arasındaki katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekili ve davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından asıl dava yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde davalı-davacı adına 5803 ada 1 parsel 7 nolu bağımsız bölüm ile ... plakalı aracın edinildiğini; aracın müvekkiline ait aracın satışından elde edilen 7.500,00 TL, ortak ödenen 15.000,00 TL kredi ve ortak birikim olan 9.750,00 TL kullanılarak toplam 32.250,00 TL'ye alındığını; taşınmazın da 25.09.1997 yılında kooperatif üyeliği devralınarak edinildiğini, hisse satın alınırken 2.500,00 USD borç alındığını, borcun ortak birikimlerle ödendiğini, 2000 yılında kaba inşaat olarak taşınmazın teslim edildiğini, teslim edildikten sonra iyileştirme ve dekorasyonun müvekkili tarafından yaptırıldığını, 2002 yılının başına kadar iyileştirmelerin devam ettiğini belirterek; mal rejiminin tasfiye ile, taşınmazın ve aracın edinilmesi ve bilahare iyileştirmesi ile ilgili olarak müvekkilinin alacağının tespiti ile alacak tutarlarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla asgari 20.000,00 TL'nin tasfiyenin sona ermesinden (boşanma dava tarihi) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek vekili 01.04.2019 tarihli dilekçesinde; dava dilekçesindeki 20.000,00 TL dava değerinin araç için 10.000,00 TL, taşınmaz için 10.000,00 TL olduğunun açıklayarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, talep miktarını araç yönünden 14.375,00 TL, taşınmaz yönünden de 52.518,165 TL'ye yüksetmiştir.

3. Davacı-davalı erkek vekili 06.06.2022 tarihli dilekçesinde; bilirkişi raporuna itirazlarını tekrarlayarak talep miktarını araç yönünden 30.000,00 TL, taşınmaz yönünden de 190.000,00 TL'ye yüksetmiştir.

4. Davacı-davalı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadına dava dilekçesi 15.04.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesini süresinden sonra 12.05.2014 tarihinde sunmuştur, işbu cevap dilekçesinde ise; aracın peşinatı için 17.500,00 TL'nin müvekkiline ait altınlarının bozdurularak karşılandığını, kalan kısmı içinde kredi kullanıldığını, aracın edinilmesine davacı-davalının katkısının olmadığını; taşınmaz edinilmesi için de kooperatif üyeliği devralınırken müvekkiline ait 15 gr'lık 9 adet Adana burmasının bozdurularak 900,00 USD ile müvekkilinin arkadaşından alınan ve müvekkili tarafından ödenen 2.500,00USD kullanıldığını, aidatların büyük kısmının da müvekkili tarafından ödendiğini, doğalgaz tesisatının müvekkili tarafından kredi kullanılarak yaptırıldığını, müvekkilinin yardımlaşma sandığından çektiği kredi borcu, kredi kartı borcu ve mevduat kredi borçlarının olduğunu, bunların hesaplamada dikkate alınması gerektiğini belirterek; davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; davacı-davalı adına olan OYAK birikimleri nedeniyle mal rejiminin tasfiyesiyle, şimdilik 10.000,00 TL alacağın faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 11.06.2019 tarih ve 2014/246 Esas, 2019/547 Karar sayılı kararı ile, taşınmazın eşler arasında resmi senet ile satılarak kooperatif hisselerinin devrinin yapılmasının bağış niteliğinde olduğu, taşınmazın kadının şahsi malı olduğunu; 29.06.2013 tarihinde kooperatife 10.153,00 TL bir ödeme yapıldığı, ödemenin taraflardan birisinin kişisel malından yapıldığına dair bir delil bulunmadığı, bu ödenen paranın ½ oranında davacı-davalının hakkı olduğu; ödenen paranın taşınmazın ödeme tarihindeki oranının % 11,36 olduğu ve taşınmazın keşif tarihi itibarı ile değerine işbu oranın isabet eden miktar olan 11.932,00 TL bedelin ½ oranında davacı-davalının değer artış payı alacağının bulunduğu; ... plaka sayılı aracın edinilmiş mal olduğu, satın alınmasında diğer eşin kişisel para veya değerini eklediğine dair hiç bir bilgi ve delil ibraz edilmediği, aracın keşif tarihi itibarı ile değerinin ½ oranında davacı-davalının 14.375,00 TL katılma alacağı bulunduğu; OYAK tarafından davacı-davalıya dava tarihine dek yapılmış herhangi bir ödeme bulunmadığı ve mal varlığına giren bir değer bulunmaması nedeni ile tasfiye edilebilecek bir mal varlığı değerinin bulunmadığı gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulü ile taşınmazla ilgili 5.966,00 TL değer artış payı alacağının dava tarihinden itibaren, araç ile ilgili 14.375,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddi ile birleşen davanın reddine yönelik verilen karar davacı-davalı erkek vekili ve davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 21.12.2021 tarih ve 2019/1927 Esas, 2021/2004 Karar sayılı kararı ile, asıl davada tasfiye konusu araç ve taşınmazın karar tarihinde en yakın tarihteki sürüm (rayiç) değerinin belirlenerek değer artış payı alacağı ve katılma alacağının belirlenmesi gerektiği, ayrıca faiz başlangıç tarihinin de karar tarihi olması gerektiği gerekçesiyle; birleşen davaya yönelik istinaf sebepleri incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taşınmazın eşler arasında resmi senet ile satılarak kooperatif hisselerinin devrinin yapılmasının bağış niteliğinde olduğu, taşınmazın kadının şahsi malı olduğunu; 29.06.2013 tarihinde kooperatife 10.153,00 TL bir ödemede yapıldığı, ödemenin taraflardan birisinin kişisel malından yapıldığına dair bir delil bulunmadığı, bu ödenen paranın ½ oranında davacı-davalının hakkı olduğu; ödenen paranın taşınmazın ödeme tarihindeki oranının % 11,36 olduğu ve taşınmazın keşif tarihi itibarı ile değerine işbu oranın isabet eden miktar olan 43.168,00 TL bedelin ½ oranında davacı-davalının değer artış payı alacağının bulunduğu; ... plaka sayılı aracın edinilmiş mal olduğu, satın alınmasında diğer eşin kişisel para veya değerini eklediğine dair hiç bir bilgi ve delil ibraz edilmediği, aracın keşif tarihi itibarı ile değerinin ½ oranında davacı-davalının 30.000,00 TL katılma alacağı bulunduğu; OYAK tarafından davacı-davalıya dava tarihine dek yapılmış herhangi bir ödeme bulunmadığı ve mal varlığına giren bir değer bulunmaması nedeni ile tasfiye edilebilecek bir mal varlığı değerinin bulunmadığı gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulü ile taşınmazla ilgili 21.584,00 TL değer artış payı alacağının, araç ile ilgili 30.000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddi ile birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili ve davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; taşınmaz ve aracın güncel değerinin düşük belirlendiğini, emsal değerlerin altında değer belirlendiğini, davalı-davacı ile müvekkili arasındaki devirlerin kredi kullanmak için olduğunu, davalı-davacının hiçbir zaman işlemin bağış olduğuna yönelik iddiasının olmadığını, bağış iradesinin de bulunmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kooperatife yapılan ödemelerin müvekkili tarafından yapıldığını, taşınmazın müvekkilinin kişisel malı olduğunu, kooperatife yapılan 10.153,00 TL'nin 5.000,00 TL'sinin 29.06.2013 tarihinde yapıldığını, sadece 5.000,00 TL değer artış payı alacağının hesaplanması gerektiğini, birleşen davanın da kabul edilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede, dosyadaki yazılar, kararın dayandığı deliller ile kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmediği, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin asıl ve birleşen davaya yönelik olarak vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle; başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; taşınmaz ve aracın güncel değerinin düşük belirlendiğini, emsal değerlerin altında değer belirlendiğini, davalı-davacı ile müvekkili arasındaki devirlerin kredi kullanmak için olduğunu, davalı-davacının hiçbir zaman işlemin bağış olduğuna yönelik iddiasının olmadığını, bağış iradesinin de bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, katkının ispatı, taşınmazın değeri, kişisel mal savunması ve ispatı, delillerin değerlendirilmesi, yargılama gideri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır. Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde katkı payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 140 ve 141 inci maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, 281 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 227 nci maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un (4722 sayılı Kanun) 10 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 285 inci ve devamı maddeleri, 646 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca, hakim tarafların talep sonucu ile bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.

2.6100 Sayılı Kanun'un 141 nci maddesinin birinci fıkrasında 22.07.2021 tarihinde yapılan değişiklikten önceki halinde ''... Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. ...'', değişiklikten sonraki halinde ''... Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. ...'; aynı maddenin ikinci fıkrasında da '... İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır. ...' şeklinde, iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı ile istinası düzenlenmiştir.

3.6100 sayılı Kanun'un 176 ve devamı maddelerinde de ıslah müessesi düzenlenmiş olup düzenlemelere göre taraflardan her birinin yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği ve ıslahın bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğuracağı düzenlenmiştir (6100 sayılı Kanun md. 176/1, 179/1).

4.4721 sayılı Kanun'un 219 uncu maddesinde edinilmiş mallar, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleri olarak tanımlanmıştır.

5.4721 sayılı Kanun'un 220 nci maddesinde de kişisel mallar sayılmış olup düzenlemeye göre, eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşyalar, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, manevî tazminat alacakları ve kişisel mallar yerine geçen değerler kişisel maldır.

6. 4721 sayılı Kanun’un 222 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. 4721 sayılı Kanun'un 222 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca da, bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş maldır.

7. Ayrıca, ispat yükü 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” ve 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesinde de, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir./ Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir” şeklinde düzenlenmiştir.

8.Tasfiye konusu taşınmazın kooperatif üyeliği yoluyla edinilmesi halinde, kooperatife yapılan ödemelerden ve bu ödemelerin isabet ettiği dönemlerden hareketle, mal rejiminin tasfiyesi ile eşlerin alacak miktarları belirlenir. Kooperatif ödemelerin 743 sayılı Kanun'un 170 inci maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden önceki dönemde tamamlanması durumunda eşler lehine katkı payı alacağı, 4721 sayılı Kanun'un 202 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden sonraki dönemde tamamlanmasında ise değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakkı doğabilecektir.

9. Kooperatif ödemelerinin bir kısmının mal ayrılığı bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde yapılmasında; mal ayrılığı dönemindeki ödemelere her bir eşin yaptığı katkı oranı, daha sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel mal olarak geçeceği kabul edilmektedir.

10. Buna göre; mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde (01.01.2002 tarihine kadar) eşlerin kooperatif ödemelerine yaptıkları katkı oranı, 743 sayılı Kanun'un, 818 sayılı Kanun ve 6098 sayılı Kanun'un genel hükümleri ile Yargıtay ve Dairemizce kabul edilen "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. Kişisel mal olarak kabul edilen bu katkı oranı, 01.01.2002 tarihinden sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimi kurallarına göre, hesap edilecek "değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak" miktarlarının tespitinde gözetilecektir.

11.İhtiyaç duyulması halinde, değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.

12. Somut olaya gelince; eşler, 25.08.1990 tarihinde evlenmiş, 20.03.2014 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 02.09.2015 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (4721 sayılı Kanun'un md. 225/2). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı Kanun md. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Kanun md. 10, 4721 sayılı Kanun md. 202). Tasfiyeye konu 5803 ada 1 parsel 7 nolu bağımsız bölüm, hernekadar tapuda ferdileşme nedeniyle 05.07.2012 tarihinde davalı-davacı kadın adına edinilmiş gözüküyor ise de, dosyadaki bilgi ve belgelerden taşınmazın S.S. Özgoncagül Konut Yapı Kooperatifi üyeliğinin ilk davacı-davalı erkek adına 01.10.1997 tarihinde devir alınarak edinildiği, daha sonra kooperatif üyeliğinin davacı-davalı erkek tarafından 01.08.2000 tarihinde davalı-davacı kadına, davalı-davacı kadın tarafından 30.07.2010 tarihinde davacı-davalı erkeğe, davacı-davalı erkek tarafından da son olarak 10.12.2011 tarihinde davalı-davacı kadına devredildiği, 24.06.2000 tarihinde kura çekimi yapılarak natamam olarak taşınmazın üyelere teslim edildiği, 29.06.2013 tarihinde kooperatifin tasfiye edildiği anlaşılmaktadır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 sayılı Kanun md. 179/1).

13.Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; öncelikle, Mahkemece, tasfiye konusu 5803 ada 1 parsel 7 nolu bağımsız bölümün davalı-davacı kadının kişisel malı olduğu, sadece 2013 yılında kooperatife yapılan ödeme yönünden davacı-davalının hakkı olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, karar hatalı olmuştur. Şöyle ki, davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesini süresinde sunmadığı gibi, süresinden sonra sunulan cevap dilekçesinde de taşınmazın bağış olduğuna yönelik savunmasının olmadığı anlaşılmakla; Mahkemece, davalı-davacı kadının süresinde usulüne uygun ileri sürülmüş bağış savunması olmamasına rağmen eşler arasında yapılan devrin bağış kabul edilmesi hatalı olmuş olmuştur. O halde, Mahkemece, tarafların iddia ve savunmalarına kapsamında yukarda açıklanan Dairemiz ilke ve uygulamalarına göre, 01.01.2002 tarihinden önce yapılan ödemelere tarafların yaptığı katkının tarafların kişisel malı ile yaptığı katkı olarak kabul edilerek, 01.01.2002 tarihinden sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimi kurallarına göre hesap edilecek değer artış payı ve artık değere katılma alacağı miktarlarının hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

14.Diğer yandan, davacı-davalı erkek vekili tarafından değer tespitlerine yönelik bilirkişi raporlarına itiraz edilmesine rağmen, Mahkemece, bilirkişi raporlarına itirazlar yönünden ek rapor alınmadan da karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının asıl dava yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının asıl dava yönünden BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.