"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/462 E., 2022/1871 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile gerekçenin düzeltilmesi, kısmen esastan ret, kısmen gönderme
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/776 E., 2021/1244 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın kusur gerekçesinin düzeltilmesine, velâyet, kişisel ilişki düzenlemesi ile iştirak nafakasına yönelik karar tümden kaldırılarak belirtilen şekilde inceleme neticesinde alınacak rapor sonrası bu hususlarda hüküm tesisi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davalının yerinde görülmeyen diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadın tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan davacı kadının, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın tarafından maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden, davalı erkek tarafından velâyet düzenlemesi ve boşanma hükmü yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmadığı gibi ilk derece mahkemesi kararını sınırlı olarak istinafa getiren tarafın açıkça istinaf etmediği konularda da temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik hüküm davacı tarafça istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davacı kadının maddî ve manevî tazminat miktarları hakkındaki hüküm yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
İlk Derece Mahkemesinin, velâyet, kişisel ilişki düzenlemesi ile iştirak nafakasına yönelik kararı Bölge Adliye Mahkemesi tarafından tümden kaldırılarak dosyanın yeniden inceleme yapılarak hüküm tesisi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verildiğinden, kaldırma kararından sonra temyiz incelemesine konu olabilecek velâyet düzenlemesine ilişkin bir hüküm bulunmadığından davalı erkeğin velâyet düzenlemesine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı erkek vekilinin velâyet düzenlemesi dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; evlendiklerinden beri sorumluluklarını yerine getirmeyen erkekle ruhen ve bedenen anlaşamadıklarını, sürekli kumar oynayan ve maddî konuda hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmeyen erkeğin tefecilere borçlandığını, eve haciz ve tefecilerin geldiğini, bu süreçte erkeğin kadınlarla yazıştığını, kendisini tehdit ettiğini, çocukların da huzurunu kaçırdığını ve artık dayanacak gücü kalmadığını iddia ederek davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir-iştirak nafakası verilmesine, kadın yararına yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların iki yıldan bu yana ayrı yaşadıkları, erkek her ne kadar boşanmak istemediğini belirtmiş olsa da evlilik sürecinde; kumar ve bahis oyunlarına kendisini kaptırdığı, kazançlarını şans oyunlarına harcadığı, iddia oynamak için kendi kazançlarını vermesinin dışında tefecilerden borç aldığı, bu borçlar için eve haciz geldiği, verdikleri paraları tahsil etmek amacıyla tefecilerin eve gelip erkeği sordukları, bu borçların erkeğin ailesi tarafından taşınmaz satılarak ödenmeye çalışıldığı, tarafların sıkça tartışma yaşadıkları, birçok kez ayrılıp tekrar bir araya geldikleri, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu kadının kusursuz olduğu, gerekçesiyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilerek tarafların boşanmalarına, SİR gözetilerek ortak çocuklardan ... ve ...'in velâyetlerinin babalarına verilmesine, anne ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklardan ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklardan ... yararına aylık 500,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, yasal faizi ile 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek istinaf başvuru dilekçesinde özetle; düzenli çalışarak ailesinin ihtiyaçlarını karşıladığını, eşine bağlı ve evliliğin yolunda olduğunu, kadının tanığının da kendisinin eşine yönelik hakaretine, şiddetine şahit olmadığını, eşiyle barışabileceklerini beyan ettiğini, pandemiden dolayı maddî sıkıntılar yaşadıklarını ancak bunda kusurunun olmadığını, bir arada olmak isteyen çocukların velâyetinin taksim edilmesinin psikolojilerini olumsuz etkilediğini belirterek boşanma, kusur belirlemesi, velâyet, kadın lehine hükmedilen maddî manevî tazminata yönelik kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflarca süresinde sunulan dilekçelerde dayanılan ve çekişmeli olarak belirlenen vakıalardan tanık beyanları ile erkeğin iddia tutkunu olduğu, kazancının büyük kısmını buraya harcadığı, ekonomik açıdan ailesini zorda bıraktığı, tefeciden borç aldığının ise sosyal inceleme raporundaki ikrarı ile sabit olduğu, erkeğe yüklenen diğer kusurların görgüye dayalı tanık beyanları veya başka bir delil ile ispat edilememesi nedeniyle anılan kusurlar gerekçeden çıkartılarak kararın kusur gerekçesi açıklanan şekilde düzeltilmiş, kadına yüklenilebilecek bir kusur ispat edilemediğinden boşanmaya neden olan olaylarda erkek tam kusurlu, kadın kusursuz kabul edilerek boşanmaya hükmedilmesinde usul ve esas açısından bir isabetsizlik görülmediği, psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, her iki ebeveyn ve çocuklarla görüşmek inceleme ve rapor istenip tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocukların sağlıklı gelişimleri için, çocukların eğitim ve yaşam alanları da incelenilmek suretiyle diğer deliller de gözönüne alınarak ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocukların menfaatine olacağı tespit edilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip velâyet konusunda hüküm tesisi gerektiği değerlendirilerek erkeğin kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki düzenlemesi ile iştirak nafakasına yönelik istinaf isteminin kısmen kabulü ile kararın kusur gerekçesi düzeltilmiş, velâyet, kişisel ilişki düzenlemesi ile iştirak nafakasına yönelik karar tümden kaldırılarak belirtilen şekilde inceleme neticesinde alınacak rapor sonrası bu hususlarda hüküm tesisi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, erkeğin yerinde görülmeyen diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın ve davalı erkek tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın temyiz dilekçesinde özetle; takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik hükmün bozulması gerekçesiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; davanın ve tazminat taleplerinin kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın vekilinin açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik varsa kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının ve tazminat taleplerinin kabulünün yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı kadının, maddî ve manevî tazminat hükmüne yönelik; davalı erkeğin ise velâyet düzenlemesine yönelik temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı REDDİNE,
2.Davalı erkeğin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.