"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1577 E., 2022/2569 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü, yeniden esas hakkında kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/186 E., 2021/251 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesi ile süresinde verdiği cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı erkeğin bahis oyunlarında para kaybettiğini, habersiz olarak bankalardan kredi çektiğini, evlilik birliği içinde alınan aracın satıldığını, müvekkilinin davalının neden olduğu borçları üstlenmek durumunda kaldığını, davalının ... 3.İcra Müdürlüğünde zabıt katipliği olarak görev yapmakta iken görevi kötüye kullanmak ve resmi belgede sahtecilik suçları kapsamında yargılama yapıldığını ve davalının bu suçlar kapsamında adli ve idari para cezalarının yanı sıra bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile birlikte ... ili Çivril ilçesine ataması yaptığını, bu zor süreçte aynı zamanda tarafların ikinci ortak çocuklarının doğduğunu,müvekkilinin boşanma kararı almak zorunda bırakılan olaylar silsilesinin en başında yer alanın 06.11.2018 tarihinde müvekkiline ait telefonunu tarafların samimi arkadaşı olan Enver isimli kişinin müvekkilini arayarak davalının kendisinden 8-9 ay önce dava açabilmek adına mahkemeye teminat olarak yatırılmak üzere 9.000,00 TL para istediğini ve kendisinin de davalıya güvenerek parayı verdiğini, parayı geri isteyince davalının kendisini oyaladığını ve parayı verdiğini söylemesi üzerine müvekkili için artık işlerin katlanılmaz boyuta ulaştığını, hem yakın çevresine karşı hemde çalışma arkadaşlarına karşı müvekkilinin davalının ağır kusurlu davranışları sebebiyle onur ve gururunun defalarca ayaklar altına alındığını, son olarak 04.01.2019 tarihinde davalının müvekkilini aradığını ve bugün eve gelmeyeceğini söylediğini, müvekkilinin neden önceden haber vermediğini, çocuklarla evde yalnız kalamayacağın söylediğini ve akabinde telefonu davalının o sırada yanında bulunan polis memurunun alarak "hanımefendi eşiniz gözaltında, telefonla görüştüremeyiz artık" demesi üzerine müvekkilinin bir yıkıma daha uğradığını, daha sonra müvekkilinin olayın aslını öğrenmek için karakola gittiğinde davalının yaşlı bir çifti kandırarak yaklaşık 100.000,00 TL tutarındaki parayı kendi himayesine geçirmeye çalıştığı bu sebeple burada olduğunu öğrendiğini, bunu öğrenen müvekkilinin karakolda sinir krizi geçirip hastaneye kaldırıldığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 163 üncü maddesi gereğince haysiyetsiz yaşam sürmesi sebebiyle boşanmalarına, bu mümkün görülmezse 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı kadın 04.02.2021 tarihli duruşmadaki beyanında; 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesine dayalı davasından feragat ettiğini, evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı davasının kabulüne karar verilmesini istediğini belirtmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediğini, öncelikle taraflar arasında ... 5.Aile Mahkemesinin 2019/161 Esas sayılı dosyasında anlaşmalı boşanma davası açtıklarını, söz konusu dosyada müşterek imzalı protokol mevcut olduğunu, yine bu protokolün mahkeme huzurunda taraflarca kabul edilerek mahkeme huzurunda da imzalanarak geçerlilik hale geldiğini, davacı tarafında kabul etmesi karşısında ve tarafların daha fazla mağduriyetine sebep olmaması için mahkemece onaylanan protokol içeriğine göre tarafların anlaşmaları olarak boşanmasına karar verilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafça terditli olarak ikame edilen suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme özel nedeni ile açılan boşanma davasının feragat nedeni ile reddine karar verilmiş; davacı tarafça ikame edilen evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı dava yönünden yapılan değerlendirmede; davacı tanıklarının beyanlarının görgüye dayalı olmadığı, ayrıca dava dilekçesinin 9. paragrafında bu olaylar nedeniyle davacı asilin ayrılmayı düşündüğünü, ancak ortak çocuk Buğlem'in yaşının küçük olduğu ve davalının borçlar ödenince düzeleceğine inandığı belirtmesi karşısında söz konusu iddia her ne kadar dava konusu yapılmışsa da; dava dilekçesindeki söz konusu iddiaların geçtiği belirtilen tarihlerde nazara alındığında bu hususların davacı tarafından affedilmiş yahut en azından hoşgörü ile karşılanmış sayılacağı belirtilerek davacı kadının sübut bulmayan evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü gerektiğini, erkeğin kusurlu olduğunu belirterek kararın tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkek hakkında ikna suretiyle irtikap suçundan dolayı açılan davada ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/62 Esas, 2019/396 Karar sayılı ilamı ile 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği; her ne kadar davacı kadın tarafından 08.01.2019 tarihinde açılan anlaşmalı boşanma talepli davadan 10.01.2019 tarihinde feragat edilmiş ise de, anlaşmalı boşanma davasından feragatin davalının önceki eylemlerinin affedildiği anlamına gelmediği; tüm dosya kapsamına göre; şans oyunu oynayarak kaybettiği paralar nedeniyle borçlanan, son olarak 18.01.2019 tarihinde çalışmakta olduğu Çivril Adliyesinde ikna suretiyle irtikap suçunu işleyip bu nedenle hakkında mahkumiyet hükmü kurulan erkeğin eylemleri nedeniyle evlilik birliği temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek davacı kadının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm tesisine; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların yaşı, psiko-sosyal gelişimlerine yönelik menfaat ve ihtiyaçları dikkate alınarak velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir nafakası ile aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek; dosya kapsamında avukata verilen usulüne uygun tebligat olmadığından yapılan tebligatların geçersiz olduğunu, savunma hakkı ile cevap ve delil bildirme hakkının kısıtlandığını, usulüne uygun olarak vekâletname verilmediğini, tebligatların vekâletname olmadığı halde ilgili avukata yapıldığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında dayanılmayan delillerin toplanmamasının yerinde olup olmadığı, davalı erkeğin savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı, davanın kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, ortak çocuklar yararına hükmolunan nafakalar, velâyetin düzenlenmesi noktasında toplanmaktadır
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci maddesi, 327 nci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 27 nci maddesi, 129 uncu maddesi, 137 ilâ 140 ıncı maddeleri, 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10 uncu maddesinin ikinci fıkrası ile 21 inci maddesinin ikinci fıkrası, 39 uncu maddesi, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16 ncı maddesinin ikinci fıkrası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.04.2016 tarih ve 2014/695 Esas, 2016/522 Karar sayılı kararı ile 17.12.2014 tarih ve 2013/1372 Esas, 2014/1065 Karar sayılı kararı.)
3. Değerlendirme
1.11.01.2011 tarihinde 6099 sayılı Tebligat Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 3 üncü maddesiyle 7201 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine eklenen ikinci fıkraya göre; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır". Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin bilinen adreste tebligat başlıklı 16 ncı maddesinin ikinci fıkrasında "Bilinen en son adresi tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır" denilmiştir. Yukarıda açıklanan kanun ve yönetmelik hükümlerine göre öncelikle bildirilen adrese tebligat çıkarılacak, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde ise, bu kez muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine 7201 sayılı Kanun'un 21 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre çıkarılacaktır.
2. İlk Derece Mahkemesi kararı ile davacı kadının istinaf dilekçesi, davalı erkeğin dosya kapsamında tebliğ tarihi itibarıyla bilinen en son adresi olan ve ceza infaz kurumundan tahliye sırasında bildirdiği "... Köyü Tavas ..." adresi yerine, aynı zamanda davada hasım konumundaki davacı eşinin adresiyle aynı olan mernis adresine öncelikli olarak 7201 sayılı Kanun'un 21 inci maddesinin birinci fıkrasına göre tebliğe çıkarılmış, tebliğ evrakının adresten ayrılma sebebiyle iade edilmesi üzerine tebligat 7201 sayılı Kanun'un 21 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca tebliğ edilmiştir. 2019/2 Esas, 2020/3 Karar sayılı ve 20.11.2020 tarihili İçtihadı Birleştirme Kararı da dikkate alındığında davalı erkeğe, İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararı ile davacı kadının istinaf dilekçesinin tebliği usulsüzdür. O halde, İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararı ile davacı kadının istinaf dilekçesinin usulüne uygun şekilde davalı erkeğe, bilinen en son adresinde tebliği sağlanarak gerekli yasal süreler beklendikten sonra istinaf incelemesi yapılması gerekirken yazılı şekilde istinaf incelemesi yapılarak karar verilmesi 6100 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.