Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2231 E. 2023/4797 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygun olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kararın bozulması için yeterli olmadığına kanaat getirilerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/626 E., 2023/46 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/334 E., 2022/216 K.

Taraflar arasındaki boşanma, davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı tarafın davacıya ve müşterek çocuğa psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, müşterek çocuğa bakmadığını ve ihtiyaçlarını karşılamadığını, davacıyı evliliği boyunca yalnız bıraktığını, davacıya sürekli bu evliliği istemediğini, sürdüremediğini, kendisini sevmediğini söylediğini, tartışmalar sırasında her yeri kırıp döktüğünü, borç batağı içinde olduğunu ve geçinemediğini söyleyerek davacının üzerinde baskı kurduğunu, davacıyı hamileliği boyunca hastaneye götürmediğini, davalının, müşterek çocuk dünyaya geldikten sonra sürekli olarak çocuğu balkondan atacağını, çocuğu öldüreceğini söylediğini, davalının çocuk henüz altı günlükken çocuğu çocuğa şiddet uygulamaya başladığını, müşterek çocuğun ve davacının ihtiyaçlarını karşılamadığını, davacıya ve çocuğuna bugüne dek tek bir çorap bile almadığını, müşterek çocuğu henüz iki aylıkken pencereden atmakla tehdit ederek 15.03.2020 tarihinde davacıyı ve çocuğu evden zorla çıkardığını, eve geç geldiğini, davacıyı baba evine geri göndermek istediğini, davacının sokakta kalmamak için ailesinin yanına geldiğini, sonrasında davalının arayıp sormadığını beyan ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, velâyetin davacı anneye verilmesine, davacı lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı lehine yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî tazminata, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı tarafın usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi ibraz etmediği anlaşılmıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin müşterek çocuğun doğumu ve davacının hamileliği sırasında davacı ile ilgilenmediği, müşterek konutun ve davacı ile müşterek çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığı, müşterek çocuğa fiziksel şiddet uyguladığı, "altınları vermezsen annenle defolun gidin" diyerek tehdit ettiği, müşterek konuta gece geç saatlerde geldiği, davacıya hakaret ettiği, bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadına yüklenebilecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin yaşı ve sosyal inceleme raporu doğrultusunda davacı anneye verilmesine, baba ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, davacı kadın lehine yasal koşulları oluşmakla aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk lehine aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı lehine yasal koşulları oluşmakla 14.000,00 TL maddî ve 14.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalıya ait adresin yanlış bildirilmiş olup herhangi bir tebligatın adresine ulaşmadığını, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yargılama yapılarak gıyabında karar verilmiş olduğundan yapılan işlemlerin ve yargılamanın usule aykırı olduğunu, tanıkların davacının anne ve babası olmaları hasebiyle aleyhe beyanda bulunmalarının mümkün olmadığını, delilleri serbestçe takdir etme hakkına ve geniş yetkilere sahip aile hakimlerinin tanıkların ifadelerinin sebep ve saiklerini, mantıksal çizgiye oturmasını, bilgi ve görgünün olay,yer ve zaman bağlamında gerçekliğini araştırma ve denetleme görevleri olduğuna dair yerleşik yargısal görüş ve uygulamalarının olduğunu, kararın hükmüne esas alınan davacının annesi tanık Feyruze'nin dayanaktan yoksun tamamen taraflı ve yanlı beyanda bulunduğunu, davalının, çocuğunun doğumunu ve sonrasındaki tedavilerini hastanede yaptırdığına ve masraflarının kendisi tarafından karşılandığına dair hastane raporları ile faturalarının mevcut olduğunu, yerel mahkemenin gerekli araştırma yapmadan müvekkilinin savunma hakkı kısıtlanarak ilk duruşmada karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının sabit ikametgahı bulunmadığından çocuğa bakmasının mümkün olmadığını davanın tümden reddi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, velâyet ve diğer fer'îler yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde belirttiği itirazları tekrar ederek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, velâyet ve diğer fer'îler yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı müşterek çocuğun velâyetinin hangi tarafa verilmesinin çocuğun yüksek menfaatine olacağı, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2.İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.