"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/133 E., 2022/2515 K.
DAVACI- DAVALI : ... vekili Avukat ...
DAVALI- DAVACI : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/146 E., 2021/1387 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; erkek ile ruhen ve fikren anlaşamadıklarını, birliğin temelinden sarsıldığını, iki tarafın da boşanma hususunda mutabık kaldığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı karşı davalı kadın vekili 05.10.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; erkeğin sadakatsiz olduğunu, yakalanması üzerine aldattığı kadınla müvekkiline şiddet uyguladığını, sonrasında evliliğin devam ettiğini, erkeğin birlik görevlerini ihmal ettiğini, müvekkiline ve çocuklara eziyet ettiğini, küfür ve hakaret ettiğini, evden kovduğunu, umreye götürmediğini, müvekkilinin ailesinin ortak haneye gelmesine izin vermediğini, fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin boşanma davasını kabul etmediğini, aralarında anlaşma bulunmadığını, kadının müvekkilini ezdiğini, çocukları müvekkiline karşı doldurduğunu, müvekkilinin ailesine kötü davrandığını, kadın ve evlatları tarafından ortak haneden kovulduğunu, parasız kaldığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin iddialarının ispatlanamadığı, kadının iddialarından, eşinin kendisini umreye götürmek istemediği ve kardeşlerinin müşterek eve gelmesine mani olduğu iddialarının ispatlandığı ve bu eylemlerin erkek için kusur olarak değerlendirildiği, kadının boşanma davasının kabulü ile kusursuz olan davacı karşı davalıya karşı açılmış boşanma davasının reddine karar verildiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları doğrultusunda kadın için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tedbir, sonrasında yoksulluk nafakasına hükmedildiği gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası ile aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe yüklenen kusurların gerçekleştiği, erkeğin de bildirdiği delillerle kadının kusurunu ispat edemediği, gerçekleşen olaylarda erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz olduğu, ortada evlilik birliğini temelinden sarsan birliğin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına dair verilen kararının isabetli olduğu, tedbir nafakasının niteliği nazara alındığında kadın lehine tedbir nafakası takdirinin doğru, miktarınında makul olduğu, yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine yoksulluk nafakası takdirinin yerinde ancak miktarının düşük olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarına göre yoksulluk nafakası takdir edildiği, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine maddî ve manevî tazminat takdirinin doğru fakat tarafların evlilikte geçen süreleri, tespit edilen kusurları ile ekonomik sosyal durumlarına göre tazminat miktarlarının düşük olduğu gerekçesi ile davalı karşı davacı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, davacı karşı davalı kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, davacı karşı davalı kadın vekilinin sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını gerektirecek derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı, var ise taraflar arasındaki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile erkeğin davasının ve taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına nafaka ve tazminatlara hükmedilme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Boşanma sebebiyle manevî tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olmasının yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması da gerekir. Boşanmaya sebep olan olaylar bu nitelikte değilse manevî tazminata hükmedilemez. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı karşı davacı erkeğe Mahkemece yüklenen ''kardeşlerinin müşterek eve gelmesine mani olduğu'' vakıasına esas tanık beyanları zamanı belli olmayan, soyut ve genel nitelikte, sebep ve saiki açıklanmayan izahlardan ibarettir. O halde erkeğe "kardeşlerinin müşterek eve gelmesine mani olduğu'" vakıası kusur olarak yüklenemez. Mahkemece kabul edilen ve ispatlanan diğer kusurlu davranış ise davacı karşı davalı kadının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilemez. Manevî tazminata hükmedilmesini gerektirecek başka bir olayın varlığı da kanıtlanmamıştır. Öyleyse, davacı karşı davalı kadının manevî tazminat talebinin reddi gerekirken bu husus nazara alınmadan kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamış bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen manevî tazminat yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı karşı davacı erkek vekilinin sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...