Logo

2. Hukuk Dairesi2023/223 E. 2023/3466 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, sundukları delillere ve dosyadaki tüm belgelere göre, erkeğin tehdit ve bıçak çekme olayından sonra evlilik birliğinin devam etmesi ve bu vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, tarafların yine de eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle, yerel mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmeyerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1270 E., 2022/2755 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/142 E., 2021/890 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı aynı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sözlü hakaret ettiğini, kıskançlık yaptığını, esir hayatı sürdürdüğünü, evden çıkmasına dahi izin vermediğini, ailesine gitmesini, gülmesini, kendine bakım yapmasını yasakladığını, pencereden dahi baksa kime kendini gösteriyorsun diyerek hakaret ettiğini, telefonunda ailesiyle görüştüğünü görmesine rağmen hakaret ve tehdit ettiğini ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 manevî tazminata, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin 2014 yılında kaza geçirdiğini, iki seneye yakın yatağa mahkum kaldığını, sonrasında malulen emekli olduğunu, kadının aciz birisin dediğini, kızını babasına karşı kışkırttığını,abisinin 2019 yılında evlerine gelerek "bacımı götürmeye geldim, senin karının sahipleri biziz, biz istediğimiz zaman istediğimiz yere göndeririz, sen bacımıza dost bulan şerefsizsin, diyerek götürdüğünü, eşinin artık senin ailenin yüzünü görmek istemiyorum, bu iş bitti" dediğini, davacının kardeşlerinin "seni dağa kaldırtıp eşşek gibi anırtmaz mıyız" diyerek tehdit ettiklerini, davacının ailesinin etkisi ile sürekli eşini aşağıladığını, sürekli hakaretler ettiğini belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına,ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak, erkek yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşinin evden dışarı çıkmasına izin vermediği, eşini akrabalarıyla ahlaka aykırı yakıştırmalarla suçladığı, hakaret ettiği, sinkaflı küfürler ettiği, tehdit ettiği, bıçak çektiği ve eşinin ailesine de hakaret ettiği, tehdit ettiği, kadının ise sürekli eşine onunla evlenmeyi istemediğini söylediği, hakaret ettiği, küfür ettiği, aşağıladığı, kaza geçirdikten sonra keşke ölseydi yatalak kaldı dediği, eşinin ailesine de hakaret ettiği, aşağıladığı, tehdit ettiği belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velâyetinin belirlendiği, çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve 350,00 TL iştirak nafakasına, kadının nafaka ve tarafların tazminat taleplerinin yasal koşulları oluşmadığından reddine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kusur, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası, tazminat talepleri yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- karşı davacı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davasının kabulü, kusur, velâyet, reddedilen tazminat talepleri yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, erkeğin evlilik birlikteliği boyunca kadına sözlü, fiziki şiddet uyguladığını, sürekli yakınları yakıştırdığını, adeta esir hayatı yaşattığını, evi ... zorladığını, iddiaların tanık beyanları ile sabit olduğunu, özellikle çocuğun beyanları ile kusurun ispat edildiğini, erkeğin dinlettiği tanıkların beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, kadının geçici olarak bir okulda temizlik yaptığını ve 6 ay bittiğinde tekrar işsiz kaldığını, nafakaların çok düşük kaldığını belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 inci, 327 inci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle erkeğin tehdit ve bıçak çekme olayından sonra evlilik birliğinin devam ettiği ve bu vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinin tarafların yine de eşit kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.