Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2240 E. 2023/6247 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında boşanma davasına bağlı olarak yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu ve miktarları ile düğünde takılan ziynet eşyaları ve paranın iadesi talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm deliller ve tarafların savunmaları değerlendirilerek, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1010 E., 2022/2714 K.

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ağrı 3. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/156 E., 2022/25 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi hükmü uyarınca boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince kararının kaldırılarak, yeniden esas hakkında karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre davacı kadın vekilinin maddî tazminat adı altında ziynet ve para alacağına ilişkin talebinin ve temyize konu edilen miktarın Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle davacı kadın vekilinin reddedilen ziynet ve para alacağı ve ilgili talebin reddi nedeniyle erkek yararına hükmedilen vekâlet ücretine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1994 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, iddia ederek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükümleri uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.200,00 TL tedbir nafakası, 1.200,00 TL yoksulluk nafakası, kadına ait ziynet ve nakit paranın zorla alınması nedeniyle 100.000,00 TL maddî tazminat ve erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması nedeniyle 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının iftira attığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A.İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 16.11.2018 tarih ve 2017/62 Esas, 2018/447 Karar sayılı kararı ile erkeğin, ortak çocuklara ve kadına sürekli olarak fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, bu durumun tüm dosya kapsamından ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi hükmü gereği boşanmalarına, ortak çocuklar 04.08.2022 doğumlu ... ile ...'nın velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklar ... ve ... ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların yaşları ve ihtiyaçları dikkate alınarak ortak çocuklar ... ve ... yararına ayrı ayrı aylık 200,00 TL tedbir nafakası, 300,00 TL iştirak nafakası, kadının çalışmadığı sabit gelirinin olmadığı ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası, 300,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, evlilikte geçen süre, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına 25.000,00 TL maddî tazminat, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 29.04.2021 tarih 2019/1755 Esas ve 2021/817 Karar sayılı kararı ile işbu davanın 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükümlerine dayalı boşanma davası olduğu, İlk Derece Mahkemesince, davanın 162 nci madde hükmü uyarınca kabulüne karar verildiği ancak kadının 166 ncı maddenin birinci fıkrası hükmü yönünden talebi ile ilgili olumlu olumsuz karar verilmediği, hâkimin tarafların talep sonuçları ile bağlı olduğu ve her bir talep hakkında karar vermesi gerektiği, kadının, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebi yönünden var olan talebi ile ilgili olumlu olumsuz karar verilmemesinin hatalı olduğu, kadının, dava dilekçesinde talep ettiği maddî tazminatın 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü kapsamında olmadığı ve genel hükümler kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, dava dilekçesinde maddî tazminata yönelik istemin ziynet eşyaları ve paraya ilişkin olduğu belirtilmiş ancak ziynetlerin ve paranın düğünde takılıp takılmadığı, evlilik birliği içerisinde alınıp alınmadığının kadına açıklattırılmadığı, kadına ve tanıklara düğünde takılan takıların ve nakit paraların neler olduğu sorularak açıklattırılması gerektiği ve tespiti yapıldıktan sonra düğünde takılmayanların aile mahkemesi görev alınına girmediğinin düşünülmesi gerektiği, düğünde takılanlar yönünden ise aile mahkemesi görevli olduğu, ancak nispi harca tabi olduğu ve harcın ikmal ettirilmesi gerektiği belirtilerek; davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, karar gerekçesi kapsamında yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, ortak çocuklara ve kadına sürekli olarak fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, bu durumun tüm dosya kapsamından ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükümleri uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların yargılama sırasında ergin olduğu dikkate alınarak velâyet ve iştirak nafakası konularında karar verilmesine yer olmadığına, kadının çalışmadığı, gelirinin olmadığı ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası, 300,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre dikkate alınarak kadın yararına 25.000,00 TL manevî tazminat, dava dilekçesinde talep edilen maddî tazminatın, kadına düğünde takılan ziynet eşyalarına ve paralara ilişkin olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında olmadığı, Bölge Adliye Mahkemesi gönderme kararı gereği eksik harcın ikmal ettirildiği ve kadın tarafından iddiasını ispat amacıyla düğün görüntülerinin dosyaya sunulduğu, ancak bu delilin dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında sunulmadığı ve hükme esas alınamayacağı, kadın tarafından iddiasının ispatlanamadığı belirtilerek kadının maddî tazminat isteminin reddine, davacı yararına maktu, davalı yararına ise nispi vekâlet ücreti takdirine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili reddedilen ziynet alacağına ilişkin maddî tazminat talebi, manevî tazminatın miktarı, nafakaların miktarları ve aleyhine hükmedilen nispi vekâlet ücreti yönünden, davalı erkek vekili tarafından ise kusur belirlemesi, manevî tazminat, nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve kanuna aykırılık görülmediği belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, kadın yararına hükmedilen manevî tazminat ve nafakaların miktarlarının, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığında çok az olduğu, kadının maddî tazminat talebinin, erkek tarafından kadının elinden zorla alının ziynet eşyaları ve paraya ilişkin olduğu, maddî tazminat talebinin reddi ile erkek yararına vekâlet ücreti takdirinin hatalı olduğu belirtilerek; manevî tazminat ve nafakaların miktarları, ziynet ve para alacağına yönelik maddî tazminat talebinin reddi ve maddî tazminat talebinin reddi sebebiyle erkek yararına hükmedilen vekâlet ücreti yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu davranışının olmadığı, kadının tanıklarının beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulduğu, erkeğin tanıklarının beyanlarının dikkate alınmadığı, kadın yararına manevî tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu ve erkeğin ödeme gücünün de bulunmadığı belirtilerek; kusur belirlemesi, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına manevî tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, oluştuysa miktarlarının yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı maddeleri, 162 nci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 352 nci, 362 nci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı kadın vekilinin reddedilen maddî tazminat adı altındaki ziynet ve para alacağı talebi ile bu talebin reddi nedeniyle davalı erkek yararına hükmedilen vekâlet ücretine yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2.Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...