Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2253 E. 2023/4872 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi ve ziynet alacağının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesinin, erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğuna dair kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak hükmettiği nafakalar ile kadın yararına maddi ve manevi tazminat miktarlarının uygun olduğu, ziynet alacağı konusunda da hüküm kurulmasının doğru olduğu gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1720 E., 2022/2044 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/432 E., 2021/737 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının ise kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından hükmün tamamı yönünden temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre kabul edilen ve temyize konu edilen ziynet alacağı toplamı Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 160.660,00 TL’nin altında kalmaktadır. Bu hale göre davacı-karşı davalı erkek vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacı-karşı davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2015 yılında evlendiğini, bu evlikten ortak çocukları olduğunu, taraflar arasında 2018 yılında görülen boşanma davasının 26.02.2019 tarihinde feragat ile neticelendiğini, ancak kadının kusurlu davranışlarına devam ettiğini, kadının, ortak konutun eşyalarını erkeğe haber vermeden topladığını ve annesinin oturduğu siteye taşındığını, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 20.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ekonomik, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, kadını aşağıladığını, son yaşanan olayda kadını istemediğini belirterek ortak konuttan kovduğunu iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, 150.000,00 TL maddî tazminat, 150.000,00 TL manevî tazminat ile düğünde kadına takılan 6 adet 20'şer gram 22 ayar bilezik ile 50 adet küçük altının kadına aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda ise yasal faizi ile birlikte bedelinin erkekten alınarak kadına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar asıl dava dilekçesinde; kadının, erkek işteyken ortak konutun eşyalarını toplayıp kaçırdığı ve ailesinin oturduğu binaya taşındığı vakıasına dayanılmışsa da feragat ile sonuçlanan Ankara Batı 4. Aile Mahkemesinin 2018/369 Esas sayılı dava dosyasında da aynı vakıaya dayanıldığı ve erkek tarafından davadan feragat edilmesi sebebiyle bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, kadının, erkekten habersiz kredi çekmesi, kadına kusur olarak yüklenebilecek bir vakıa olsa da erkeğin asıl dava dilekçesinde bu vakıaya dayanmadığı ve kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğin ise kadını ortak konuttan kovduğu, ortak konutun ihtiyaçlarına katılmadığı, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, bu hususun tüm dosya kapsamından ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun anne yanında kalıyor olması, alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası, 300,00 TL iştirak nafakası, kadının gelir getiren bir işi olduğu dikkate alınarak yoksulluk nafakası talebinin reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 15.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminat, ziynet alacağı davası yönünden ise taraflar arasında son yaşanan olayda kadının, ortak konuttan kovulduğu, kadının ziynet eşyalarını yanına almış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ziynet eşyalarının erkekten kaldığı, her ne kadar kadın adına açılmış bir kasa hesabı varsa da bu kasa hesabının 08.06.2016 tarihinde kapatıldığı, bu tarihten sonra evlilik birliğinin son evden kovulma olayına kadar devam ettiği, ziynet alacağı davasının ispatlandığı gerekçesiyle; ziynet alacağı davasının kabulü ile 6 adet 22 ayar 20 gram bilezik ve 12 adet çeyrek altının kadına aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda ise 32.448,00 TL'nin 100,00 TL sine dava tarihinden itibaren, 32.348,00 TL sine ise ıslah tarihinden itibaren başlayacak yasal faiz ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın hatalı olduğu, kararın çelişkili olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiği, hükmedilen tazminat ve nafakaların hukuka aykırı olduğu, ziynet alacağı davasının ise ispatlanamadığı belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin isabetli olduğu, davacı-karşı davalı erkeğin tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğu, sebep ve saikinin belli olmadığı, yine davacı-karşı davalı erkeğin tanık beyanlarında yer alan bazı vakıalara davacı-karşı davalı erkek tarafından dayanılmadığından kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, ortak çocuk ...'ın 2016 doğumlu olduğu, uzman raporunda ortak çocuğun anneye muhtaç yaşta olduğu, annesi ile yaşamasının uygun olduğunun rapor edildiği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin ve açık bir istinaf söz konusu değilse de ortak çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişkinin de dosya kapsamı itibariyle doğru olduğu, nafaka miktarlarının da isabetli olduğu, boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin ve miktarlarının doğru olduğu, asıl davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı-karşı davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddini de kapsadığı ve boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu erkek yararına tazminata hükmedilemeyeceğinden ret kararının da isabetli olduğu, ziynet alacağı yönünden kurulan hükmünde isabetli olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilmekle; davacı-karşı davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile erkeğin davasının reddine karar verilmesinin isabetli olup olmadığı, nafakalar ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Ziynet alacağı miktardan temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.