"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1755 E., 2022/3055 K.
...
...
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Demre Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/164 E., 2021/139 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin açtığı hayata kast nedenine dayalı davasının reddine, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği açılan boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, ziynet alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının evliliklerinin ilk gününden beri erkeğe karşı asgari sevgiyi dahi göstermediğini, cinsel ilişki kurmaktan kaçındığı, medeni şekilde gönlünü hoş tutarak yaklaşmaya çalışsada kadının sürekli soğuk davrandığını, erkeğe karşı bıçaklı saldırıda bulunduğu, video kayıtları ile saldırının sabit olduğu, erkeğin ... güvenliğinin olmaması nedeniyle ortak konuta dönemediğini, babasının evine sığındığını, erkeğin evden kaçarak kurtulduğunu, tarafların hayata kast kötü veya onur kırıcı davranışları veya 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, erkek lehine yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekilinin cevap ve karşı dava dilekçesinde; açılmış olan davanın haksız ve kötüniyetli olduğunu, erkeğin sürekli senden boşanacağım dediğini, boşanmak için sebep aradığını, ailesinin evinde kalmaya zorladığı, müvekkil ile davacının evlenmelerine rağmen kendi evlerinde 3 gün bile kalmadığını, ailesinin serasında kalmaya zorladığı, evlendiği için işinden ayrılmak zorunda kaldığı, erkeğin iş vaadinde bulunsa da çalışmasına izin vermediğini ve ailesinin serasında çalışmaya zorladığını, müvekkilinin vajinismus hastalığı bulunduğunu, müvekkilin tedaviye gitmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, hastalığının tedavisi için hiçbir katkıda bulunmadığı, müvekkili cinsel ilişkiye zorladığını, erkeğin asabi ve geçimsiz bir kişiliğinin olduğu, son olayda erkeğin ailesinin yanına gitnek istemesi fakat kadının evde kalmak istemesi nedeniyle erkeğin hakaret ederek evden ayrıldığı, boşanmakla tehdit ettiği, mesaj atarak evden kovduğu, tekrar eve gelerek kurguladığı şekilde kadın meyve yerken kadını tahrik ettiği, kadının meyve bıçağını erkeğe fırlattığı, müvekkilin hayata kast amacının bulunmadığı, bıçakla saldırma olayının tamamen kurgu olduğu, erkeğin açtığı hayata kast nedenine dayalı veya terditli evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanma davasının reddi ile tazminat taleplerinin reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkil için aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının iadesine, mümkün olmaması halinde dava tarihindeki bedelinin yasal faiziyle birlikte müvekkile iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 02.09.2019 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden ortak çocuklarının bulunmadığı, tarafların aralarında anlaşmazlıkların bulunduğu, kadının evlenmeden önce çalıştığı, ancak her ne kadar erkeğin ailesinin kadına yeni iş bulma konusunda vaatte bulunmuş olsalar da, erkek ve ailesinin istemediği için işinden ayrıldığı ve yeni iş de bulunmadığı, erkeğin kadını zorla seralarında çalıştırmak istediği, kadının toplum dilinde ilk gece korkusu tıbbi olarak da vajinimus olarak bilinen bir hastalığının bulunduğu, buna rağmen erkek tarafından zorlanarak cinsel ilişkiye girildiği ve kadına şiddet uyguladığı, Demre Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/45 Esas sayılı dosyası ile aralarında karşılıklı hakaret ve tehdit suçları nedeniyle yargılama yapıldığı ancak dava ispatlanamadığından tarafların beraat ettikleri, dosyanın halen istinaf incelemesinde olduğu görüldü, davacının her ne kadar kadının kendi hayatına kast ettiğinden bahisle yaşanan hadiseleri cd kaydına aldığı görülse de Demre Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/45 esas sayılı dosyasında cd dökümü yapılmış olup buna göre; "... tarafından dosyaya sunulan CD incelendiğinde; katılan sanık ...'in başka bir odada video kaydına başladığı ve katılan sanık ...'nın bulunduğu salona gittiği, burada ...'nın tek başına oturduğu, ilk önce katılan sanık ...'in katılan sanık ...'ya beni mi bıçaklayacaksın sen, dediği ...'nın bir şey söylemediği, daha sonra art ... ''beni mi bıçaklayacaksın sen'' dediği ...'nın da ''bıçaklayacağım'' dediği ...'in tekrar ''sen yaparsın, elinde bıçakta var'' dediği ve ...'nın ''yaparım'' şeklinde karşılık verdiği, ...'in bak görüyorsunuz dediği, ...'nın videoya çekildiğini anlaması üzerine ...'e ''şerefsiz'' diyerek bıçağı attığı, ...'in bir şey söylediği ancak anlaşılmadığı, ...'nın da ''geri zekalısın lan sen" dediğinin tespit edildiği, video kaydında da görüldüğü üzere katılan sanık ...'in davranışları ile katılan sanık ...'yı yönlendirdiği ve ısrarlı bir şekilde ''beni mi bıçaklayacaksın sen'' sorusu ile ...'nın kendisine yönelik bir eylem gerçekleştirmesini sağlamaya çalıştığı ve katılan sanık ...'in video kaydının gerçekleşen olayı başka bir delil ile ispat edilemeyeceğinde ortam kaydının alınması olmadığı, aksine delil elde etmek için olayın gerçekleştirildiğinin anlaşılması nedeniyle var olan video kaydının hukuka uygun delil olmadığı ve hükme esas alınmayacağı, dosya kapsamında katılan sanıkların beyanlarından başka tarafların cezalandırılması için yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, beyanlarının soyut iddia kapsamında kaldığında bahisle delil olarak değerlendirilmediğinin belirtildiği, Demre Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/45 Esas sayılı dosyasında yapılan cd inceleme dökümünde kadının erkeğin hayatına kast edeceği bir durumun olmadığı, erkeğin delil elde etmek amacıyla davalıyı zorladığı anlaşılmakla davacının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 162 nci Maddesi uyarınca açtığı hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebepli özel boşanma davasının reddine, tarafların aralarındaki evlilik birliğinin tarafların anlaşamadıkları, birbirlerine yönelik hakaret ve tehdit eylemlerinde bulundukları, tarafların eşit kusurlu oldukları, eşit kusurlu kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, kadının ziynet alacağı davasını da ispatladığı gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği davalarının kabulü ile boşanmalarına, kadın için aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek velkili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının tam kusurlu olduğunu, görgüye dayalı olmayan beyanlarının hükme esas alındığını, kadının davasının ispatlanamadığını, ziynet alacağı davasının kabulünün de hatalı olduğunu ileri sürerek kendi davasının tam kabulüne, kadının her iki davasının reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının ziynet alacağına yönelik davasının bu dava dosyasından ayrılarak farklı bir esasa kaydedildiğini, tarafların eşit kusurlu kabul edilerek boşanmalarına karar verilmiş ise de sözkonusu tespit ve değelendirmelerin dosya kapsamında sunulan delillerle uyumlu olmadığı, yapılan inceleme ve toplanan delillerden; Mahkemece, erkeğe izafe edilen "hakaret ve tehdit" eylemlerine yönelik olarak dosyada delil mevcut olmadığı, ispatlanamayan bu vakıaların erkeğe kusur olarak izafe edilmesinin doğru olmadığı, Mahkemece, kadına izafe edilen kusurlar ise istinaf edilmeyerek kesinleştiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda kadının tamamen kusurlu olduğu, erkeğin ise kusursuz olduğu, gerçekleşen bu durum karşısında kadının boşanma davası yönünden 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası koşullarının oluşmadığı, kadının, ispatlanamayan boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken
hatalı kusur tespiti ile eşlerin eşit kusurlu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı, ne var ki, erkeğin boşanma davası yönünden verilen hüküm istinaf edilmeyerek kesinleştiği, bu durumda, kadının boşanma davasının konusuz kaldığı gerekçesiyle erkeğin istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası ile yoksulluk nafakası ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının davası yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, kadının karşı davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, koşulları oluşmadığından kadının maddî ve manevî tazminat talebi ile yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın dava açmakta haklı olmadığından yargılama giderlerinin kadın üzerinde bırakılmasına, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; lehine hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kadının tüm suçlardan beraat ettiğini, erkeğin kusurlu olduğu açıkça ortada iken bu şekilde karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, erkek kusurlu olduğu halde kusursuz kabul edilerek müvekkil aleyhine tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, reddedilen davası, erkek için hükmedilen tazminatlar ve reddedilen yoksulluk nafakası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulünün gerekip gerekmediği, kadının reddedilen yoksulluk nafakası ile erkek için hükmedilen tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...
...