"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1973 E., 2022/2820 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Amasya Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/370 E., 2022/253 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı kadın vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadına hakaret ettiğini, kadına ve ortak çocuklara şiddet ve psikolojik baskı uyguladığını, kendi çalışmamasına rağmen kadını çalışması için zorladığını, kadının kazandığı paraya da el koyarak ev dışı giderlerine kullandığını, sigara ve alkol tükettiğini, bir defasında kadını bacağında bıçakladığını, polis ifadesi öncesinde tehdit ettiğini, kadının boğazını sıkarak öldürmeye teşebbüs ettiğini, düzenli olarak kadını ortak çocukları evden kovduğunu, düzenli bir işe sahip olmadığını, eve hiç bir zaman maddî katkı sağlayamadığını, kadının günübirlik çalışmaları ve çevrenin yardımları ile geçindiğini, erkeğin her zaman bu paraları cebir ve şiddet ile kadının elinden alarak ev dışı giderlerine kullandığını, kadının bu durumlara dayanamayarak ortak çocukları da alarak evden ayrıldığını, evlilik birliğinin erkeğin kusurlu hareketleri neticesinde temelinden sarsıldığını ileri sürerek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarını, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL, ortak çocuklardan her biri yararına aylık ayrı ayrı 1.000,00 TL olmak üzere tedbir nafakasına hükmedilmesine, dava sonuçlanınca nafakaların aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek davaya süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, ağır ithamlarda bulunduğunu, fiziksel şiddette uyguladığını, hakaret ve küfür ettiğini, psikolojik baskı uyguladığını, erkeğin ailesine de hakaret ettiğini, çocuklara ilgi göstermediğini, onlara fiziksel ve duygusal şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, ortak konutta ortak ergin çocuk ...in evlilik dışı olacak şekilde bir erkekle bir araya gelmesine olanak sağladığını, erkeğin bilgisi ve onayı dışında bir çok kez borçlandığını, hakkında birçok defa icra takibi başlatıldığını, 2015 yılında borçlarından dolayı ortak konutu terk ettiğini, borç ödenince geri döndüğünü, evde yemek ve temizlik yapmadığını, 18.10.2019 tarihinde ortak çocuklarla birlikte ortak konutu terk ettiğini, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına kadının kusurlu olduğunu belirterek asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, erkek yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası ile dava sonuçlanınca aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası ödenmesine, ortak çocuklar için aylık ayrı ayrı 500,00 TL tedbir nafakası ile dava sonuçlanınca aynı miktar üzerinden iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların karşılıklı olarak birbirlerine hakaret ve küfür ettiği, bunlar yanında kadının çocuklara hakaret ve küfür içerikli sözler sarf ettiği, şiddet uyguladığı, ev içerisindeki sorumlulukları yerine getirmede özenli davranmadığı, yemek ve temizlik yapmak gibi sorumluluklarını yerine getirmediği, evin düzenine dikkat etmeyerek dağınık bıraktığı, ev eşyalarını sürekli değiştirmek ve gelirlerinin üzerinde harcama yapmak suretiyle etrafa borçlar yaptığı, bu borçların davalı erkek ve babası tarafından ödendiği, kendi borçlarını ödetmek için ortak çocuk ...in evli adamla ilişki yaşamasına göz yumduğu, son olarak dava dışı Mustafa tarafından ergin olan çocuk ...e kurulan eve yerleşmek maksadıyla eşyaları yükleyip evden ayrıldığı, tüm bu anlatılanlardan yaşanan olaylar neticesinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, sosyal inceleme raporundaki tespitler ve ortak çocuk ...'in beyanları doğrultusunda velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile babası arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk ... yararına aylık 300,00 TL tedbir, 600,00 TL iştirak nafakası takdirine, diğer ortak çocuk ... yararına takdir edilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının, bu ortak çocuğun ergin olduğu tarihe kadar aynen devamına, kadın yararına hükmolunan aylık 300,00 TL tedbir nafakasının boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar devamına, yasal şartları oluşmadığı gerekçesiyle kadının ve erkeğin yoksulluk nafakası talepleri ile kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle erkek yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin kabul edilen davası, aleyhe hükmedilen tazminatlar, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminat taleplerinin reddi ile aleyhine hükmedilen yargılama giderleri yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, aleyhine hükmedilen nafakalar, nafaka talebinin reddi, tazminatların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın ve karar gerekçesinin usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davaya cevap sunmayan erkeğin birleşen dava açmasının kötü niyetli olduğunu, birleşen davada delil listesinin süresinde sunulmadığını, tanıkların usule aykırı olarak dinlendiğini, evlilik birliği içerisinde erkeğin, kadın ve ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini ve psikolojik baskı uyguladığını, kadının çalışması için zorladığını ve kazancını elinden aldığını, ölümle tehdit ettiğini, maddî destek sağlamadığını, İlk derece Mahkemesince kadın aleyhine yüklenen kusurların soyut ve tutarsız tanık beyanlarına dayandırılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek erkeğin kabul edilen davası, aleyhe hükmedilen tazminatlar, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminat taleplerinin reddi ile aleyhine hükmedilen yargılama giderleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kusurunun olmadığını, bu sebeple asıl davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, hakarete ilişkin vakıanın tepkisel nitelikte olduğunun kabulünün gerektiğini, kadının ortak çocuklara yönelik kusurlarının dosya kapsamında sabit olmasına rağmen ortak çocuk ...'in velâyetinin anneye verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, aleyhine hükmedilen nafakalar, nafaka talebinin reddi, tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl ve birleşen davanın kabulü ile erkek yararına tazminat verilmesi ve kadının fer'î taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı, erkek yararına hükmedilen tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin ortak çocuğun üstün menfaatine uygun düşüp düşmediği ve buna bağlı olarak ortak çocuk yararına nafakaya hükmedilmesine ilişkin şartların oluşup oluşmadığı ile kadın aleyhine hükmedilen yargılama giderlerinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 323 üncü ve 234 üncü maddeleri, 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.