Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2313 E. 2023/5211 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve davanın reddine ilişkin istinaf kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tanık beyanları değerlendirildiğinde, erkeğin evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmediği, evi terk ettiği ve ailesine destek olmadığı, kadının ise maddi sıkıntılar nedeniyle aile konutunu satmasının kusur olarak değerlendirilemeyeceği kanaatine varılarak, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve davanın reddine dair istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2120 E., 2023/42 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Manavgat 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/775 E., 2021/83 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek dava dilekçesinde; kadın ile kafa yapılarının uymadığını, kadının kendisine hakaret ettiğini, kıskançlık nedeniyle iftira attığını, üç yıl önce ... Cumhuriyet Başsavcılığı'na hakkında şikayette bulunduğunu, bu olaydan sonra karı koca ilişkilerinin bittiğini, kadının eşlik görevini yerine getirmediğini, bir yıldır ayrı yaşadıklarını, kadının kendisinden habersiz birlikte aldıkları daireyi sattığını beyanla tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde; erkeğin iddialarını kabul etmediğini, erkeğin kendisine fiziksel şiddet uyguladığını, bu nedenle şikayetçi olduğunu, ancak büyüklerin araya girmesi nedeniyle şikayetini geri çektiğini, erkeğin aile görevlerini yerine getirmediğini, son bir yıldan beri kendisini terk ederek gittiğini, ... Aile Mahkemesinde nafaka davası açtığını, bunun üzerine erkeğin boşanma davası açtığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin evi terk ettiği, bu fiiliyle birlikte yaşamaktan kaçınmak suretiyle evlilik birliğinin gerektirdiği görevleri yerine getirmediği, kadının ise tarafların evlilik birliği içerisinde edinilmiş olan, kadının üzerine kayıtlı aile konutu niteliğindeki taşınmazı, erkekten habersiz sattığı, bu eylemi ile eşinin mali konulardaki güvenini sarsmış olduğu, her ne kadar kadının bir kısım tanıklarınca kadının zor durumda olduğu sebebiyle bu taşınmazı devrettiğini beyan etmişlerse dekadın tarafından bu savunmaya, vakıaya dilekçeler aşamasında dayanılmadığı, ayrıca bir ailenin temel ihtiyacı olan konutun satılarak kadının kızı için iş kurmasının hayatın olağan akışınada aykırı olduğu anlaşıldığından erkeğin görüşü alınmadan kadının kendisine ait tapuda kayıtlı bulunan aile konutunu devretmesi kadına kusur olarak yüklendiği, bu halde tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, tarafların birbirlerinden maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası talepleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tahsilde tekerrüre yol açmayacak şekilde aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, tedbir nafakasının kararın kesinleştiği tarihte sona ermesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; davanın reddi gerektiği ve müvekkil lehine hükmolunan tedbir nafakasının arttırılması gerektiği gerekçeleri ile kabul edilen dava, kusur belirlemesi ve tedbir nafakasının miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; erkeğin sorumsuz olduğu, evi ile yeterince ilgilenmediği en son tartışmalarında erkeğin evi terk ederek gittiği, ailesini arayıp sormadığı, maddî destekte bulunmadığı, çocuklarıyla birlikte kalan kadının maddî sıkıntılar nedeniyle kendi üzerine kayıtlı olan evi satarak iş kurduğu bu şekilde geçiminin sağlamaya çalıştığı, evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının maddî sıkıntılar nedeniyle kendi üzerine kayıtlı evi satarak iş kurmasının kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, evlilik birliğinin sona ermesinde kadına yüklenecek bir kusur ispat edilemediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun tüm yönlerden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın reddine, dava tarihinden itibaren kararın kesinleşme tarihine kadar geçerli olmak üzere ve daha önce hükmedilen tedbir nafakaları ile tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının kusuru sabit olmasına rağmen davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kadının aile konutunu davacı erkekten habersiz devrettiği ve kendine iş kurduğunu, tanık beyanları ve tapudan gelen cevaplarla iddialarının kanıtlanmış olduğunu, müvekkil aleyhine hükmedilen tedbir nafakasının da haksız olduğunu, zira kadının kendine ait bir işi ve evi bulunduğunu, boşanma ile yoksulluğa düşmeyeceği, aksine mağdur olanın erkek olduğunu, erkeğin emekli maaşında bu tedbir nafakası nedeniyle yapılan kesinti nedeniyle hayatını devam ettirmekte zorluk çektiğini, kirasını dahi ödeyemediğini, erkek lehine hükmedilen vekâlet ücretinin istinaf tarafından kaldırılmasının da hatalı olduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, reddedilen davası, tedbir nafakası ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarı ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323, 326, 190, 194, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.