Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2331 E. 2023/5003 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliği devam ederken, davalı eşin aile konutu niteliğindeki taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlandırılıp sınırlandırılamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı eşin, evlilik birliğinin getirdiği yükümlülüklere aykırı davranışları ve aile konutu niteliğindeki taşınmazı satma girişimleri nedeniyle davacı eşin haklarının korunması amacıyla 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 199. maddesi uyarınca tasarruf yetkisinin sınırlandırılması gerektiği değerlendirilerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/485 E., 2022/1775 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 23. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/418 E., 2021/1384 K.

Taraflar arasındaki tasarruf yetkisinin sınırlandırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı asıl tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı asıl tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı asıl dava dilekçesinde özetle; tarafların 1995 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten üç müşterek çocuklarının olduğunu, davalı ...'ın, kendisi ve çocuklarının herhangi bir masrafını karşılamadığını, birlik görevlerini de ihmal ettiğini, erkeğin sadakat yükümlülüğünü de ihlal edip yabancı uyruklu bir kadınla imam nikahlı olarak başka bir evde beraber yaşadığını, evlilik birliği içinde edinmiş oldukları mallara ilişkin herhangi bir paylaşımın söz konusu olmadığını, mal kaçırmak maksadı ile birlik içinde alınan ...ilçesinde bulunan arsalarını habersiz satmak için ilan verdiğini, çocukları ve eşin giderleri ile ilgilemediği gibi bu fiilleri ile ailenin ekonomik durumunu güçleştirdiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 195 inci ve 199 uncu maddelerde belirtilen hukuki sebeplerin gerçekleştiğini belirterek ... ...Belediyesi Mithatpaşa Mahallesi 1050/6 ada ve parsel üzerinde bulunan davalı eş adına kayıtlı arsa üzerinde tasarruf yetkisinin sınırlandırılması ve buna ilişkin sınırlandırılmanın tasarrufu engelleyecek şekilde tapu siciline şerh verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı asıl cevaba cevap dilekçesinde davalının savunmasının gerçekleri yansıtmadığını, taşınmazı düğünde kendisine takılan ziynetlerini satmak sureti ile aldığını taşınmazın 27.12.1996 tarihinde davacı tarafından alındığını, evliliklerinden 21 ay sonrasına denk geldiğini, davacının evi terk ettiğinde küçük oğlunun 2 yaşında olduğunu ve arayıp sormadığını, taşınmaz üzerinde kendi hakkı da olduğunu belirterek davasının kabulünü talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı asıl cevap dilekçesinde özetle; söz konusu araziyi kendisinin dekorasyon işi yaptığı zamanlarda iş karşılığı alacağına karşılık aldığını, arazinin evlilik birliği kurulmadan önce alındığını, davacı eşinin söz konusu arazi üzerinde hiçbir hakkının olmadığını, davacının iddialarının asılsız olduğunu, davacı ile 2012 yılında ayrıldıklarını, evliliklerinin kurtarılması ve çocukların mağdur olmaması için her türlü fedakarlığı uzun seneler boyunca yapmasına rağmen bir sonuç alamadığını, ayrılıktan sonra davacının çocuklarını kendisinden uzaklaştırdığını, fiili ayrılık döneminde de çocukları ile ilgilenmeye devam ettiğini, hayatını devam ettirebilmek için yabancı uyruklu bir kadınla imam nikahıyla evlendiğini, bu hayattaki tek garantisinin söz konusu Ayvalık'taki arazi olduğunu, bu arsanın evlilik öncesinde 1991 yılında Hüseyin adlı kişiden 34 daire için yaptığı dekorasyon işinin karşılığı olarak aldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının dilekçeler aşamasında tanık deliline dayanmaması nedeni ile tanıklarının dinlenmediğini, tarafların 06.03.1995 yılından bu yana evli oldukları, dava konusu taşınmazın 27.12.1996 tarihinde edinildiği, aile malı niteliğinin bulunduğu, yargılamanın konusunun tasfiye olmaması nedeniyle kişisel mal olup olmadığının değerlendirilmediği, ancak tanığın beyanından da anlaşıldığı üzere davacı kadının edinimde payının bulunduğu, tarafların yaklaşık on yıldır ayrı yaşadıkları, davalının başka bir kadınla yaşadığı, bu hali ile sadakat yükümlülüğünü, birlikte yaşama yükümlülüğünü, eşin ve çocukların geçimlerini sağlama yükümlülüklerini ihlal ettiği, dava konusu edilen aile malı niteliğindeki bu taşınmazı da dava tarihinden önce satma kararı aldığı, bu yönde satışa dair ilanında dosyada bulunduğu; bu hali ile davacının davalının evlilik birliğine uygun düşmeyen eylemini ispatladığı ve davalının sebepsiz yere aile malını satarak davacının hakkını zedeleyeceği, davacının dosyada mevcut satış ilanıyla ve tanık beyanları ile birlikte davasını ispatlamış olduğu gerekçesi davanın kabulü ile davalı adına kayıtlı dava konusu taşınmaz ile ilgili 4721 sayılı Kanun'un 199 uncu maddesi kapsamında davalının tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına, davalının ancak davacı eşinin izni ve muvafakati ile bu taşınmaz yönünden işlem yapabilmesine, bu hususta karar kesinleşmesinden sonra ilgili tapu sicil müdürlüğüne müzekkere yazılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı asıl istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı asıl istinaf dilekçesinde özetle; fiilen ayrı oldukları on yıl boyunca eş ve çocuklarının giderlerini karşıladığını, taşınmazın evlilik öncesi alındığını bu nedenle kadının bir hakkı bulunmadığını, tanıklarının dinlenmeden karar verildiğini, tanık olarak dinlenen çocuklarının taşınmaza ilişkin bilgilerinin bulunmadığını, kararın mülkiyet hakkına aykırılık teşkil ettiğini, 4721 sayılı Kanun'un 199 uncu maddesindeki düzenlemenin evlilik birliğini korumaya yönelik olduğu oysa burada evlilik birliğinin bulunmadığını belirterek kararın kaldırılarak yeniden karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki evliliğin devam ettiğini, davalının ailenin tek mal varlığı olan dava konusu taşınmazı satış hazırlığı içinde olduğu anlaşılmakla somut olayda 4721 sayılı Knun'un 199 uncu maddesinde belirtilen şartların gerçekleştiği, bu bakımdan davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı asıl temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı asıl dava dilekçesinde özetle; davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı eş ve çocuklarının tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, dava konusu taşınmazın evlilik birliği kurulmadan alındığını ve şahsi malı olduğunu, verilen kararın mülkiyet hakkının ihlali niteliğinde olduğunu, istinaf dilekçesinde belirtilen hususların tekrarı ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tasarruf yetkisinin sınırlanması kararının verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 199 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı asıl tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.