Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2344 E. 2023/5384 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, boşanma ve fer'i taleplerin kabul edilip edilmeyeceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı-davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/131 E., 2023/131 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Derinkuyu Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/100 E., 2022/102 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı- davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; tarafların evlendikten sonra 1 hafta evli kaldığını, erkeğin Almanya'ya çalışmaya gittiğini, birlikte zaman geçirmediklerini, davalının Almanya da çalıştığını bildiğini ancak sık sık Türkiye'ye geleceğini söylediğini ve müvekkilini yanına alacağını vaat ettiğini ancak vaatlerini yerine getirmediğini, fiilen evlilik birliğinin kurulamadığını, maddî ve manevî desteğinin olmadığını, davalının çalışmadığı zamanlarda bile müvekkili ile telefon ile konuşmak istemediğini, erkeğin ailesi ile birlikte yaşamaya zorlandığını, ailesinden kötü muamele gördüğünü, hakaretlerine maruz kaldığını, erkeğin ailesinin evlilik birlikteliğine müdahalesine, kadına baskısına ve kötü muamelelerine sessiz kaldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, kadının, evlilik birliğinin korunmasına yönelik herhangi bir eylemde bulunulmadığını, kadını Almanca kursuna yazdırdığını, turist olarak almak için çeşitli girişimlerde bulunduğunu ancak hesabında para bulunmaması nedeniyle ilgili makamca talebin rededildiğini, kursu geçtikten sonra kadını yanına aldırabilecekken sınava 1 hafta kala evi terk etmesi üzerine sınava giremediği, müvekkilinin eşini yanına alabilmesi için tüm sorumlulukları yerine getirdiği ancak davacı tarafın sınava dahi girmeden evi terk ettiğini beyan ederek asıl davanın reddini, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin, tam anlamıyla bağımsız konut temin etmediği, ailesinin evliliğe müdahale ettiği, annesinin kadını müşterek konutta kalmasını sağlayıp kadının özel hayatına müdahele ettiği, kadını hizmetçi gibi kullandığı ve erkeğin de annesinin eylemlerine sessiz kaldığı, en son ayrılmaları üzere erkeğin barışmak için kadının bulunduğu yere gittiği bu durumda erkeğin kadına izafe ettiği kusura ilişkin geçmiş olayları affettiği en azından hoşgörü ile karşıladığının anlaşıldığı ayrıca bağımsız bir konut temin edilmeyen kadının salt evden ayrılmasının kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, kadına karşı terk nedenine dayalı olarak açılan boşanma davası da bulunmadığından kadına birlikte yaşamaktan kaçınması şeklinde bir kusurun izafe edilemeyeceği gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle tazminat taleplerinin reddine boşanma ile birlikte eşinin desteğini yitiren ve erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunması nedeniyle kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 25.000,00 manevî tazminata, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının daha ağır kusurlu olmadığı, herhangi bir geliri ve mal varlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinden kadın yararına 800,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, müvekkilinin davacı kadını yurt dışına götürmek için uğraştığını ancak yasal işlemler nedeniyle bu durumun uzun sürdüğünü, evlilikte müvekkilinin kusurunun olmadığını, kadının kabul edilen davası, kusur tespiti, reddedilen karşı davaları yönünden kararın müvekkili lehine kaldırılmasını talep etmiş, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu ve delillerin elde edilişinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; evlilikte müvekkilinin kusurunun olmadığını, kadının kabul edilen davası, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat, kusur belirlemesi, reddedilen karşı davası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü ve erkeğin boşanma davasının reddinin yerinde olup olmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı, kadın lehine hükmedilen tazminatların ve nafakaların kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ve 174 üncü maddesinin birinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.