Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2358 E. 2023/1365 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, usul bozmaları nedeniyle boşanma hükmünün kesinleşme tarihinin ilk karar tarihi mi yoksa usul bozmaları sonrası kesinleşme tarihi mi esas alınarak yoksulluk nafakasına hükmedileceği ve nafakaya esas alınan sürenin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: İlk boşanma kararının davacı kadın tarafından sadece fer'iler yönünden temyiz edilmiş ve boşanma hükmü temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olmasına rağmen, daha sonra yapılan usul bozmaları nedeniyle boşanma hükmünün kesinleşme tarihinin ilk kararın tebliğ tarihi olan 04.06.2015 değil de, 15.02.2017 olarak kabul edilmesinin hatalı olduğu, bu nedenle yoksulluk nafakasının başlangıç tarihinin düzeltilmesi gerektiği gözetilerek mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki davacı kadın vekili tarafından açılan boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece kadın yararına yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL manevî tazminat, 50.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; boşanmayı kabul ettiklerini, velâyetin babaya verilmesine, kadının taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 30.04.2015 tarih ve 2014/147 Esas, 2015/403 Karar sayılı kararı ile erkeğin kadını istemediğini dile getirdiği, evden kovduğu , eş ve çocukları ile ilgilenmediği, boşanmaya neden olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasına, her bir çocuk yararına aylık 100,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 5.000,00 TL maddî tazminata 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. İlk Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın tarafından tazminat ve nafaka miktarları ile ortak konutun tahsisine karar verilmemesi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 22.03.2016 tarih 2015/14834 Esas 2016/5621 Karar sayılı kararı ile boşanma hükmünde tarafların kimlik bilgilerine yer verilmediği, boşanmaya karar verilmesi halinde 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 27 nci maddesi gereği kararda tarafların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ile aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgilerinin yazılmasının zorunlu olduğu gerekçesi ile kararın bozulmasına, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İlk Karar

Mahkemenin 28.09.2016 tarih ve 2016/426 Esas, 2016/951 Karar sayılı kararı ile dosya kapsamı itibariyle tüm deliller birlikte ele alınıp değerlendirilmesi sonucunda uyulan Yargıtay bozma ilamı sonrası buna uygun şekilde karar verildiği gerekçesi davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasına, her bir çocuk yararına aylık ayrı ayrı 100,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 5.000,00 TL maddî tazminata 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkeme yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 24.10.2018 tarih ve 2018/229 Esas, 2018/11922 Karar sayılı kararı ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesi gereğince kararların gerekçeli olması gerektiği, mahkemece verilen karar yerinde gerekçelerinin gösterilmediği gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 22.03.2019 tarih ve 2018/1199 Esas, 2019/173 Karar sayılı kararı ile erkeğin kadını istemediğini dile getirdiği, evden kovduğu, eş ve çocukları ile ilgilenmediği, boşanmaya neden olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasına, her bir çocuk yararına aylık 100,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 5.000,00 TL maddî tazminata 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili nafakalar ve tazminatların miktarları yönünden, davalı erkek vekili ise velâyet, kusur belirlemesi, tazminatlar, iştirak nafakası ile yoksulluk nafakası yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 20.06.2019 tarih, 2019/3600 Esas, 2019/7517 Karar sayılı kararı ile 04.07.1998 doğumlu ortak çocuk ...'ün temyiz inceleme tarihi itibariyle ... olduğunun anlaşılmasına göre, tarafların 21.09.2017 tarihli protokolü temyiz aşamasında sundukları, sunulan protokole göre velâyetin tevdi hakkında dava açılması halinde kadın tarafından bu talebin kabul edileceği ile ortak çocuk ...'ın baba yanında kalacağının belirtildiği, Mahkemece idrak çağında olan ortak çocuk ...'ın velâyeti konusunda Mahkemece dinlenilerek, tarafların sunduğu protokol ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek velâyet konusunda bir karar verilmesi gerektiği, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerkeçesi ile hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.

3. Dairemizin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuş, daire kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin 09.10.2020 tarih ve 2019/525 Esas, 2020/388 Karar sayılı kararı ile bozma ilamına uyularak yapılan ortak çocuğun Mahkemece uzman eşliğinde beyanının alındığı, çocuğun beyanı ile sosyal inceleme raporunun da dikkate alınarak velâyetin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki tesisine, kadının 17.09.2020 tarihinde başkası ile evlendiği anlaşıldığı, 4721 sayılı Kanun’un 176 ncı maddesinin 3 üncü fıkrası da dikkate alındığı, karar tarihi itibariyle ... olan çocuk hakkında velâyete karar verilmesine yer olmadığı, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından davalı ...'in eş ve çocukları ile ilgilenmediği, davacıyı istemediği ve evden kovduğu sabit olmakla kusurun davalı ...'de olduğunun anlaşıldığı, kusur durumu tarafların sosyo-ekonomik durumları, bozma ilamı ve davacının yeni evliliği de nazara alınarak uygun bir tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocuk ...’ın velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına 8.000,00 TL maddî ve 12.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

G. Dördüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı davacı kadın vekilin tarafından reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı, davalı erkek vekili tarafından ise kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairemizin 14.01.2021 tarihli ve 2020/6587 Esas, 2021/193 Karar sayılı kararı ile yoksulluk nafakasının boşanma hükmünün kesinleşmesi halinde ödenebilir hale geldiği, Mahkemece yoksulluğa düşen kadın yararına, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten, kadının evlendiği tarihe kadar bu süre ile sınırlı olarak uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile hükmün bu yönden bozulmasına, tarafların diğer itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

3. Dairemizin yukarıdaki paragrafta belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuş, daire kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.

H. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin 24.12.2022 tarih ve 2021/336 Esas, 2022/640 Karar sayılı kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, tarafların evli olarak geçirdikleri süre, hakkaniyet ilkesi gereğince kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile kadın yararına boşanma kararının kesinleştiği 15.02.2017 tarihi ile davacı tarafın evlendiği 17.09.2020 tarihleri arasıyla sınırlı olmak üzere kadın yararına aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davanın açıldığı tarihten sonra verilen ilk karar tarihinde boşanma hükmü temyiz edilmeyerek kesinleştirilmiş olmasına karşın, usuli eksiklikler nedeniyle boşanma hükmünün kesinleşme tarihi 15.02.2017 olmuştur. Aradan geçen süre, evli kalınan süre ve kusur durumu dikkate alındığında takdire edilen nafaka miktarının az olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Mahkemece verilen ilk karar sadece davacı kadın tarafından fer'îler yönünden temyiz edilmesine karşın, iki kez usul bozması yapılması nedeniyle boşanma hükmünün kesinleşme tarihinin ilk kararın boşanma yönünden temyiz edilmeme tarihine göre belirlenip belirlenmeyeceği ile yoksulluk nafaka miktarının az olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir

2.Mahkemece yapılan yargılama neticesinde 30.04.2015 tarih ve 2014/147 Esas, 2015/403 Karar sayılı kararı ile erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiş, bu karara karşı sadece davacı kadın vekili temyiz başvurusunda bulunduğu, verilen boşanma hükmünün taraflara tebliğine göre 04.06.2015 tarihinde kesinleştiği halde Mahkemece yoksulluk nafakasının boşanma hükmünün kesinleştiği tarihin 15.02.2017 olarak belirlenmesi ve bu tarihten başlanılarak davacının evlendiği tarih olan 17.09.2020 tarihine kadar kadın yararına aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmesi doğru olmamıştır.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı kadının yoksulluk nafakasına yönelik itirazının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinin hükümden çıkarılması yerine "Boşanma kararının kesinleştiği 04.06.2015 tarihi ile davacı tarafın evlendiği 17.09.2020 tarihi arasında sınırlı olmak üzere aylık 200,00 TL yoksulluk nafakası davalıdan alınarak davacıya verilmesine, (... 2. Aile mahkemesinin 2013/434 esas sayılı dava dosyasında verilen tedbir nafakası gözetilerek tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmemesine" cümlesinin yazılmak suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.