"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/833 E., 2023/19 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/268 E., 2022/92 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine ve kadının ziynet eşyası alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı- davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre kadının ziynet alacağı davasında reddedilen ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı-davacı kadının reddedilen ziynet alacağı talebine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı-davacı kadın vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, müvekkilini eş olarak görmediğini ve sahiplenmediğini, ev hanımı olan kadının ev hanımından beklenen görev ve sorumluluklarını yerine getirmediğini, eşine ve çocuklarına ilgisiz davrandığını, sürekli olarak müvekkilini başka kişiler ile kıyasladığını, müvekkilinin yediklerine ve içtiklerine ne olduğu belirsiz bir şeyleri karıştırdığını, öz bakım ve temizliğini yapmadığını, hakaret ettiğini, tartışmalar nedeniyle iki yıldır yataklarını ayırdıklarını, en son olarak müvekkilinin hayatında birisinin olduğundan şüphelendiğini ileri sürerek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesini, (maddî ve manevî tazminat haklarını saklı tutarak ) talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaların gerçek dışı ve asılsız olduğunu, davacı erkeğin bağımsız konut açmadığını, kök ailesinin evlilik birlikteliğine müdahalesine sessiz kaldığını, ailesinin müvekkilini temizlikçi, hizmetçi olarak görmelerine sessiz kaldığını, eve geç saatlerde geldiğini, evi ve çocukları ile ilgilenmediğini, ilgisiz kaldığını, müvekkilinin tesettürlü olmasını sürekli eleştirdiğini, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, sürekli aşağılayıcı ve küçük düşüren söz ve davranışlarda bulunduğunu, evlilik birlikteliği yükümlülüklerinden olan sadakatsizliği olduğunu beyan ederek asıl davanın reddini istemiş, karşı davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık ayrı ayrı 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 300.000,00 TL maddî, 300.000,00TL manevî tazminata hükmedilmesini , evlilik içerisinde müvekkilinin rızası dışında bozdurulan 4 adet 22 ayar (25 gramlık) altın bilezik, 2 yarım ve 1 çeyrek altının aynen yada misliyle iadesine yahut iadesi mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak şimdilik 10,00 TL'nin yasal faiziyle müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı-davacı kadın ile ... erkeğin kök aile bireyleri arasında süregelen anlaşmazlık olduğu ve kavga ettikleri, onlarla münakaşaya girerek aile huzurunu bozduğu, erkeğin aile bireylerine karşı saygısızca tutumlar sergilediği, erkeği kardeşi ve kuzenleriyle kıyaslayıp "bir ..., bir ... değilsin" şeklinde sözler sarf ederek erkeğe duygusal şiddet uyguladığı, ayrıca "tipine bak, kara fatmaya benziyorsun" şeklinde aşağılayıcı söylemlerde bulunarak erkeğin manevî kişiliğini tahkir ettiği, erkeğin aile bireylerinin yanında "isterse kendisinin de erkeği aldatabileceği" minvalinde ifadeler kullanarak erkeği ailesinin yanında küçük düşürdüğü; yine sunulu video kaydına göre kadının, ortak çocuk aracılığıyla muhtelif zamanlarda erkeğin içeceğine bilinmeyen bir sıvı kattığı, ... erkeğin de annesinin evliliklerine müdahalesine kayıtsız kaldığı, eve çok geç vakitlerde geldiği, çocukları ve eşiyle fazla vakit geçirmediği, onları ihmal ettiği, tarafların ev dışında sosyal paylaşımları bulunmadığı gibi ev içerisinde de iletişimlerinin iyi olmadığı, erkeğin eşine ve çocuklarına vakit ayırmak yerine kuzenleriyle görüşmeyi tercih ettiği,yabancı bir kadına ait fotoğrafı yanlışlıkla kadına attığı ve hemen silmesi ile kadının güvenini sarstığı, kadının giyimine karıştığı, tarafların karşılıklı olarak birbirine hakaret ettiği, tarafların kusurlu davranışlarının, evlilik birliğini ve ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarstığı, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların fiili ayrılıktan itibaren anneyle birlikte ortak konutta yaşadıkları, kurulu düzenlerinin annenin yanında ortak konutta bulunması, velâyet hususunda düzenlenen sosyal inceleme raporu ve ortak çocuklardan ... ...'in anneleri ile birlikte, ...in ise babası ile birlikte yaşamak istedikleri yönündeki tercihleri dikkate alınarak ...'in velâyetinin babaya, ... ve ...'in velâyetlerinin ise anneye verilmesine, çocukların anne ve baba sevgisi, şefkatine olan ihtiyacı dikkate alınarak çocuklar ile velayet kendisine verilmeyen ebeveyn arasında kişisel ilişki kurulmasına, velâyetleri anneye tevdi edilen çocuklar ... ve ... yararına yaşları, ihtiyaçları, bakım ve eğitim giderleri, paranın alım gücü ile hakkaniyet ilkesi nazara alınarak ayrı ayrı aylık 800,00 'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, velayeti babaya verilen ortak çocuk ...yararına iştirak nafakası takdirine yer olmadığına, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve kusuru daha ağır olmayan kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, davalı-davacı kadının yasal koşulları oluşmayan maddî ve manevî tazminat isteminin reddine, davalı- davacı kadının ziynet alacağı talebinin ise ispat edilemediği gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraf için yapılan kusur belirlemesinin doğru yapılmadığını, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, lehine hükmedilen yoksulluk ve çocuklar lehine hükmedilen nafakaların az olup paranın alım gücü göz önüne alındığında hakkaniyete uygun olmadığını, ziynet eşyası taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını beyan ederek kusur belirlemesi, tazminatların reddi, nafakaların miktarı ve ziynet alacağı talebinin reddi yönünden istinafa başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince hukuki nitelendirmenin davadaki ileri sürülüş ve dosya kapsamına uygun olarak belirlendiği, taraflarca ileri sürülen delillerin toplanarak usulüne uygun olarak değerlendirildiği, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunduğu, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulduğu, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edildiği, karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olduğu ve hükmün yasal unsurları taşıdığı, istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede İlk Derece Mahkemesinin kusura, maddî, manevî tazminat ve miktarlarına, nafakalara ve ziynet alacağına dair kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle; davalı- davacı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı kadın temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, tazminatların reddi, nafakaların miktarı ve ziynet alacağı talebinin reddi yönünden temyize başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi ve kadının ziynet alacağı davasının reddinin yerinde olup olmadığı, kadının tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı, kadın ve çocuklar lehine hükmedilen nafakaların miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,169 uncu , 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddesi, 220 nci, 222 nci, 226 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı-davacı kadın vekilinin reddedilen ziynet alacağı talebine yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2. Davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.