Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2364 E. 2023/2038 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu, zina iddiasının ispatlanıp ispatlanmadığı, tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekip gerekmediği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 7. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda kadının davasının reddi ile erkeğin karşı davasının reddine ve erkeğin birleşen davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadının davasının da kabulüne ve kadın lehine tedbir nafakası ödenmesine, erkeğin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, sadakatsiz davrandığını, alkol alışkanlığı bulunduğunu, üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini, sürekli olarak saçma sapan bahanelerle kava çıkartıp fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, davalının alkol aldığını kadının bulaşıkçılık yapması nedeniyle aşağıladığını, öldürmekle tehdit ettiğini, görünüşü nedeniyle aşağıladığını, 2014 yılında davalının ...'ya tayin olduğunu, her tartışmada kadına boş ol dediğini, çok sefer sadakatsizliklerinin olduğunu, belirterek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın lehine aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının suratına yumrukla vurduğunu, tayininin çıktığı ...'ya gelmediğini, eşi ile aynı yatıkta yatmadığını, 2020 yılında erkeklerle yazıştığını, hakaret ettiğini, lüks araçlarla geceleri gezdiğini, sosyal medyadan erkeği engellediğini, mini etekli dekolteli fotoğraflarını paylaştığını, açık saçık dolaşmaya başladığını, biralar alkol masalarında resimler paylaştığını, sürekli alkol almaya başladığını, uyarmasına rağmen davacının sürekli kendisine karışamayacağını söylediğini, telefonuna şifre koyduğunu, numarasını değiştirip yeni numarasını vermediğini, 2020 yılı kurban bayramında birlikte tatile gittiklerinde pezevenk, kavak diyerek hakaret ettiğini, alkol aldığını, kendi kafasına göre yaşadığını, mini etek giydiğini, sosyal medyaya uygunsuz paylaşımlar yaptığını, bu nedenle asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, erkeği başkalarının yanında küçük düşürüp, küçümsediği, çirkin sözlerle kırdığını, boşanma davası devam ederken sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, onuruna ve namusuna aykırı davranışlar sergilediğini, giyimi ve davranışlarıyla, sosyal medyadaki paylaşımlarıyla şüpheleri defalarca üzerine çektiğini, bununla ilgili konuşmak istediğinde sürekli ağza alınmayacak hakaretlere maruz kaldığını, olayların aslını bir türlü öğrenemediğini, kadının kendisini aldattığını dava sürecinde öğrendiğini, kadının bu durumunun millet arasında konuşulduğunu öğrendiğini, kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını belirterek davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanunu’nun 161 inci maddesi uyarınca zina nedeniyle boşanmalarına, erkek lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile polis olarak görev yapan erkeğin tayininin 2014 yılında ...'ya çıktığını, kadının işini ve çocuğun okulunu bahane ederek erkeğin yanına gelmek istemediğini, iş yerinin kapanmasına rağmen erkeğin yanına ...'ya gelmek istemediğini ve ...'de kaldığını bu nedenle kadının birlikte yaşamaktan kaçındığının kabulü gerektiğini, tarafların dava açmadan kısa süre önce ...'da birlikte tatile gittiklerini, tarafların tatil dönüşünde eldeki davayı açtıklarını, birlikte tatil yapan tarafların birbirlerinin önceki kusurlarını affetmiş sayıldığını ve bu nedenle asıl davada erkeğe kusur yüklenemeyeceğini ve karşı davadaki iddiaların af kapsamında kabul edildiğini, asıl davanın ve karşı davanın reddinin gerektiğini, erkeğin birleşen davasındaki iddiasının kadının 2018 yılı Eylül ayı ve 2020 yılı Mart ayı arasında farklı tarihlerde birden fazla erkekle aynı otel odasında kayıtlarının yapılan araştırmalarla tespit edildiğini, gelen otel kayıtlarından zinanın gerçekleştiğinin kabulü gerektiğini belirterek kadının asıl davası ile erkeğin karşı davasının reddine, erkeğin zina hukuki sebebine dayalı birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası nedeni ile boşanmalarına, erkek lehine 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş olup, Mahkemece 02.06.2022 tarihli ek karar ile birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca zina nedeniyle boşanmaları şeklinde tavzih ve tashihine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, birleşen davanın kabulü, birleşen davada hukuka aykırı delil ile karar verilmesi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili vekili istinaf başvuru dilekçesinde; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen tazminat miktarlarının az olması, birleşen davanın kabulünde maddî hata yapılması yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların ... tatilinden dönüşünde erkeğin kadına hakaret ettiği, bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu, kadının davasının da kabulü ve kadın lehine tedbir nafakası ödenmesinin uygun olacağı gerekçesi ile kadının istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; kadının davasının 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın lehine 600,00 TL tedbir nafakasına, erkeğin kendi boşanma davasının zina nedeniyle kabulü gerektiğine dair istinafı tavzih kararı nedeniyle konusuz kalmış olup tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; zinaya dayalı boşanma davasının ispat edilemediğini, karşı tarafın tam ve ağır kusurlu olduğunu, bu nedenle hükmedilen tazminatların kaldırılması gerektiğini, tarafların tartışmalarının erkeğin başka kadınlarla yaptığı telefon görüşmeleri ve sair sadakatsiz davranışlarından kaynaklandığını, kadına şiddet uygulayan, hakaret ve küfür eden, başka kadınlarla ilişki içinde olup sadakatsiz davranan eş tam ve ağır kusurlu olduğunu, hukuka aykırı şekilde elde edilen ve zinanın varlığının ispatına yeterli olmayan otel kayıtlarnın gerekçe gösterilerek hüküm verilemeyeceğini, ortada sadece otel giriş çıkış kayıtlarının olduğunu, kalabalık bir arkadaş grubu ile seyahat ve gezi amacıyla gidilen otelde kayıtların bu şekilde tutulmuş olmasının, kayıtlarda adı geçen kişileri dahi tanımadığı değerlendirildiğinde sırf kayıt var diye zina yaptığı şeklinde değerlendirilemeyeceğini iddia ederek; hükmün erkeğin zina nedenine dayalı davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakasının ve tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; tarafların ...'ya tatile gitmesinin af anlamına gelmediğini, kadının tatilden sonra da ...'ya gitmediğini, halen ...'de ikamet ettiğini, ...'da asıl küfür ve hakaret edenin kadın olduğunu ve bu nedenle dönmek zorunda kaldıklarını, erkeğin polis olarak görev yaptığını, zina eylemlerinin halkın ağzına düşmesi, bu durumu milletten sağda solda konuşurken duyup öğrenmesi, karşı tarafın eğlence mekanlarındaki videolarını sosyal medyada paylaşması ile bu durumun herkesçe bilinir duruma gelmesinin kendisini mağdur ettiğini iddia ederek; kadının davasının kabulü, karşı davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin zina nedeniyle açılan davasının kabulünün şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenli davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, erkek lehine tazminata hükmedilme şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarları ile kadının tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası talebinin reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.