Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2367 E. 2023/5376 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında boşanma davasının reddine ilişkin kararın temyiz edilmesi üzerine, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusurun kimde olduğu ve tedbir nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı erkeğin evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediği, eşini ve çocuklarını terk ettiği ve maddi manevi olarak ilgilenmediği, davalı kadının kusurunun ise ispatlanamadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/264 E., 2023/3 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/45 E., 2021/617 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının, müvekkili ile hastalık geçirmesinden sonra hiçbir şekilde ilgilenmediğini, ona bakmadığını, birlikte yaşamadığını, müvekkilinin huzur evinde kaldığını, üstelik barınma ihtiyacını karşılamadıkları gibi huzurevindeki maddî ve manevî ihtiyaçlarını karşılamadığını, ihtiyaçlarının yakın dostları tarafından karşılandığını, davalı kadının cevap dilekçesindeki iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu beyan ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına erkek yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, davacının, 1990 yılında trafik kazası geçirdiğini, ayağı 3 ay boyunca alçıda kaldığını tüm bakım ve gözetimi müvekkili tarafından yerine getirildiğini, 2001 yılında kalçasından ameliyat olduğunu, yine 3 ay boyunca tüm ihtiyaçları ile müvekkili ilgilendiğini, 2005 yılında kısmı felç geçirdiğini, hastahanede kalan kişinin müvekkili olduğunu, davacının ...'a gittiğini ve müvekkilinin babası, abisi ve eniştesini arayarak haber verdiğini, ...'a gitmesinden sonra davacının ... ve İstanbul illerine gittiğini sonrasında, yaklaşık 6 yıl sonra huzurevine gittiğini öğrendiğini, davacı, ...'a gitmeden önce emekli maaş kartını müvekkiline bıraktığını aylığını çekmesini, esnaflara olan aylık taksitleri ödemesini ve kalan parayı da kendisine göndermesini istediğini, gittikten sonraki ilk ay müvekkili, davacının istediğini yaptığını, kalan parayı davacıya gönderdiğini, hiçbir geliri olmayan müvekkili, davacının ...'a gitmesi ile birlikte hem maddî hem de manevî anlamda zor günler geçirmeye başladığını, ...'da üniversite okuyan ortak çocuklara dahi para gönderemez duruma geldiğini, davacının ...'da olduğu dönemde tarafların müşterek çocuğunun davacı erkeği arayarak eve dönmesini istediğini, erkeğin ise müşterek çocuğa; "Git annene koca bul, ben senin baban değilim. Kendine de yeni bir baba bul." şeklinde cevap verdiğini, sağlık durumunun iyi olduğu dönemlerde dahi evi terk eylemini süreklilik haline getirdiğini, müvekkili ve ortak çocuklar ile ilgilenmediğini, beyan ederek davacı erkeğin iddialarının gerçekleri yansıtmadığını ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava sonuçlanıncaya kadar 1.500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, mahkeme tarafından tarafların boşanmasına karar verilmesi durumunda hükmedilen tedbir nafakasının yoksulluk nafakasına dönüştürülmesine, mahkeme tarafından tarafların boşanmasına karar verilmesi durumunda kadın yararına 100.000,00 TL maddî- 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşini ve çocuklarını bırakıp giden ve maddî, manevî olarak ailesi ile ilgilenmeyen, evlilik birliği yükümlülüklerini ihlal eden davacının tam kusurlu olduğu, davalıya atılı kusurun ispat edilemediği zira davalının tüm iletişim ve ulaşma yollarının kapatıldığı evlilik birliğinin sona ermesinde davacı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile; davanın reddine, hükmedilen tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar aynen devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin doğru yapılmadığını, davacının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, beyan ederek davanın kabulü ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası yönlerinden istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu davacı erkeğin İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evlilik süresi, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince davanın reddi ve davalı kadın için hükmedilen tedbir nafakası ve miktarının makul olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu, eksik araştırma ve inceleme yapıldığını, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, tanık beyanlarından müvekkilinin lehine olanların hükme esas alınmadığını, evlilik birliğinin devamının imkanının kalmadığını, tedbir nafakasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu beyanla davanın reddi ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının kabulü ve miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.