Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2368 E. 2023/5381 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin ölümü üzerine evlilik birliğinin sarsılmasına dayalı boşanma davasının konusuz kalıp kalmadığı ve sağ kalan eşin kusurunun tespit edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı erkeğin ölümüyle evlilik birliğinin sona ermesi nedeniyle boşanma davasının konusuz kalmasına rağmen, 4721 sayılı TMK'nın 181/2. maddesi gereğince sağ kalan eşin kusurunun tespitine ilişkin yargılamanın devamına ve davalı kadının ağır kusurlu olduğuna dair yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğuna kanaat getirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1375 E., 2022/2507 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kelkit Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/23 E., 2021/128 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile , davacı erkeğin 18.06.2020 tarihinde ölümü üzerine 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun (4721 sayılı Kanun) 181 inci maddesi uyarınca davaya davacının mirasçıları da dahil edilip kusur belirlemesi yönünden devam edip etmeyecekleri saptanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, geçimsizliğe neden olan olaylarda davalı kadının vefat eden erkeğe oranla ağır kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, evliliğin ilk gününden itibaren huysuz geçimsiz tavırları ile müvekkilini çok zor durumda bıraktığını, müvekkilinin rızasını almadan ...de bulunan evine gidip günlerce kaldığını, yaşlı ve uzun süredir rahatsız olan müvekkilini yalnız bıraktığını, müvekkilinin hasta olduğu ameliyat geçirdiği dönemde dahi ...deki evinde kalıp hasta olan eşinden manevî desteğini esirgediğini, hastalık sürecinde çocukları ve gelinlerinin ilgilendiğini, en ufak ihtiyacını dahi zorlukla yapabilen müvekkilini davalı eşi tarafından yalnızlığa mahkum edildiğini, davalı tarafın ortak ev ile ilgilenip temizlik ve yemek gibi zaruri görevlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin yaşadığı tüm bu hayal kırıklıkları sebebiyle bir çok kez boşanmak istediğini fakat küçük bir ilçede yaşıyor olmaları ve çevre baskısı olabileceği düşüncesi ile kendisine yapılan haksızlara karşı hep suskun kaldığını ancak hastanede yattığı süreç içerisinde yaşadığı son olaylar davacı için ortak hayatı çekilemez hale koyduğunu iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili davaya cevap dilekçelerinde özetle; davacı erkeğin taraf sıfatının olmadığını, vasi tayini olmaksızın açılan davanın usule aykırı olduğunu, müvekkilinin evlilikten beklenen evlilik birliğinin gereklerini yerine getirdiğini, evlilik kurumunun ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile karıştırılmaması gerektiğini, dava dilekçesinde kurgulandığının aksine davacı tarafın ve yakınlarının bu evlilikten temel gayelerinin bir hizmetçi bulmak olduğunu, davanın açılmasındaki temel maksatın nasıl olsa davacı ilerlemiş yaşı ve sağlık koşulları daha uzun sure yaşamasına elvermeyeceğinden malvarlığı itibarı ile de oldukça varlıklı bir kimse olmasından dolayı resmi nikahlı eşi olan müvekkilinin bir an evvel boşamak ve mirastan pay almasına engel olmak olduğunu, müvekkilinin davacı ile12 yılı ... evli olduklarını, müvekkilinin evlilik birliğinin getirmiş olduğu yükümlülükleri yerine getirdiğini, sadakat ve sevgi bakımından eşine ve ailesine ... hayat yaşadığını beyan ederek davacının, çocuklarının etkisi ve zorlaması ile açmış olduğu davanın reddine, mahkemece müvekkilinin boşanmak istememesi sebebiyle ayrılığa karar verilmesine, davacının davasının kabulü halinde ise kadın yararına 1.500.00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına 50.000.00 TL maddî ve 50.000.00 TL manevî tazminatın dava tarihinden işleyecek kanuni faizi ile tahsiline, tüm yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 03.04.2019 tarih 2017/228 Esas- 2019/145 Karar sayılı kararı ile evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin bacağını kırması sonrasında hastaneye kaldırıldığından beri tarafların ayrı yaşadıkları, davacı erkeğe bu sürede çocuklarının baktığı, kadının davacı erkeğin rızası olmamasına rağmen hazine arazisinde ekim yaptığı, dava açıldıktan sonra da herhangi bir şekilde bir araya gelmedikleri, erkeğin bakıma ihtiyacı olduğu zamanlarda kadının yanın da bulunmadığı evlilik birlikteliğinin sona ermesinde davalı kadının daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile tarafların (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra, yoksulluk nafakası olarak devamına, kadının ağır kusurlu olması nedeniyle maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili, erkek yararına vekâlet ücreti takdir edilmemesi yönünden davalı kadın vekili ise davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, boşanmaya karar verilmesi durumunda talepleri doğrultusunda karar verilmesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 03.04.2019 tarihli ve 2019/2549 Esas - 2020/1425 Karar sayılı kararında İlk Derece Mahkemesince verilen karardan sonra davacı erkeğin vefat ettiği taraflar arasındaki evlilik ölümle sona erdiği ve davanın konusuz kaldığı, 4721 sayılı kanunun 181 inci maddesi uyarınca davaya davacının mirasçıları da dahil edilip kusur belirlemesi yönünden devam edip etmeyecekleri saptanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile gönderme kararı verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile muris ...ın sağlığında tedavi gördüğü ve ameliyat olduğu, ameliyat sonrasında davalının muris ile ilgilenmediği, tarafların ortak konutuna çocukları ziyarete gittiğinde evde yemek olmadığı, murisin tedavi gördükten sonra köyde oğlunun yanında kaldığı, kadının murisin bacağı kırıldıktan sonra hiç ilgilenmediği, murisi tedavi gördüğü zamanlarda hastaneye gitmediği, tarafların 1-1,5 yıldır ayrı yaşadıklarının tanık beyanları ile ortaya konulduğu, davalının murisin bakıma ihtiyacı olduğu zamanlarda ona destek olmadığı ve yanında bulunmadığı, tanıklardan ... beyanında murisin bacağı kırıldıktan sonra yeniden düşmesi üzerine rahatsızlandığında murisin evde tek olduğu, davalının ...ilinde bulunduğu ancak daha sonrasında davalının onun bakımı ile ilgilendiği, davacı murisin geçirmiş olduğu ameliyatlar nedeniyle kendi ihtiyaçlarını karşılayamadığı, evdeki yemek, temizlik vb.işleri yapamadığından kadının ona ev işlerinde yardımcı ve destek olması gerekirken olmadığı boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının daha ağır kusurlu olduğu ancak davacı erkeğin yargılama aşamasında vefat etmesi ve taraflar arasındaki evlilik birliği ölümle sona erdiğinden, boşanma talepleri konusuz kaldığı gerekçesi ile boşanma davaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, davalı kadının vefat eden erkeğe göre daha ağır kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin kusurun tespitine yönelik kabul gerekçesinin yerinde olmadığını, dosya kapsamına ve iddia edilen tanık beyanlarına aykırı olduğunu, söz konusu davanın açılmasına erkek eşin çocukları ve gelininin sebep olduğunu, erkek eşin davadan hiçbir haberinin olmadığını, erkek eşin davaya bir celse dahi katılmadığını, yerel mahkeme tarafından tanık beyanlarına neden itibar edilmediğinin anlaşılmadığını, yerel mahkemenin tarafların yaş durumlarını ve sağlık durumlarının göz önüne alıp değerlendirme yapmaksızın aile yükümlülüklerinin yerine getirilip getirilmediği yönünden karar vermesinin yerinde olmadığını, erkek eşin çocuklarının, erkek eşin ayağının kırılmasını bahane edip vekâlet alarak dava açtıklarını, erkek eşin dava tarihinde vekâlet verebilme ehliyetine sahip olmadığı halde mahkemece bu konuda rapor aldırılmadığını ileri sürerek hükmün kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesi istemiyle temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı erkek tarafından açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada, davacı erkeğin yargılamanın devamı sırasında ölümü üzerine davanın konusuz kalıp kalmadığı, sağ kalan kadın eşten kaynaklanan ve geçimsizliğe sebep olan bir kusurun ispat edilip edilmediği, kanuna uygun hüküm kurulup kurulmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 181 inci maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.