Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2377 E. 2023/5213 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin daha kusurlu olduğu, nafaka ve tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı ve ziynet alacağının miktarı uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, toplanan deliller ve tanık beyanları ışığında erkeğin eşine karşı fiziksel ve sözlü şiddet uyguladığını, kadının ise erkeğe hakaret içeren davranışlarda bulunduğunu tespit ederek, erkeği daha kusurlu bulmuş ve kadının nafaka, tazminat ve ziynet alacağı taleplerini kabul etmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının da usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1493 E., 2023/98 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/443 E., 2021/517 K.

Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma ve boşanmanın fer'ileri ile ziynet alacağı davalarının yapılan yargılaması sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davası ile kadının açtığı ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından kadının kabul edilen boşanma davası ve fer'îleri ile ziynet alacağı davası yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından kadının kabul edilen boşanma davası ve fer'îleri ile ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre davacı-karşı davalı kadının kabul edilen ziynet alacağı davasında hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 57.394,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.735,737 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı-karşı davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı-karşı davacı erkek vekilinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesi ile; tarafların 1996 yılında evlendiklerini, ortak iki çocukları olduğunu, erkeğin sorumluluk sahibi bir koca ve baba olmadığını, müşterek hanenin ve çocukların ihtiyaçları ile kadının ilgilendiğini, müvekkilinin sigortalı ve sigortasız işlerde çalışarak çocuklarını okuttuğunu ve evin iaşesini sağladığını, müvekkilinin sağlık problemleri yaşadığında da erkeğin yanında olmadığını, ortak çocuklarla maddî ve manevî olarak ilgilenmediğini, erkeğin müvekkilini bir kadın olarak görmediğini, tehdit ettiğini, taraflar arasında yedi yıldır cinsel ilişki yaşanmadığını, ayrıca erkeğin öz bakımına hiç bir zaman dikkat etmediğini, 09.09.2020 tarihinde kadına fiziksel şiddet uyguladığını, nişan ve düğünde takılan ziynet eşyalarının hepsini zorla kadının elinden aldığını, kendisine ve ailesine ait borçlar için harcadığını bu nedenle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile müvekkili için 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL ziynet eşyasının aynen, olmadığı takdirde bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı kadın vekili 15.06.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; 1.000,00 TL olan ziynet alacağı taleplerini, artırarak 57.394,00 TL'ye ıslah ettiklerini, 57.394,00 TL ziynet alacağının dava tarihinden itibaren uygulanacak yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davalı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile; müvekkilinin varını yoğunu eşine ve çocuklarına harcadığını, yapı kredi bankasına borçlandığını ve miras olarak kalan parayı da katarak şu anda davacının oturduğu evi satın aldığını, kadının kahvaltı salonu açmak istediği için bankadan 23.000,00 TL kredi çekerek eşinin dükkanına katkıda bulunduğunu, kadın hastalandığı zaman da her türlü ihtimamı gösterdiğini, kadının müvekkilinin izni ve haberi olmadan ... ve Kütahya'ya gittiğini, bir erkek arkadaşıyla eve geldiğini, sadakat ve bağlılığa aykırı davrandığını, kadının müvekkilinden tiksindiğini, aşağıladığını, 'dilenci, kağıt toplayıcısı' gibi hakaretlerde bulunduğunu, müvekkilinin kızı eve gelmeyince müvekkilinin nerede olduğunu sorduğunu, kadının sen karışamazsın diyerek müvekkilini kapıdan dışarı eliyle itelediğini ve kapıyı yüzüne çarptığını, kadının takıları kendisinin harcadığını, iş yeri açtığını, altınları oraya harcadığını bu nedenle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, davacının her iki davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

1.Her iki boşanma davası yönünden; kadın tanıklarının beyanlarında, bizzat darp olayını görmeseler de sonradan veya görüntülü aramada darp izlerini gördüklerini söylemiş ve evliliğin başında davalının 'gerizekalısın, aptalsın, anan şöyle, seni alanın kafasına sıçayım' şeklinde beyanları olduğunu, ayrıca maddî problemler yaşandığını, kadının sürekli çalışıp çabaladığını belirtip, erkeğin banyo yapmayan temiz olmayan bir kişi olması nedeniyle kadının tiksinti duyup yatağını ayırdığını belirtmiş olup, erkek tanıkları da eve geç gelme nedeniyle bir tartışma sırasında 'koca orospunun çocuğu, adam mısın, erkek misin' ayrıca 'sen yaramazsın, pisliğin tekisin' beyanlarını ifade edip kadının kendilerini istemediği için evlerine gidemediklerini belirttikleri, taraflar arasında 09.09.2020 tarihinde yaşanan olayla ilgili ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinde her iki taraf yönünden de birbirlerini kasten yaralama eylemleri nedeniyle karşılıklı ceza aldıkları, ayrıca yine ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/845 Esas sayılı dosyasında, erkeğin kadına 'bu evden siktir git' diyerek hakaret etmesi ve ayrıca yaralama eylemi nedeniyle cezalandırılmasına karar verildiği, toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda, eşine yönelik fiziki ve sözlü şiddet gösterdiği ispatlanan erkeğin eşine oranla daha ağır kusurlu olduğu, her ne kadar kadının da eşine yönelik yaralama eyleminden karşılıklı ceza almaları söz konusu olup onun da eşini aşağılayan tavırları söz konusu olsa da kusur dağılımında erkeğin birden çok kez eşine yönelik fiziki şiddet sergilemesi ve ona hakaret edip evden kovması nedeniyle daha ağır kusur gösterdiği, erkeğin fiziki, psikolojik ve ekonomik şiddet içeren eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eden eylemler olduğu, kadının çalışmadığı, somut ve düzenli bir gelir sahibi olmadığı, boşanma sonrasında yoksulluğa düşme durumu doğacağı, gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

2.Kadının açtığı ziynet alacağı davası yönünden; kadının ziynet alacağı talebi söz konusu olmakla, genel hukuk kuralları ve Yargıtay uygulamaları doğrultusunda, her kim tarafından takılırsa takılsın düğünde takılan takıların kadına ait olacağı, bunların kendisinden bir borcun ödenmesi sebebiyle dahi olsa alınması karşısında bunun bir hibe olarak verildiği ve karşılığının istenmediği iddiası ortaya atılıp bu husus ispatlanmadığı sürece takıların talep doğrultusunda aynen veya mümkün olmadığı takdirde bedelinin kadına ödenmesi gerektiği, ayrıca Hukuk Genel Kurul kararı doğrultusunda niteliği itibarı ile kadına ait olduğu kabul edilen ziynet eşyalarının da kadına aidiyeti gerekip, bu noktada tanık beyanlarında düğün borçları ve eşyalar için takıların bozdurulup kullanıldığı vurgusu da yapıldığı, ayrıca takıların mevcudiyetinin dosyaya ibraz edilen cd ve fotoğraf içerikleri ile ortaya konulduğu ve bilirkişi tarafından bu konuda rapor hazırlandığı ve mevcudiyeti belirlenen takılar hakkında düzenlenen rapor içeriği mahkememizce denetlendiğinde oluşa uygunluğu kabul edilerek, varlığı bilirkişi raporu ile doğrulanan kadarıyla takı talebinin kabulü ile; 7 adet 7'li çeyrek dizmenin aynen iadesi, olmaması halinde bedeli olan 5.271,00 TL, 2 adet 10 gr 22 ayar burma bileziğin aynen iadesi, olmaması halinde bedeli olan 8.540,00 TL, 6 adet 12 gr 22 ayar 2'li burma bileziğin aynen iadesi, olmaması halinden bedeli olan 30.744,00 TL, 1 adet 8 gr saç örgü zincir kalp kolyenin aynen iadesi, olmaması halinden bedeli olan 2.144,00 TL, 11 adet çeyrek altının aynen iadesi, olmaması halinden bedeli olan 8.283,00 TL, 1 çift 3 gr 14 ayar küpenin aynen iadesi, olmaması halinden bedeli olan 804,00 TL, 2 adet 3 gr 14 ayar yüzüğün aynen iadesi, olmaması halinden bedeli olan 1.608,00 TL olmak üzere toplam 57.394,00 TL'nin 1.000,00 TL'sinin dava tarihinden, 56.394,00 TL'sinin ıslah tarihi olan 15.06.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilin evlilik birliği süresince karşı tarafa herhangi bir kusuru olmasına karşın müvekkil aleyhine hükmedilen tazminatların hukuka aykırı olduğunu, kadının ağır kusurlu olduğunu, son olayda hakaret eden ve fiziksel şiddet uygulayanın kadın olduğunu, müvekkilin durumu göz önüne alındığında mikarların fahiş olduğunu, müvekkilin ekonomik durumunun çok zayıf olduğunu, halen kadın için çektiği kredileri ödediğini, kadının erkeğe hiçbir zaman herhangi bir altın veya para vermediğini, aksine erkeğin kadına tüm parasını verdiğini, maaş kartının bile kadında durduğunu, ayrıca kadının giyim kuşamına çok düşkün birisi olup, talep ettikleri altınları kendi giyimi kuşamı veya açtığı dükkan için harcadığını, erkekten herhangi bir alacağı bulunmadığını, bu nedenle karşı tarafın bu talebinin reddi gerektiği gerekçeleri ile kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve ziynet alacağı davası yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince davaların esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği gerekçesiyle davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla; kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve ziynet alacağı davası yönlerden yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına nafaka ve tazminat şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci ve 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.