Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2400 E. 2023/5903 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusurun belirlenmesi, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının uygunluğu ve ziynet alacağı davasının tefrik edilmesinin doğru olup olmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve dosya kapsamına göre davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1238 E., 2022/2067 K.

...

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/369 E., 2021/331 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddet gördüğünü, müvekkilinin defalarca kez darp edildiğini, konunun bir çok kez adli makamlara taşındığını, davalının Eskişehir 8. Asliye Ceza mahkemesinin 2019/115 Esas sayılı dosyasında kasten yaralama suçundan 3.000 TL adli para cezasına hükmedildiğini, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini, davalı hakkında denetimli serbestlik uygulandığını, davalının ortak çocuğa da fiziksel şiddet uyguladığını, ortak çocuğa yakınlık ve şefkat göstermediğini, davalının evin ve ortak çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını, müvekkiline hakaret ve küfür ettiğini, davalının bir akşam yemeğinde müvekkilinin hazırladığı yemeği beğenmeyerek elindeki tuzluğu masaya vurarak masayı kırdığını, davalının uzun süre önce ortak konutu terk ettiğini belirterek tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, müvekkili lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırımına, müvekkili için faiziyle birlikte 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata, müvekkili için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 3.000 TL ziynet eşyasının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacı vekili 13.04.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 3.000,00 TL olan taleplerini 33.692,00 TL artırarak 36.692,00 TL'ye çıkardıklarını, 36.692,00 TL tutarındaki ziynet eşyasının aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; ortak konut olarak bahsedilen adresin müvekkilinin annesine ait olup boşanma davası açılmakla ortak konuttan bahsedilemeyeceğini, müvekkilinin annesinin de kirada oturduğunu, davacının sürekli huzursuzluk çıkardığını, müvekkilinin ailesini istemediğini, müvekkilinin rahatsızlandığını, bir hafta boyunca hastanede yattığını ancak davacının bu süreçte refakat etmediğini, davacının müvekkilinin annesine şiddet uyguladığını, kolunu iki yerden kırdığını, müvekkilinin annesinin evlilik devam etsin diye doktora sadece düştüğünü söylediğini, ortak çocuğun sünneti sonrasında takılan tüm ziynet eşyalarını babasının kasasına koyduğunu, müvekkilinin 38.000,00 TL olan tazminatına da el koyduğunu, müvekkilinin iki yıldır annesi ile yaşadığını, davacının müvekkilini eve sokmadığını, müvekkiline ait aracın satılarak parasının yine davacı tarafından harcandığını, davacının ortak haneyi sık sık terk ettiği için ziynet eşyalarını da giderken götürdüğünü, müvekkilinin ziynet eşyalarını hiç görmediğini, boşanma davasını kabul ettiklerini, boşanma dışında davacının diğer tüm taleplerinin reddini, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, çalışıp evine ve ailesine bakmadığı, eşine küfür ettiği, maddî manevî destek sağlamadığı, eşine şiddet uyguladığı, kadının ise sürekli uzaklaştırma kararı ile eşini eve sokmadığı, ev işlerini yapmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 200,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakaya her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın lehine aylık 200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağının kısmen kabulü ile ziynetlerin aynen iadesine, olmadığı takdirde 36.692,00 TL bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadına az da olsa kusur atfedilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen nafakalar ve tazminat miktarlarının az olduğunu, tazminatlara faiz uygulanması gerektiğini, ziynet alacağı talebinin reddedilen kısmı yönünden davalı lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ziynet bedelini ıslah ettiklerini, kadının vekâlet ücreti ödemesine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı, tazminatlarda faize karar verilmemesi, yoksulluk nafakasının ÜFE oranında artırımına karar verilmemesi, ziynet eşyalarının iadesi davasında davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma ve ziynet eşyası davasının aynı dosyada sonuçlandırıldığını, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu, ziynet eşyası davasının bu davadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi gerektiğini, kadına yoksulluk nafakası bağlanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadının kusurlu olduğunu, kadının ziynet eşyalarını giderken yanında götürdüğünü, erkeğin ziynet eşyalarını hiç görmediğini, ziynet eşyası yönünden verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, boşanma davasının erkeğin de kabul ettiğini, boşanma davası dışında kadın tarafından talep edilen tüm maddî ve manevî tazminat, nafaka, ziynet alacağına ilişkin hükümlerin kaldırılması gerektiğini ileri sürerek; kusur belirlemesi, nafakalar, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı ve ziynet eşyalarının iadesi davasının tefrik edilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Dairece, davacının, ziynet eşyalarının iadesi talebine yönelik davasının tefriki ile tarafların ziynet eşyalarının iadesi davasına yönelik istinaf itirazlarının 2022/1831 Esas sayılı dosyasında incelenerek karara bağlanmasına, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre küçüğün ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakasının az olduğuna, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının az kusurlu olduğu, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi isabetli ise de, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının az olduğu, kadının yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranında da artırılması talep ettiği, davacının bu talebi hakkında bir karar verilmemesinin doğru olmadığı gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi isabetli ise de hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarının boşanmaya neden olan olaylarda erkeğe atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, evlilik süresi, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında az olduğuna, kadının tazminatlara faiz istemi hakkında da olumlu olumsuz bir karar verilmediği gerekçesiyle kadının bu yönlere ilişkin istinaf istemlerinin kabulüne, ilgili hükümlerin kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle ortak çocuk için aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakalara her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırım uygulanmasına, kadın lehine yasal faiziyle birlikte 40.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevî tazminata, kadının sair, erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla de belirtilen sebeplerle; kusur belirlemesi, nafakalar, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, Bölge Adliye Mahkemesince ziynet alacağı davasına ilişkin verilen tefrik kararı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, kadın lehine nafakalara ve tazminatlara hükmedilmesinin ve miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince ziynet alacağı davasının dosyadan tefrikine karar verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 167 nci, 168 inci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesi, 175 inci ve 176 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...