"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1106 E., 2022/2714 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/451 E., 2021/483 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve bağımsız tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davalı-davacı kadının kusurlu olduğunun tespiti ile konusuz kalan davalar hakkında ayrı ayrı karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların 2020 yılında evlendiklerini, erkeğin hastanede yattığı dönemde hastanede çalışan ... isimli şahsın numarasını kadına vermesi üzerine tanıştıklarını, kadının evlenmek isterse kendisi ile evlenebileceğini, bakıp ilgilenebileceğini söyleyerek vaadlerde bulunduğunu, 70 yaşında yalnız yaşadığı için kendisine manevî olarak yardımcı olabilecek bir eş bulmuş olduğu için 2020 yılının başında...a gidip kadın ile evlendiğini, kendisine ait ...'deki ortak konuta yerleştiklerini, kendisinin maddî durumu görece iyi olduğu için kadının kendisi ile evlendiğini, evlendikten sonra kadının erkeğe ait gayrimenkullerden birini istediğini, bu gayrimenkulü kadının isteği üzerine bir arkadaşının üzerine devrettiğini, ilerleyen günlerde kadının davranışlarının değiştiğini, kötü davranmaya başladığını, asabi davranışlar sergilediğini, fiziksel ve sözlü şiddet uyguladığını, kendisinin yaşı ve sağlık durumu itibariyle kötü davranışlara herhangi bir karşılık veremediğini, kadının kendisini evin arka odasına yerleştirerek oradan çıkmasına müsaade etmediğini, beddualar ettiğini, kadından beklediği manevî destek ve ilgiyi göremediğini bu nedenle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, erkek lehine 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen bağımsız tedbir nafakası dava dilekçesinde; erkeğin tarafın iddialarının yersiz olduğunu, iddiaları kabul etmediklerini, erkeğin hasta bakıcı ...'e bakıcı aradığını, maddî durumunun iyi olduğunu, kendisine ölene kadar bakacak birisi olursa evini ona vereceğini söylediğini, tarafların tanışması üzerine erkeğin sağdan soldan laf olmasın evlenelim dediğini, kendisinin bunu kabul ettiğini, kendisinin erkeğin isteği üzerine...da bir avukata götürdüğünü, avukata boşanmaları durumunda malından mülkünden alınıp alınmayacağını sorduğunu, avukatın cevaben sadece tazminat ve nafaka alabileceğini söylediğini, kendisinin erkeğe evlenmeden boşanmayı düşünüyorsun dediğini, olayı müteakip...da nikah yaptıklarını, erkeğe ait evlerden birini istediği iddiasının doğru olmadığını, evlendikleri zaman kendisinin 20.000,00 TL borcunun olduğunu, erkeğin bunu ödemek istediği ancak ilerlemiş yaşı nedeniyle kredi çekemediğini, bunun üzerine ... çarşıdaki evini 2020 Mart ayında sattığını, satış bedeli olan 185.000,00 TL'nin 20.000,00 TL'sinin borcun ödenmesi için kendisine verdiğini, 4.500,00 TL'yi de nakliye masrafları için verdiğini, parası için evlendiği iddialarının doğru olmadığını, erkeğin kadına hakaret ve tehditte bulunduğunu, erkek aleyhine uzaklaştırma kararı aldığını, suç duyurusunda bulunduğunu, kusurunun olmadığını, boşanmak istemediğini, evlenmeden önce...da tekstil işçisi olduğunu, erkeğin tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, ayrı yaşamakta menfaati bulunduğu için tedbir nafakası talebinin olduğunu bu nedenle erkeğin davasının reddine, birleşen tedbir nafakası davasının kabulü ile lehine aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası ile100.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kusurun davalı kadında olduğu, kadının evlilik birliğinin kurulmasında maddî menfaatlerini ön planda tuttuğu, evlilik birliğinin gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmediği, kadının dinlenen tanık beyanlarına soyut nitelikte olduğundan itibar edilmediği gerekçesiyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının kusurlu olduğunun tespitine, evlilik birliği erkeğin ölümü ile sona erdiğinden asıl davada evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma ve ferileri, birleşen davada yardım nafakası istemleri yönünden ayrı ayrı karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkek tanıklarının, taraflar arasındaki ilişkiye yönelik görgüye dayalı bilgisi olmadığını, ifadelerin soyut iddialardan ibaret olduğunu, kadını aşağılamaya, kötü olarak göstermeye, mal mülk peşinde olan ve davacı ile parası için evlenmiş olarak göstermeye yönelik, gerçek dışı, oldukça abartılı ve olumsuz algı yaratmaya dönük çabalardan ibaret olduğunu, görgüye dayanan kendi tanıklarının beyanlarına itibar edilmemesinin doğru olmadığını, iş bu boşanma davasında kadının hiç bir kusuru olmadığını, kararın bu sebeple de bozulması gerektiğini beyanla kusur tespiti yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, delillerin takdirinde yanlışlık yapılmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davalı kadının boşanmaya yetecek derecede kusurlu olduğuna ilişkin olarak yapılan kusur değerlendirmesinde, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından kadın vekilinin tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrarla kusur tespiti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında kadının boşanmaya sebep olacak nitelikte bir kusurunun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.