Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2414 E. 2023/5261 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminatın hüküm altına alınıp alınmayacağı ve miktarlarının uygunluğu hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin bozma sebebi oluşturmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1673 E., 2023/108 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırşehir 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/415 E., 2021/437 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ile cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; tarafların 21.12.2016 tarihinde resmi olarak evlendiklerini, resmi nikahtan iki yıl sonra düğünlerinin olduğunu, erkeğin evlenmeden önce Almanya'da yaşadığını, bu yüzden müvekkilini Almanya'ya götüreceğini söylediğini, ancak müvekkilini Almanya'ya götürmediğini, erkeğin müvekkil ile yaşadığı en ufak bir tartışmayı bile annesine anlattığını, evin ve evlilik birliğinin mahremiyetini ihlal ettiğini, müvekkiline hakaret ve küfür ettiğini, erkeğin başka kadınla görüştüğünü ve erkeğin annesinin bunu beyan ettiğini, erkeğin iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, müvekkil lehine 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata, karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili davaya cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde, kadının iddialarının gerçek dışı ve anlaşılmaz olduğunu, müvekkilinin okuma yazma bilmediğini, saf bir ruh haline ve mülayim bir yapıya sahip olduğunu, kadının, müvekkilinin bu halinden faydalanmaya çalıştığını, müvekkilinin Türkiye' ye geldiğinde ilgi ve alaka göstermediğini, müvekkiline karşı "sevmediğini, boşanacağını" söylediğini, kasadaki ortak altınları ve müvekkilinin babasına ait evin kendi üzerine devrini istediğini, teyzesi ve amcasının kadının kaçak şekilde yurtdışına götürülebilmesi için para teklifinde bulunulduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkil lehine 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 21.12.2016 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten ortak çocuklarının olmadığı, erkeğin evlenmeden önce kadını Almanya'ya götüreceğine söz verdiği ancak evlendikten sonra kadını Almanya'ya götürmediği, kadını oyaladığı, kadının 2016 yılından beri eşinin kendisini Almanya'ya götürmesini beklediği, erkeğin, kadını aşağılayıcı sözler söylediği, başka bir kadınla ilişkisinin olduğuna dair mesaj gönderdiği, bu mesajlara ve aşağılayıcı sözlere kadının annesinin şahit olduğu, kadının ise erkek ile olan son görüşmelerinde para ve usulsüz şekilde kendisini yurt dışına götürmesini teklif ettiği, bu haliyle tarafların evlilik birliğini devam ettirmelerinin mümkün olmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili, istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili, boşanma kararını istinaf etmediklerini, kadının iddialarının gerçek olmadığını, müvekkilinin, eşini iki defa Almanca dil kursuna gönderdiğini, eşin için yaptığı üç ayrı vize başvurusununda reddedildiğini, eşinin dil sorunu ve diğer kanuni prosedürler nedeniyle yurt dışına gidemediğini, Almanya'ya gidebilmesinin müvekkilinin tek başına elinde olmadığını, müvekkilinin eşine aşağılayıcı söz söylediği, başka kadınlarla görüştüğü iddiası için bir delil bulunmadığını, eşinin annesinin ise yanlı beyanda bulunduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını ve kabul etmediklerini, kadın lehine nafaka ve tazminat şartlarının oluşmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu beyanla; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaların esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumlarına ilişkin yapılan değerlendirmede bir isabetsizlik bulunmadığı, boşanma veya ayrılık davası açılınca geçici önlemlerin kendiliğinden alınmak zorunda olduğu, kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakaların miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren kadın lehine tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, maddî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, tarafların belirlenen kusur durumlarına göre erkeğin kanuni koşulları gerçekleşmeyen manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinde, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili, kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin, eşini iki defa Almanca dil kursuna gönderdiğini, eşin için yaptığı üç ayrı vize başvurusununda reddedildiğini, eşinin dil sorunu ve diğer kanuni prosedürler nedeniyle yurt dışına gidemediğini, Almanya'ya gidebilmesinin müvekkilinin tek başına elinde olmadığını, müvekkilinin eşine aşağılayıcı söz söylediği, başka kadınlarla görüştüğü iddiası için bir delil bulunmadığını, eşinin annesinin ise yanlı beyanda bulunduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını ve kabul etmediklerini, kadın lehine nafaka ve tazminat şartlarının oluşmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.