"İçtihat Metni"
Esas No : 2023/2432
Karar No : 2024/2086
¸
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 12.12.2022
SAYISI : 2022/1886 E., 2022/1923 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ipoteğin kaldırılması davası yönünden davanın kabulüne, aile konutu şerhi konulmasın davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davalı banka tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı müvekkil ile davalılardan ...ın 20 yıla yakın bir zamandır evli olduğunu, tapuda davalı eş adına kayıtlı İstanbul ili Başakşehir ilçesi İkitelli-1 Mahallesi 1261 ada...pafta 1 parselde kayıtlı ve Başak Mahallesi ... Cd. N:31 D/15 Başakşehir İstanbul adresindeki gayrimenkulü 2000 yılından bu yana aile konutu olarak çocukları ile birlikte kullandığını, davalı Medeni Yılmaz ve davalı bankanın müvekkilin açık onayı alınmaksızın tarafların ortaken oturdukları ve aile konutu olarak özgülenen dava konusu gayrimenkul üzerine diğer davalı banka lehine 12.11.2014 tarih 18172 yevmiye no ile ipotek tesis edildiğini, davalı bankaca tesis edilen ipotek işlemi aile konutu üzerindeki hakların davacı müvekkilin açık izni olmaksızın sınırlandırıldığını, gayrimenkulün takyidatında her ne kadar aile konutu şerhi bulunmamakta ise de davalı bankanın eksperler vasıtası ile kıymet takdiri yaptırırken bu gayrimenkulün aile konutu olarak özgülendiğini ve mesken niteliğinde olduğunu bilebilecek durumda olduğunu, davalı banka her ne kadar kötü niyetli değil ise de basiretli bir tacir gibi davranmadığını, gayrimenkulün aile konutu olarak kullanıldığını bilebilecek durumda olan davalı bankanın müvekkilin muvafakatini almadan tesis etmiş olduğu ipoteğin fekkinin gerektiğini, gayrimenkul üzerine davalı banka lehine tarih 12.11.2014 tarih 18172 yevmiye numarası ile tescil edilen ipoteğin kaldırılmasını, satış işlemlerinin durdurulmasını ve aile konutu şerhi konulmasını talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Garanti Bankası vekili cevap dilekçesinde; Müvekkil banka tarafından davacının eşi Medeni Yılmaz adına kayıtlı olan taşınmazın kaydı üzerinde aile konutu olduğunu gösteren herhangi bir şerh bulunmamasına rağmen davacıdan eş muvafakatnamesi alındığını, söz konusu muvafakatname metni incelendiğinde "Eşim Medeni Yılmaz'ın maliki bulunduğu ve aşağıda tapu kayıt bilgileri yer olan gayrimenkul üzerinde Bankamız lehine 1. Derece 600.000-TL tutarlı ipotek tesisine muvafakat ettiğimi beyan ve kabul ederim" beyanında bulunduğunu ve davacı... tarafından muvafakatnamenin imza edildiğinin ortaya çıkacağını, davacının bu şekilde açık beyanda bulunup ipotek tesisine muvafakat etmesine rağmen taşınmazın cebri satışa konu olması sonrasında ipotek tesisine muvafakat etmediğini beyan etmesi davacı ve davalının kötü niyetini ortaya koyduğunu, huzurdaki davanın konusunu oluşturan taşınmazın kaydı üzerinde ipotek tesisi sırasında aile konutu olduğunu gösteren herhangi bir şerh söz konusu olmadığını, müvekkil banka tarafından kaydında aile konutu şerhi olmamasına rağmen kullandırılan kredinin teminatı olan taşınmaz üzerine eş muvafakatı alınarak ipotek tesis edilmiş olmakla birlikte eş muvafakatı olması dahi ipotek tesisi sırasında tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığından müvekkil bankanın ipotek hakkından doğan kazanımının korunacağının açık olduğunu, davacının aynı evde yaşadığı eşinin şirketi tarafından çekilen kredilerden ve ipotek tesisinden haberdar olmadığı iddiasıyla ipoteğin fekki davası açması hakkın döküye kullanılması niteliğinde olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 15.01.2020 tarihli kararı ile dava konusu taşınmazın davalı Medeni Yılmaz'a ait olup dava konusu yerde davacı ile birlikte ikamet ettikleri, ilgili taşınmazın aile konutu olduğu, İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 29.11.2019 tarihli raporu ile davalı banka tarafından cevap dilekçesi ile sunulan belgedeki imzanın davacının eli ürünü olmadığının bildirildiği, davalı banka tarafından ilgili belgenin davacı tarafından okunup imzalandığına ilişkin bir ibarenin davacı tarafa yazdırılmadığı görülmekle davalı bankanın özen yükümlülüğünü yerine getirmediği, davacının ipoteğin kaldırılmasına yönelik isteminin yerinde olduğu gerekçesi ile dava konusu bağımsız bölüm üzerindeki davalı banka lehine tescil edilen ipoteğin kaldırılmasına, aile konutu şerhi talebi yönünden konusuz kalan talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine kararın usulüne uygun taraf teşkilinin sağlanmadığı gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu, davalı banka tarafından, davacı eş tarafından imzalandığı belirtilerek dosyaya delil olarak sunulan, dava konusu taşınmaza ipotek konulmasına davacının muvafakatname verdiğine ilişkin belgenin İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesince yapılan incelenmesinde, 29.11.2019 tarihli rapor ile; inceleme konusu belgede...adına atılı imza ile ...'ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacının eli ürünü olmadığının bildirildiği görülmüş, davalı banka tarafından, ilgili belgenin davacı tarafından okunup imzalandığına ilişkin bir ibarenin davacı tarafa yazdırılmadığı da görülmekle davalı bankanın özen yükümlülüğünü yerine getirmediği, davacının ipoteğin kaldırılmasına yönelik isteminin yerinde olduğu kanaatine varılmakla talebinin kabulü ile dava konusu Başak Mahallesi Mevlana Celaleddini Rumi caddesi no:31 D/15 Başakşehir İstanbul adresindeki, Başakşehir ilçesi 1261 ada, 1 parsel 3. Kat D 13 Blok 15 numaralı bağımsız bölüm üzerindeki davalı banka lehine tescil edilen ipoteğin kaldırılmasına, davacı tarafça aile konutu şerhi konulmasına ilişkin talep yönünden yapılan değerlendirmede; davacı tarafça aile konutu şerhi talebi ile ilgili olarak ilgili tapu müdürlüğüne yapılan müracaat ile aile konutu şerhi konulmuş olmakla konusuz kalan talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde ; dosyadaki adli tıp raporu elverişli olmadığı, medeni yılmazın eli ürümü olup olmadığı hususunda bir tespit yapılmadığı, ipotek tesisimiz yaklaşık 5 yıl geçtikten sonra dava açıldığı, bu sebeple çekilen krediden haberdar olmaması söz konusu olmadığı, ayrıca mahkemece medeni yılmazın başka taşınmazları olup olmadığı araştırılmadığı ve taşınmazın aile konutu olup olmadığının ispatlanmadığı araştırılmadığı ileri sürülerek kabul edilen dava yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı banka vekili, adli tıp kurumu raporunun asile tebliği nedeniyle savunma haklarının kısıtlandığını belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuş ise de, rapora karşı banka vekilinin beyanda bulunduğu dikkate alınarak davalı bankanın rapora yönelik istinaf talebinin reddine, yine, davalı banka davalı Medeni'nin diğer gayri menkullerinin araştırılmadığını, keşif yapılmadığını ve eksik inceleme yapıldığını belirterek istinaf talebinde bulunmuş ise de, davalı Banka ipotek tesis ederken ipotek konulan gayri menkulün sahibi olan davalı Medeni'nin eşi davacı ...dan muvafakatname almakla taşınmazın aile konutu olduğuna kabul etmiş, bu haliyle dosya kapsamında başka araştırılacak husus kalmadığı, eksik delil olmadığı anlaşılmakla davalı bankanın eksik incelemeye yönelik istinaf talebinin reddine, dosya kapsamında usulüne uygun dayanılan vakıa ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacının eşi olan davalı Medeni adına kayıtlı dava konusu taşınmaz üzerine davalı banka lehine ipotek konulduğu, söz konusu taşınmazın eşlerin aile konutu olduğu ipotek işlemi sırasında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince, eşten alınması gereken muvafakatnamenin basiretli tacir sıfatıyla hareket etmesi gereken banka tarafından usulüne uygun olarak davacı kadından alınmadığı dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesi kararının usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davalı bankanın davanın kabulüne yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı banka vekili; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kabul edilen dava yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, 4721 sayılı Kanun'dan kaynaklanan ipoteğin kaldırılması davası olup uyuşmazlık, taşınmazın aile konutu olup olmadığı, rızanın ispat edilip edilmediği, açılan davanın kabulünün doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı ve 194 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.