Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2441 E. 2023/5601 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Erkeğin ölümüyle son bulan evlilikte, sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki delillerin ve tanık beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda kadının erkeği terk ettiği ve bakımını üstlenmediği, bu durumun boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun ispatına yeterli olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1878 E., 2023/144 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/1025 E., 2021/343 K.

Taraflar arasındaki erkeğin açtığı asıl boşanma ve kadının açtığı karşı davada yoksulluk nafakası ile manevî tazminat ve aile konutu şerhi konulması talepli davalardan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince evlilik birliğinin davacı-karşı davalı erkeğin ölmesi sebebiyle sona erdiğinden karar verilmesine yer olmadığına, davalı-karşı davacı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2014 yılında ağır parkinson hastalığına yakalandığını ve zor zamanlar geçirdiğini, bu süre zarfında eşinden gerekli desteği görmediğini, hor görüldüğünü ve aşağılandığını, 2014 yılı Ağustos ayında tarafların ...'ya erkeğin kızının yanına gittiklerini, burada kadının "bu adamın arabasına da, parasına da s.çayım. Ben bakmayacağım. Ne yaparsanız yapın, ben gezip, tozacağım" diyerek erkeği ...'da bırakıp 23.09.2017 tarihinde ...'ya döndüğünü, bu tarihten sonra erkeği arayıp sormadığını, erkeğin şu anda ...'daki kızı ...'ın yanında ikamet ettiğini, kendi kendine bakma kabiliyetine sahip olmadığını, yüzde seksen özür oranı ile ağır özürlü durumunda olduğunu, hastalığı süresinde de kendisine bakması için yabancı uyruklu hasta bakıcı tuttuğunu, kadının durumunun iyi olduğunu ve bir villa ve bir adet de dairesinin olduğunu belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin evlendikten 1-2 yıl sonra hastalandığını, bu süreçte kadınn her türlü fedakarlığı yaptığını, kendi yaşına rağmen evi çekip çevirdiğini ve eşinin her ihtiyacı için tek başına mücadele ettiğini, eşinin kişisel temizliğini, saç ve vücut tıraşını dahi yaptığını, bir hafta boyunca eşini her gün hastaneye götürerek engelli raporu aldırdığını, erkeğin kızlarının kadının, babaları ile sahip olduğu malvarlığı için evlenmek istediğini iddia ederek evliliğe karşı çıktığını, erkek sahip olduğu dört adet taşınmazı kızlarına devretmesi ile evliliğe razı olduklarını, tarafların ...'ya 2014 yılında değil 2017 yılı Eylül ayında gittiklerini, erkeğin kızı ve eşinin ...'ya tarafların yanlarına geldiklerini ve değişiklik olur düşüncesi ile tarafları babasına ait araç ...'ya götürdüklerini, orada kaldıkları sürede kızının kadından banka hesabındaki 60.000,00 TL ile erkeğe ait olan aracın kendilerine verilmesini talep ettiklerini, ancak erkeğin bu aracı ..., evlenirken sana bir şey yapamadım, bir şey veremedim bu otomobil senin olsun üç beş neyse satar parasını kullanırsın" diyerek kadına verdiğini, kadının da aracın ailenin olduğu bilinciyle üzerine almadığın, erkeğin kızlarının kadını yine babaları ile parası için evlenmekle suçladıklarını ve para bize lazım, babamıza biz bakarız diyerek kadını evden kovduklarını, kadının kendi isteği ile evi terk etmediğinin, çocuklarının yönlendirmesi sonucu bu yönde kendi iradesini kullanamayan erkek ile ortak hayatı sürdürmenin mümkün olmadığını belirterek, asıl davanın reddini ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, lehine 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL manevî ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiş ise de maddî tazminat talebinden vazgeçmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; nüfus kayıtlarının incelenmesinde erkeğin 11.07.2020 tarihinde vefat ettiği, ölen erkeğin mirasçılarının davaya kusur tespiti yönünden devam ettikleri, Mahkemece kusur tespiti yönünden yargılamaya devam edildiği, dosya kapsamında erkeğin vefat etmeden önce parkinson hastası olduğu, her ne kadar kadının tanıkları, kadının, kocanın bakımını çok güzel yaptığı, hastalığı ile ilgilendiği, herhangi bir geçimsizliklerinin olmadığı yönünde beyanda bulunmuşlarsa da tarafların dava açılmadan önce ...'ya erkeğin kızlarının yanına gittikleri, burada tarafların tartıştığı, kocaya bakması karşılığında bakım parası istediği, kadının,"ben artık bakmıycam bu adama, parası da batsın, arabası da batsın, parasına da sıçayım, arabasına da sıçayım" diyerek erkeğe artık bakmak istemediğini ve boşanmak istediğini söylediği ve tek başına ...'ya döndüğü, tarafların bu olaydan sonra bir araya gelmediği görgüye dayalı tanık beyanlarından anlaşıldığı, olayların akışı karşısında kadının kusurlu olduğu, her iki dava yönünden evlilik birliğinin erkeğin ölmesi sebebiyle sona erdiğinden karar verilmesine yer olmadığına ve kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen hüküm yan delillerle desteklenmediği ve sadece işbu davada mirasçı sıfatıyla davacı olan tarafların beyanları çerçevesinde kurulduğu, müvekkilimizin kusurunun olmadığı, davacının daha kusurlu taraf olduğu veya tarafların eşit kusurlu oldukları şeklinde karar kurulabilecekken sadece davada şu an mirasçı olarak dava neticesinden doğrudan etkilenecek taraf sıfatı olan bir tanığın beyanı doğrultusunda müvekkile kusur atfedilemeyeceği gerekçeleri ile kusur tespiti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; " ...Mahkemece, ön inceleme duruşmasında taraflara kesin süre verilerek delil avansının yatırılması istenilmiş ve davacı-karşı davalı tarafça delil avansı süresi içerisinde yatırılmamış ise de; yine ön inceleme duruşmasında erkeğe ait sağlık kurulu raporu alındıktan sonra tanıkların dinlenip dinlenmeyeceğinin değerlendirileceği karara bağlanmıştır. Kesin mehil yargılamanın süratle yapılması amacına uygun olarak verildiği takdirde hüküm ifade eder. Mahkemece ön inceleme duruşmasında verilen kesin mehilde, takip eden duruşma gününe kadar verilen süre içinde tanıkların dinlenilmesine yönelik yapılması gereken usulü işlemler için herhangi bir ara kararı yoktur. Başka bir anlatımla, erkek tarafından tanıkların dinlenmeleri için gerekli delil avansının yatırılması halinde bu tanıkların duruşmada dinlenip dinlenmeyeceği, yahut yargı çevresi dışında oturmaları halinde bulundukları yerde dinlenmeleri için talimat yazılıp yazılmayacağı belli değildir. O halde, mahkemece ön inceleme duruşmasında verilen mehil usulüne uygun bir mehil olmadığından hukuki sonuç doğurmaz. Bu durumda celse talikine neden olmayacak şekilde delil avansının ileri süreçte yatırılmasında ve davacı-karşı davalı tarafın bildirdiği tanıkların dinlenmesinde bir yanlışlık bulunmamaktadır.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmediği..." şeklindeki gerekçe ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kusur tespiti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliği erkeğin ölümü ile sona erdiğinden konusuz kaldığı ve mirasçılar tarafından kusur tespiti yönünden devam eden karşılıklı boşanma davalarında, sağ kalan kadın eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurunun ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı, 166 ncı maddesi ile 181 inci maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.