"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2408 E., 2022/2389 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/1459 E., 2021/770 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ile cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin, müvekkiline sürekli şiddet uyguladığını, düzenli çalışmadığını, eşinin ve evinin ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, eşiyle ilgilenmediğini, hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, eşyalara zarar verdiğini, agrasif davrandığını, "kısır" şeklinde söyleyerek aşağıladığını, sürekli evi terk ettiğini, erkeğin ailesinin müvekkilini istemediğini, eşinden daha iyisini bulacaklarını dile getirdiklerini, evden kovduğunu, dinen boşadığını söylediğini, erkeğin iddialarının gerçek olmadığını, kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının iddialarının asılsız olduğunu, kabul emediklerini, kadının, müvekkiline hakaret ettiğini, intihar etmek ile tehdit ettiğini, aşırı kıskançlık gösterdiğini, müvekkilinin ailesine kötü davrandığını, kız kardeşleriyle ilgili iş yerinde dedikodu çıkardığını, ev bulma sürecinde eşinin yanında kalmak yerine ailesinin yanında kaldığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, kadının davasının reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, eşine fiziki şiddet uyguladığı, düzenli olarak çalışmadığı, her tartışmada evi terkettiği, evin ve eşinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, kadının ise eşine hakaret ettiği, "donunu alacağım, seni soyacağım " şeklinde söylediği, tarafların uzun süredir fiilen ayrı yaşadıkları, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır kusurlu, kadının ise az kusurlu olduğu, birliğinin devamında taraflar için sosyal bir fayda kalmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 150,00 TL tedbir, aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası ile kadın lehine 12.000,00 TL maddî ve 12.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, kadının, müvekkiline hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, müvekkilinin ailesine kötü davrandığını, kız kardeşi hakkında dedi kodu çıkardığını, ev bulma sürecinde eşinin yanında kalmak yerine ailesinin yanında kaldığını, kadının kusurlu davranışlarının tanık beyanlarının soyut olduğu gerekçesi ile kabul edilmemesinin hatalı olduğunu, kadının, dava devam ederken sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını ancak bu hususun da değerlendirilmediğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat, miktarları, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe verilen kusurların sabit olduğu, kadına verilen kusurların kadın tarafından istinaf edilmediğinden kesinleştiği, tanık H.nin, kadının intihar etmekle tehdidi ve erkeğin annesine hakareti konusundaki beyanlarının soyut olduğu, bu hususlarda kadına kusur verilmemesinin yerinde ve doğru olduğu, kadının başka kusurunun ispat edilemediğinin anlaşıldığı, geçimsizliğe sebep olan olaylarda kadının az kusurlu, erkeğin ağır kusurlu olduğu, evlilik birliğinin devamında taraflar açısından her hangi bir yarar kalmadığı, asıl davanın kabulünün yerinde ve doğru olduğu, kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna, günün ekonomik koşullarına göre kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesinin yerinde olduğu, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının da uygun olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, boşanma sonucu kadının, en azından eşinin maddî desteğini yitireceği, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın lehine maddî tazminat verilmesinin yerinde olduğu, takdir edilen maddî tazminat miktarının ölçülülük ilkesine uygun olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, verilen kusurların kadının kişilik haklarını zedelemesi, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın lehine manevî tazminat verilmesinin yerinde olduğu, takdir edilen manevî tazminat miktarının ölçülülük ilkesine uygun olduğu, geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, ağır kusurlu erkek lehine tazminat verilmemesinin yerinde ve doğru olduğu gerekçesi ile davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, kadının, müvekkiline hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, müvekkilinin ailesine kötü davrandığını, kız kardeşi hakkında dedi kodu çıkardığını, ev bulma sürecinde eşinin yanında kalmak yerine ailesinin yanında kaldığını, kadının kusurlu davranışlarının tanık beyanlarının soyut olduğu gerekçesi ile kabul edilmemesinin hatalı olduğunu, kadının, dava devam ederken sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını ancak bu hususun da değerlendirilmediğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat, miktarları, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadının davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.