Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2446 E. 2023/6188 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat ile nafaka miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin evlilik yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve kadının ise konuta girişi engellemeye çalışmasının kusur olarak değerlendirildiği, tanık beyanlarının ve delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir durum olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2336 E., 2023/160 K.

...

...

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/817 E., 2021/445 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kendisi ile ilgili konularda yalan söylediğini sonradan öğrendiğini, ailesi ile birlikte yaşamak zorunda kaldığını, evin tüm giderlerinin kadın ailesi tarafından karşılandığını, iş aramadığını, sürekli ve düzenli bir işinin olmadığını, kadının ve çocuğun hastalığında ilgilenmediğini, aldattığını, el kaldırdığını, evin kilidini kırdığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nfaakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, iştirak ve yoksulluk nafakasının TEFE-TÜFE ortalaması oranında artırılmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 350.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin ailesinin gelmesini istemediğini, azarlayıp aşağıladığını, arkadaşları ile görüşmesine engel olduğunu, davacı agresif kişiliği dolayısıyla arkadaş edinemediğini, halihazırdaki arkadaşlık ilişkilerini de kötü etkilendiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, evden kovduğunu, Rus WhatsApp ve Facebook gruplarında vakit harcayarak eşini ihmal ettiğini, ortak velâyetine sahip oldukları çocuğu yurt dışına kaçırdığını, aralarında çocuğun dini konularda büyümesine kadar karışmayacakları konusunda anlaşmış olmalarına rağmen çocuğu vaftiz ettirdiğini, evin kilidini değiştirdiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, çocuğun Türkiye'ye iadesi ile yurt dışına çıkışının yasaklanmasına, erkek yararına 150.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin anne ve babasını eve almadığı ve darp ettiğine ilişkin ceza davasına konu vakıanın boşanma davasının açıldığı tarihten sonra olduğu ve dava dilekçesinde dayanılmamış olduğu, bu nedenle kusur değerlendirmesine esas alınmadığı, erkeğin maddî açıdan eşinin, çocuğunun ve evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, kadının ise erkeği sürekli baskı altında tuttuğu, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, çocuk ...'nin velâyetinin anneye verilerek baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, iştirak ve yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, çocuğun iadesi talebinin tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın erkeğin kabul edilen davası, kusur tespiti ile maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın kadının kabul edilen davası, erkeğin reddedilen talepleri yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin evlilikteki maddî yükümlülüklerini yeterince yerine getirmediği, eşi ve çocuğunun sağlık sorunları karşısında ilgisiz kaldığı, kadının ise annesi adına tapuya kayıtlı olmakla birlikte taraflarca aile konutu olarak kullanılan taşınmazın kapı kilidini değiştirerek eşinin ortak konuta girmesini önlemeye çalıştığı; erkeğin kilidi açarak eve girmiş olması bu nedenle kusurlu bir eylem olarak değerlendirilemeyeceği, tanık beyanında erkeğin rahat bir şekilde dışarıya çıkamadığı, sürekli baskı altında olduğu, yalnız bırakıldığı belirtilmiş ise de, sebep ve saik içermeyen soyut nitelikli bu beyanların kadın aleyhine değerlendirilebilmesi olanaklı olmadığı, davalı-karşı davacı erkeğin, eşinin ailesine yönelik fiziksel şiddet eyleminin dava ve karşı dava sonrasında gerçekleşmiş olması nedeniyle bu eylemin erkeğe kusur olarak yüklenmesi de olanaklı olmadığı; boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata; tarafların diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkek tanıklarına itibar edilmediğini, kadın tanıklarının anne ve babası olduğunu, hısım olmalarının beyanlarının yanlı olacağını gösterdiğini, ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, kadın yararına tazminat ile kadın ve çocuk yararına nafakaya hükmedilme koşulları gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarlarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...