"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1882 E., 2023/311 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/229 E., 2022/220 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulü ile boşanma ve fer'îlerine, erkeğin birleştirilen davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ile birleştirilen davaya cevap dilekçesinde;tarafların 20.10.2017 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olmadığını, taraflar evlendikten 2 gün sonra erkeğin Almanya'ya gittiğini, tarafların Türkiye'de evlerinin olmadığını, erkeğin nikahtan sonra düğün yapılacağını söylemesine rağmen düğün yapmaktan vazgeçtiğini ve müvekkilini yanına almak için hiçbir işlem yapmadığını, ''bu tür masrafların altından kalmayacağım, şimdi buraya gelsen daha kötü olacak, sen buraya gelsen de evliliğimizin sonu yok, hiç hayal ettiğim gibi olmadı'' şeklinde söyleyerek müvekkilini istemediğini, yaş farkını sorun etmeye başladığını ve birlikte yaşamaktan kaçındığını, erkeğin iddialarının gerçek olmadığını ve kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek, davaya cevap vermemiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleştirilen dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların görücü usulü evlendiklerini ve düğün yapmadıkları için bir araya gelemediklerini, kadının evliliğik birliği içerisinde bir başkası ile beraberlik yaşadığını, bir erkekle el ele tutuşarak resim çektirdiğini, müvekkilini aldattığını, müvekkiline daha önce başka birisiyle evlilik yaptığını da söylemediğini, resmi nikahtan sonra kadının isteklerinin bitmediğini ve sürekli müvekkilinden para istediğini, dil kursunda başarılı olamadığını, kadının müvekkilini kusurlu göstermeye çalıştığını ve kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, kadının davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların resmi nikahından iki gün sonra erkeğin yurt dışına çıktığı, ancak eşini yanına almak için resmi bir girişimde bulunmadığı, söz verdiği şekilde düğün de yapmadığı, bir arada yaşamaktan kaçındığı, taraflar arasında fiili ayrılığın ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut olduğu, birliğinin devamında eşler yönünden korunmaya değer bir yarar kalmadığı ve temelinden sarsıldığının anlaşıldığı, erkek tanıklarının, tarafların yaşantısına ve iddia edilen vakıalara dair bilgi ve görgülerinin olmadığı, taraflar arasındaki fiili ayrılığın ise boşanmaya sebebiyet vermediği, kadına atfedilen kusurlu davranışların ispatlanamadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin birleştirilen davasının reddine, kadının asıl davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine 500,00 TL tedbir ve 12.000,00 TL toptan yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, tarafların resmi nikah yaptığını ancak fiilen evliliğin gerçekleşmediğini, kadının sürekli isteklerde bulunduğunu, para istediğini, bu nedenlerle tartışma ve ayrılık yaşandığını, kadının, müvekkili tarafından gönderilen dil kursunda başarılı olamadığını, kadını yurt dışına götürmek için müvekkili girişimde bulnumuş ise de kadının müvekkili istemediği ortaya çıkınca tarafların birbiri ile görüşmeyerek ilişkiyi kestiklerini, kadının daha önceden gayriresmi evlilik yaptığını müvekkilinden gizlemesinin tarafların ilişkilerinin bitmesine neden olduğunu, kadın tanık beyanlarının kadını korumaya yönelik olduğunu, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî tazminat şartlarının oluşmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkek vekilinin son duruşmada toplanmasını istedikleri delillerinin olmadığını bildirdiği, erkeğin dayandığı delillerle kadının kusurunun ispat edilemediği, usuli bir eksiklik bulunmadığı, erkeğin, kadının önceden bir evlilik yapmasına rağmen bu durumun gizlendiğine yönelik vakıasının evliliğin butlanı sebebi olduğu, gerçekleşen olaylarda erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz olduğu, evlilik birliğininin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin isabetli olduğu, boşanmaya karar verilebilmesi için karşı yanın az da olsa kusurunun ispatlanmasının gerektiği, hiç kimsenin kendi kusurundan lehine hukuki sonuç çıkaramayacağı, bu itibarla erkeğin birleştirilen davasının reddinin doğru olduğu, tedbir nafakasının niteliği nazara alındığında kadın lehine tedbir nafakası takdirinin doğru, miktarının ise makul olduğu, boşanmak ile yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine yoksulluk nafakası takdirinin yerinde, miktarının ise makul olduğu, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kadın lehine maddî tazminat takdirinin doğru, tarafların evlilik süresi, belirlenen kusurları, ekonomik sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesine göre tazminat miktarının makul olduğu gerekçesi ile davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, kadının, müvekkili tarafından gönderilen dil kursunda başarılı olamadığını, müvekkilinin yurt dışına gittikten sonra pandemi nedeni ile Türkiye'ye gelemediğini, müvekkilinin kadını yurt dışına götürmek için girişimde bulunduğunu ancak pandemi nedeniyle işlemlerin yerine getirilemediğini, kadının daha önceden gayriresmi evlilik yaptığını müvekkilinden gizlediğini, kadının tanık beyanlarının gerçek olmadığını, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî tazminat şartlarının oluşmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında erkeğin davasının ispatlanıp ispatlanmadığı, kadının davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.