"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2197 E., 2023/132 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Senirkent Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/98 E., 2021/67 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin evlilik birliği devam ederken kadını tehdit ettiği, kadına hakaret ettiği, psikolojik şiddet uyguladığı, ailesi ile görüşmesini engellediği, üniversiteyi bitirmesine engel olduğu, kendisinden habersiz olarak borçlandığı, kadını aldattığı fakat özür dilediği için tarafların barıştıkları, sürekli fiziksel şiddet uyguladığı, son yaşanan olayda da erkeğin kadına hakaret ettiği, kadını tehdit ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı ve kadını evden kovduğu, erkeğin kusurlu davranışları neticesinde evliliğin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 800,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; erkeğin eşini ve çocuğunu sevdiğini, boşanmak istemediğini, iddiaların asılsız olduğunu, kadının ortak çocuğa da fiziksel şiddet uyguladığını, sürekli fiziksel şiddete uğrayanın kendisi olduğunu, son olayda erkeğin de yaralandığını belirterek davanın reddine, davanın kabulüne karar verilmesi halinde ortak çocuğun velâyetinin davalı babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların arasında sürekli bir geçimsizlik olduğu, erkeğin sadakatsizliği iddiasından sonra evliliğin devam ettiği, taraflar barıştıktan sonra erkeğin kadının ailesi ile olan görüşmelerini engellemeye çalıştığı, son yaşanan olayda erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, tarafların diğer iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, sosyal inceleme raporu, çevreden edinilen bilgiler doğrultusunda, ortak çocuğun üstün yararı ve gelişimi dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesine, velâyeti davacı anneye verilen ortak çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günü saat 10.00-Pazar günü saat 18.00, dini bayramların ikinci günü saat 10.00, üçüncü günü saat 18.00, yarı yıl tatillerinin (çocuk okula başladıktan sonra) ikinci haftası Cumartesi 10.00-ertesi hafta Cumartesi 18.00 saatleri arasında bulunduğu yerden teslim alarak süre sonrasında aynı yere teslim etmesi ve yanında bulundurduğu sürece ihtiyaçlarının kendisince karşılanması koşuluyla görüşebilmesi, görüş günü küçüğün doğum gününe denk geldiği takdirde küçüğün annesinin yanında kalmasına, ortak çocuk yararına dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın için ara karar ile hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın için 15.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeği affetmediğini, erkeğin sadakatsiz davranışlarına devam ettiğini, borçlandığını, Mahkemenin boşanma davasının açılmasından itibaren başlayıp hükmün kesinleşmesine kadar devam etmesi gereken ortak çocuk adına verilen tedbir nafakasına ilişkin hususa gerekçeli kararda yer verilmemesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, yoksulluk nafakasının miktarı ile tazminatların miktarının az olduğunu beyanla kusur belirmesi, yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; Mahkeme kararında sadece kadının anne ve babasının tanıklık yaptığı bir hususa dayanılarak kusur atfedilemeyeceğini, iddiaların ispatlanamadığını, erkek lehine olan hiçbir hususun değerlendirmediğini, kadının da kusurlu olduğunu, tazminat miktarının makul olacak şekilde belirlenmesi gerektiğini, kendisinin hayatını idame ettirmeye yetecek parası kalmadığını, sosyal inceleme raporu ile önerilen kişisel ilişki süresine uygun olmayan bir kişisel ilişki süresi belirlendiğini beyanla kusur belirlemesi, davanın kabulü, tazminat ve nafaka takdiri ve miktarları ile kişisel ilişki süresi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, usul ve yasaya uygun olan hükme yönelik yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla, kusur belirlemesi, davanın kabulü, tazminat ve nafaka takdiri ve miktarları ile kişisel ilişki süresi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakaları, tazminatlar ve kişisel ilişkinin süresi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 297 nci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 323 üncü maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 9 uncu maddesinin 3 üncü bendi; Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesinin 4 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinin ikinci fıkrasında, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemesince kadın için hükmedilen yoksulluk nafakasına ve ortak çocuk için hükmedilen iştirak nafakasına dava tarihinden itibaren hükmedilmesi ve kadın için infazda tereddüt oluşturacak şekilde iki kez yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın ilgili bentler yönünden düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkek vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2.Davalı erkek vekilinin tedbir ve yoksulluk nafakası ile iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının bu yönlerden kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (10), (11) ve (12) numaralı bentlerinin tamamen çıkartılarak yerine (10) numaralı bent olarak; "Mahkememiz ara kararı ile davacı kadın yararına hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına", (11) numaralı bent olarak; "Davacı tarafın yoksulluk nafakasına ilişkin taleplerinin kısmen kabulü ile kararın kesinleşme tarihinden itibaren aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine", (12) numaralı bent olarak; "Davacı tarafın iştirak nafakasına ilişkin taleplerinin kısmen kabulü ile kararın kesinleşme tarihinden itibaren ortak çocuk Hikmet için aylık 500,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.