"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1315 E., 2023/159 K.
KARAR : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 11. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/167 E., 2022/81 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin birleşen davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin sürekli yalan söylediğini, tefecilere ve arkadaşlarına karşı sürekli borçlandığını, kadını tartakladığını, hakaret ettiiğini, evlenmeden önce erkeğin borçları olduğunu müvekkilinin bilmediğini, kadının telefonuna banka uygulamaları yükleyip krediler çektiğini, krediler ödenmediği zaman eve gelen ihtarnameler ile ancak müvekkilinin bu borçları öğrendiğini, kadının her sabah kahvaltı hazırlaması gibi davranışlarına karşı " sen hasta mısın " şeklinde karşılık verdiğini, davalı üç dört ay boyunca maaşından bir lirasının bile eve getirmediğini, kadının camdan atlamasını istediğini, evlilik birliğinden doğan sorumluluklarını yerine getirmediğini, eşini bir kez bile yemeğe götürmediğini, bir kere olsun güzel bir söz söylemediğini, davalının işinin her gün 18.00 da bittiği halde eve her gün 22.00 'dan sonra geldiğini beyanla tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesince; kadının, müvekkili hakkında ortaya atmış olduğu iddiaların tamamen yersiz ve asılsız olduğunu, kadının abartılı kıskançlık hareketleri sergilediğini ve sürekli her durumda erkeği suçladığını, sürekli müvekkilinden şüphe duyduğunu, haksız yere alenen suçlamaktan hiç çekinmediğini, çekilen kredilerin tamamen tarafların beraber karar vererek çektikleri krediler olduğunu, kadının sudan sebeplerle tarafların yaşadığı müşterek konutu bir çok kez terk ettiğini, her seferinde geri döndüğünü beyanla tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 06.07.2018 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten velâyete konu ortak çocuklarının bulunmadığı, erkeğin evlilik birliğinin devamı sırasında işten çıkarılması üzerine, bir süre sabah evden çıkarak işe gidiyorum diye evden ayrıldığı, akşam eve işten gelir gibi geldiği, bu davranışın kadının güvenini zedelediği, erkeğin evlilik birliği içerisinde sebebi açıklanamayan nedenlerle borçlanarak aile ekonomisine zarar verdiği ve eşinden gizlice telefonunu kullanmak suretiyle kadın adına haberi olmadan kredi çektiği, "sen kadın mısın" diyerek aşağıladığı, erkek tarafından aşırı kıskançlık, haksız suçlamalar nedeni ile açılan boşanma davasında iddiaların erkek tarafından ispatlanamadığı, bu halde erkeğin tam kusurlu olup kadına atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle erkeğin davasının ve taleplerinin reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadının kusursuz olduğu, gelirinin olmadığı, boşanma sebebiyle yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından tarafların sosyal ve ekonomik durumu gözetilerek davanın devamı boyunca aylık 750,00 TL tedbir ve evlilik birliğinin kısa sürmüş olması, tarafların yaşı ve yeniden evlenebilme ihtimalleri dikkate alınarak tek seferde ödenmek üzere 17.500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının dava dilekçesindeki asılsız beyanlarını kanıtlayamadığını, sadece taraflı tanık beyanları dikkate alınarak verilen kararın hukuka ve vicdana aykırı olduğunu, kadının kusurlu olduğunu ve bu iddialarını tanık beyanları ile ispatladığını, yargılamanın devamı sırasında işinden ayrılmış ve tekrar çalışamadığını, bu halde nafakanın belirlenmesinde dikkate alınan tarafların mali gücü hususunda gerekli araştırma yapılmadan karşı yan lehine nafakaya hükmedilmesinin de hukuka ve vicdana aykırı olduğunu, kusur durumu değerlendirilerek tazminatları kaldırılması gerektiğini ileri sürerek her iki dava yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı-davacı erkek vekilinin yerinde bulunmayan istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla her iki dava yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.