"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/150 E., 2023/85 K.
...
...
...
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen esastan reddi, kısmen kabulü ile kararın kısmen kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/1393 E., 2021/1343 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı- davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı - davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak ziynet alacağı davası yönünden dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, davalı-davacı erkek erkek vekilinin sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli evde dışarıda aşağılayıcı söz ve davranışlarda bulunduğunu, darp ve tehdit ettiğini, hakaret ettiğini, kadının ikinci evliliği olduğunu ve ilk evliliğinden iki çocuğu olduğunu, onlarla görüşmesine ve eve gelmesine karşı çıktığını, kadını hırsızlıkla suçladığını, ilk evliliğini yüzüne vurarak ayıpmış gibi aşağıladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, kadına ait 22 ayar 4 (90 gr.) adet bileziğin aynen olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, aynı gerekçelerle daha önce boşanma davasının açıldığını ve bu davadan feragat edildiğini, taraflar barıştıktan sonra kadının önceki eylemlerine devam ettiğini, evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, işini ve işyeri adresini gizlediğini, çift telefon taşıdığını, iş çıkışı arkadaşları ile takıldığını eve geç geldiğini,güvenini sarstığını, kadının çocuklarına iyi baktığını, kadının çocuklarını görmeye diye gittiği zamanlarda yabancılarla gezip tozduğunu, erkeğe söylendiğini, telefonlara cevap vermediğini, eve geldiğinde de hiç bir açıklama yapmadığını, sürekli kötü söz ve hakaretlerine maruz kaldığını, erkek ve ailesine karşı hakaret ettiğini, intikam almak için evlendiğini söylediğini, davalıdan çocuk yapmak istemediğini söylediğini iddia ederek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince kadının davasının reddine, kendi davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında 2019 yılında boşanma davasının olduğu, bu davadan sonra tekrar barıştıkları, birlikte yaşamaya başladıktan sonra davalı erkeğin davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı (uzaklaştırma dosyaları, tanık beyanları) önceki evlilikten olan çocukları istemediği, bu nedenle ağır kusurlu olduğu, kadının ise davalıya hakaret ettiği az kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadının tedbir ve yoksulluk nafaka talebinin reddine, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, kadının kişisel eşya yönünden (ziynet ve takılar) davasının kabulüne, 28.04.2020 tarihli bilirkişi raporuna göre beher 22,5 gr. 4 adet bilezik=90 gr karşılığı 37,800,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte erkekten tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. ... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının hiçbir işte çalışmadığını, ailesinin yanında adeta sığıntı olarak kaldığını, buna rağmen kadın yararına nafaka verilmemesinin mağdur ettiğini, karşı taraf lehine vekâlet ücreti hükmedilmesinin de hukuken yerinde olmayıp tüm talepleri reddedildiği halde lehe vekâlet ücreti talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini,tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kararın tazminat, nafaka ve vekâlet ücreti yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesinin oldukça eksik ve yanlış olduğunu, yargılamanın her aşamasında detayları ile gösterildiğini ve tanık anlatımları ile de iddialarının doğrulandığını, yerel mahkemenin bunların hiçbirini dikkate almadığını, düğün takısı ziynetleri talebinin davada tanık anlatımları sonrası kişisel eşya alacağına çevirmesinin açıkça iddianın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağına aykırılık teşkil ettiğini, taraflarınca bu duruma itiraz edilmesine rağmen yerel mahkemenin bu durumu dikkate almadığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminat ve reddedilen tazminat talepleri ile ziynet alacağı yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan deliller, tanık beyanları dikkate alındığında, tespit edilen boşanmaya ilişkin vakıalar ile kusur derecelerinin doğru tespit edildiği, erkek eşin ağır kusurlu olduğu, kadın eşin az kusurlu olduğu, bu nedenle kusur derecelendirmesinin ve karşılıklı boşanma davalarının kabulünün yerinde olduğu, tarafların daha önce karşılıklı açtıkları boşanma davalarından karşılıklı olarak feragat ettikleri, feragat nedeniyle boşanma davalarının reddine karar verildiği, feragat öncesi meydana gelen olayların taraflara kusur olarak yüklenmemesinin doğru olduğu; maddî-manevî tazminata hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı gibi, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, davacı kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının yerinde olduğu, kadının temizlik işi yaptığı geliri olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının birbirlerine yakın olduğu, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, erkeğin karşı boşanma davası da kabul edildiğinden erkek lehine vekâlet ücreti hükmedilmesinde her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince tarafların boşanma ve fer'îleri yönünden istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine; kadın dava dilekçesinde, kendisine ait 22 ayar 4 adet bileziğin erkekten alınarak kendisine verilmesini talep ettiği, ziynetlerin erkeğin tasarrufuna nasıl geçtiği ile ilgili herhangi bir açıklamada bulunmadığı, erkeğin ise cevap dilekçesinde düğünde takılan ziynetlerin kadın tarafından ailesine verildiğini savunduğu, erkeğin dinlenen tanıklarının düğünde takılan ziynetlerin kadın tarafından annesine verildiğini kadından duyduklarını söyledikleri, kadının dinlenen tanıklarının ise, düğünde takılan ziynetten bahsetmeyip kadının evlilik öncesi 12 adet bileziği olduğunu beyan ettikleri, ancak bu ziynetlerin erkekte kaldığına ilişkin somut anlatımların olmadığı, bu halde kadının ziynetlerin erkeğin tasarrufunda kaldığı hususunu ispatlayamadığı, ancak davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde deliller kısmında yemin deliline dayandığı; o halde, davacı kadına ziynetlerle ilgili iddiası yönünden diğer tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılması, karşı tarafın teklif olunan yemini edaya hazır olduğunu bildirmesi halinde, yemin teklif edilen tarafın usulünce yemine davet edilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği, yemin delilinin hatırlatılmaması halinde tüm deliller toplanmış ve değerlendirilmiş kabul edilemeyeceği gerekçesi ile erkek vekilinin ziynet alacağı davası yönünden istinaf talebinin sair yönleri incelenmeksizin 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, eksik hususların tamamlanması ve ziynet alacağı davasının yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olarak belirlendiğini, kadın yararına tazminat koşullarının oluşmadığını, kendi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...