"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1700 E., 2022/1864 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/484 E., 2021/594 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; tarafların 2012 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, fiziksel şiddet uyguladığını, agresif olduğunu, hakaret ve tehdit ettiğini, iftira attığını, ortak konutu terk ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, kadının telefonuna casus program yüklediğini, kadını ortak konuttan kovduğunu, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayanarak boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, nafakaların her yıl TÜFE-ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı kadın vekili 11.03.2020 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların yanında, erkeğin, kadının hastalığı ile ilgilenmediğini, eşini istemediğini söylediğini, ortak konutu terke zorladığını, kadının ailesini istemediğini belirterek; kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, psikolojik şiddet uyguladığını, ortak konutu terk ettiğini, iftira attığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, fiziksel şiddet uyguladığı, tehdit ettiği, kadının ailesini arayarak kadını götürmelerini istediği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı, anne şefkatine ve ilgisine muhtaç olduğu, alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak velâyetin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocuk yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 300,00 TL tedbir nafakası, karar tarihi itibariyle aylık 750,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, dava açmakla ayrı yaşama hakkı kazanan kadın yararına yoksulluk nafakası yasal şartları oluştuğundan dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden karar kesinleşinceye kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl kararın kesinleşme tarihinde o yılın ocak ayında TÜİK tarafından açıklanacak ÜFE oranı üzerinden arttırılmasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi, paranın alım gücü dikkate alınarak kadın yararına 40.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, eksik inceleme ile karar verildiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu davranışının bulunmadığı ve kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, hükmedilen nafakaların usul ve yasaya aykırı olduğu ve erkeğin maddî gücünün de bulunmadığı, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, tanık beyanları, olayların gelişimi, tüm dosya kapsamı ile kararın dayandığı deliler ve gerekçeye göre sonuç itibariyle boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü ile boşanma kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, davalı erkek tanıklarının görgüye dayalı bilgileri bulunmadığından davacı kadına yüklenecek kusur olmadığı, ortak çocuğun yaşı, uzman raporları, karar aşamasından sonra yaşanan olaylar, yasal mevzuat, uluslararası sözleşmeler, çocuğun yüksek yararı ilkesi gözetildiğinde velâyetin anneye verilmesinin yerinde olduğu, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, ortak çocuğun yaşı gereği artan ihtiyaçları, kadının dava açmakla ayrı yaşama hakkı bulunduğu, boşanmakla yoksulluğa düşeceği, boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu bulunan erkeğin davranışlarının kadının mevcut veya beklenen menfaatleri ile kişilik haklarını ihlal ettiği neticesine varıldığından, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut veya beklenen menfaat, hakkaniyet ilkesi uyarınca kadın ve çocuk yararına takdir edilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların esası ve miktarlarının yerinde olduğu, eksik inceleme bulunmadığı belirtilerek davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, davacı kadın yararına tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise miktarları, velâyet düzenlemesinin ortak çocuğun üstün yararına ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, ortak çocuk yararına tedbir nafakası ve iştirak nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci ve devamı maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci maddesi, 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.