"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1880 E., 2023/149 K.
DAVACI- DAVALI : ... vekili Avukat ...
DAVALI- DAVACI : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/120 E., 2021/56 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının zina hukuki nedenli davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine ve kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 1991 yılından beri evli olduklarını, ortak bir çocuklarının bulunduğunu, tarafların fiilen üç yıl ayrı yaşadıklarını, son bir yılda da karı koca yatak odalarını ayırdıklarını, erkeğin G.Y isimli bir kadınla gayriresmi ilişki yaşadığını, bu durumun kadın tarafından öğrenilmesinden sonra erkeğin evi terk edip gittiğini, erkeğin aldatma hususunu kabul ettiğini, kadına hakaretler ettiğini, müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, sık sık ve nedensiz olarak evi terk edip gittiğini, müvekkilini sevmediğini ve istemediğini söylediğini, alkol bağımlılığı olduğunu, sürekli olarak yalan söylediğini, parasını ve kazancını müvekkilinden sakladığını, evlilik birliğinin erkeğin ağır kusurlu davranışları sonucunda temelinden sarsıldığını, aralarında ortak yaşamı sürdüremeyecekleri şekilde geçimsizlik baş gösterdiğini, sevgi ve saygının kalmadığını belirterek tarafların öncelikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi gereği boşanmalarına, olmadığı takdirde 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği evlilik birliğinin sarsılması nedenlerine dayalı olarak boşanmalarına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir nafakası ile yasal faizi ile birlikte 250.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaları kabul etmediklerini, kadının evliliğin başından beri yersiz şüphe ve iddialarla müvekkilini aldatmakla itham ettiğini, evde huzursuzluk çıkardığını, kadının müvekkilinin koktuğunu, horladığını belirterek yıllardır yatak odasına almadığını ve cinsel ilişkiyi reddettiğini, aşırı kıskanç ve şüpheci tutumlar sergilediğini, toplum içinde müvekkiline hakaretler ettiğini, işten eve geldiğinde iftira, aşağılama ve sinkaflı sözleri ile karşılaştığını, kadının ortak çocuğa fiziksel şiddet uyguladığını, 2018 yılında taraflar arasında çıkan bir tartışmada kadının erkeği evden kovduğunu, evlilik birliğinin kadının ağır kusurlu davranışları sonucunda temelinden sarsıldığını belirterek davacının davasının reddine, kendi açtıkları davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, erkek yararına 250.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının aşırı kıskançlık yaptığı, eşi üzerinde baskı kurduğu, toplum içinde eşine hakaretler ettiği, eşine sürekli aldatma ithamlarında bulunduğu ve bu şekilde kusurlu olduğu, erkeğin de kadına hakaretler ettiği, toplum içinde kadına aşağılayıcı kelimeler kullandığı, "sen hastasın, sen paranoyasın, tedavi görmen gerek" gibi sözler söylediği, alkol bağımlılığı olduğu, toplum içinde sık sık eşini sevmediğini istemediğini belirten kelimeler kullandığı ve bu şekilde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kusurlu olduğu, bu durumda tarafların eşit kusurları ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve her iki tarafın da boşanmayı istediği göz önüne alınarak tarafların boşanma davalarının kabulü yoluna gidildiği, kadın her ne kadar zina nedenine dayalı boşanma talep etmiş ise de, erkeğin zina yaptığı hususu usulünce kanıtlanmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına olanak vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik olduğu gerekçesiyle davaların ayrı ayrı kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadının zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddine, eşit kusurlu tarafların tazminat taleplerinin reddine, kadın için aylık 2,000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadının reddedilen zinaya dayalı boşanma davası ile maddî ve manevî tazminat taleplerine, erkeğin kabul edilen boşanma davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, erkeğin reddedilen tazminat taleplerine, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının kabul edilen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davası istinaf kapsamı dışında bırakıldığından taraflar arasındaki boşanma hükmünün kesinleştiği, yapılan inceleme ve toplanan delillerden; Mahkemece taraflara kusur olarak yüklenen ve gerçekleşen vakıalar yanında, dayanılan cep telefon kayıtlarında ve 20.11.2020 tarihli teknik bilirkişi raporundan da görüldüğü üzere erkeğin, okul arkadaşı olduğu iddia edilen S.G. isimli bir kadınla 22.09.2018 ile 07.02.2019 tarihleri arasında makul sayılamayacak sayıda günün farklı saatlerinde telefon görüşmesi yapıp, mesajlaştığı, bu suretle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, gerçekleşen bu durumda; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek daha ziyade kusurlu olduğu, hatalı kusur belirlemesi ile tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine hükmedilmesi doğru olmadığı, kadının yoksulluk nafakası talebi bulunmadığı, ne var ki Mahkemece gerekçeli kararın gerekçe ve hüküm kısmında yoksulluk nafakası yönünden bir karar verilmediği halde kısa kararın hüküm kısmında kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilerek kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı, ancak kadının bu hususta bir istinaf talebinin bulunmadığı gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusura ilişkin gerekçesinin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine, kadın yararına boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası istemi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadının reddedilen zinaya dayalı boşanma davası ile maddî ve manevî tazminat miktarı, erkeğin kabul edilen boşanma davasına yönelik kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, erkeğin reddedilen tazminat taleplerine, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile tazminatlara yönelik kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile tazminatların koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları ile kadının zinanın varlığını ispatlayıp ispatlayamadığı, zina hukuki nedenli davasının kabulü gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...
...