"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/604 E., 2022/565 K.
...
...
...
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi’nin kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; artırılmak suretiyle iştirak nafakası ile manevî tazminata karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı- davalı kadın vekili dava dilekçesi ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin psikolojik sorunları olduğunu, çok sık halüsünasyonlar gördüğünü, kadını ailesi ile görüştürmek istemediğini, kadının ablasının büyü yaptığını beyan ederek eve gelmesini istemediğini, kadını dövdüğünü, bıçakla yaralamaya çalıştığını, küfürler ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 70.000,00 TL manevî tazminata ve 67,370,00 TL tutarındaki ziynet alacağının yasal faizi ile birlikte erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının kız kardeşi tarafından erkeğin ailesine cephe alındığını, kadının babasının, erkeği oturduğu muhitte küçük düşürdüğünü ve annesine ağza alınmayacak sinkaflı küfürler ettiğini, kadının maaşını dahi bilmediğini iddia ederek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi uyarınca kadının davasının reddine, karşı davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, erkek yararına 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesin talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi’nin 28.11.2019 tarih, 2017/54 Esas, 2019/771 Karar sayılı kararı ile erkeğin annesinin büyü konusunda takıntılı olduğu, evde büyü yapıldığı ile ilgili kadın ve ailesine baskıda bulunduğu, erkeğin de bu konuda kadına baskı yapıp hakaret ettiği, erkeğin kadına şiddet uyguladığı, bu olaydan sonra tarafların ayrı yaşamaya başladıkları, evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin tamamen kusurlu olduğu, kadının bir kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, ziynet eşyasına ilişkin davanın kısmen kabulü ile, 38.220,00 TL ziynet eşya bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten tahsiline hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili; kusur belirlemesi, manevî tazminat ve iştirak nafaka miktarları ile ziynet alacağının reddedilen kısmı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- davacı erkek vekili; her üç dava yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 28.02.2022 tarih ve 2020/397 Esas, 2022/305 Karar sayılı kararı ile Mahkemece erkeğe, annesinin büyü konusunda takıntılığı olduğu, evde büyü yapıldığı ile ilgili kadın ve ailesine baskıda bulunduğu vakıaları kusur yüklenmiş ise de; bu olaylardan sonra tarafların birlikte yaşama devam ettikleri, kadının söz konusu olayı affetmiş en azından hoşgörü ile karşılamış olduğu, affedilen ya da hoş görülen olayların kusur olarak yüklenemeyeceği; erkeğe kusur olarak yüklenen hakaret vakıasının ise ispat edilemediği, ispat edilmeyen vakıaların kusur olarak yüklenemeyeceği; kadının, erkeğe sözlü tacizde bulunduğu vakıasının ise dava tarihinden sonra gerçekleşen olaylar sebebi ile kusur olarak yüklenemeyeceği; Mahkemece belirlenen şiddet vakıasının ise ceza dosyası ve tanık beyanları ile sabit olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de erkeğin tam kusurlu olduğu; buna karşı kadının ziynet eşyalarının davalı- davacı yanca elinden alındığını yasal deliller ile somut bir şekilde ispat edemediği gerekçesi ile ziynet eşyasına yönelik davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı- davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusura ilişkin gerekçenin açıklandığı şekilde düzeltilerek, ziynet alacağı davasının reddine; davacı- davalı kadının tüm, davalı- davacı erkeğin ise diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı davacı- davalı kadın vekili iştirak nafakası ile manevî tazminatın miktarı ve ziynetlerin reddi yönünden; davalı- davacı erkek vekili ise her iki dava yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Daire’nin 05.07.2022 tarih ve 2022/3469 Esas, 2022/6689 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Kanun’un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca davacı- davalı kadın vekilinin reddedilen ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin miktar yönünden reddine; sair temyiz itirazları yönünden tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk 2010 doğumlu ...’nın ihtiyaçları dikkate alındığında iştirak nafaka miktarının az olduğu; boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında ... kadın yararına takdir edilen manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, diğer yönlerden ise hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının boşanma, velâyet, kişisel ilişki ve ziynet taleplerinin kesinleşmiş olduğu; kolluk aracılığıyla yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmalarından kadının tıbbi sekreter olarak çalıştığı, erkeğin ise ...'de çalıştığı, çocuğun 2010 doğumlu olup eğitim ve diğer bakım giderleri ve ihtiyaçları dikkate alınarak hakaniyet ilkesi ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği; erkeğin şiddet eylemleri sebebiyle kadının kişilik haklarının saldırıya uğradığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, kusurun derecesi, fiilin ağırlığı göz önünde bulundurularak kadının manevî tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile ortak çocuk yararına aylık 1.200,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 45.000,00 TL manevî tazminata; kesinleşen yönlerden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; iştirak nafakası ve manevî tazminat şartlarının oluşmadığını, miktarlarının ise ekonomik mahvına sebep olacağını, hakkaniyete uygun olmadığını ileri sürerek; kararın manevî tazminat ve iştirak nafakası yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozmaya uyularak hükmedilen manevî tazminat ve iştirak nafakası miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 182 nci maddesi, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı- davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...