Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2491 E. 2023/6274 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusurun belirlenmesi, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının yerindeliği uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dayandıkları belgeler, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun bulunarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1268 E., 2022/1869 K.

...

...

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/310 E., 2021/380 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1997 yılında evlendiklerini, davalının evlilik birliğini çekilmez kılan eylemleri nedeniyle müvekkilinin Eskişehir 1. Aile Mahkemesi'nin 2015/243 Esas sayılı dosyasıyla boşanma davası açtığını, davanın reddine karar verildiğini, kararın 21.06.2017 tarihinde kesinleştiğini, tarafların 2015 yılından bu yana ayrı yaşadıklarını, fiili birlikteliğin oluşmadığını ve ortak hayatın kurulmadığını belirterek, 3 yıl fiili ayrılık süresinin geçmesi nedeniyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı -karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle, erkeğin başka bir kadınla beraber yaşamak amacıyla Muğla iline kaçtığını, boşanma davasından sonra müvekkilini ve çocuklarını aramadığını, maddî- manevî destek sağlamadığını, söz konusu kadınla yaşamaya devam ettiğini iddia ederek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak, müvekkili için aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların daha önce Eskişehir 1. Aile Mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen ve 21.06.2017 tarihinde kesinleşen karardan sonra bir daha hiç bir araya gelmediklerinin sübuta erdiği, her iki tarafında fiili ayrılık nedenine dayalı dava açtıkları, gerek dava gerekse karşı davanın yasal unsurları taşıyıp ispatlandığı, böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve tarafların yeniden bir araya gelerek evliliği devam ettirme imkanının kalmadığı yönünde kanaat oluştuğu, ortak çocuğun fiili ayrılık döneminde anne yanında kalıyor olması, babanın velâyet talebinin olmaması da dikkate alınarak velâyetinin anneye verildiği, çocuk için nafaka isteminin tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile küçüğün ihtiyaçları da gözetilerek hakkaniyet ilkesi çerçevesinde kısmen kabul edildiği, kadının çalışmadığı, somut ve düzenli bir gelir sahibi olmadığı, boşanma sonrasında yoksulluğa düşme durumu doğacağı gözetilerek tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü ile hakkaniyet ilkesi çerçevesinde kadın lehine makul bir miktarda nafakaya hükmedildiği, boşanmaya sebep olan olaylarda, erkeğin daha önce açtığı boşanma davasının reddedildiği, erkeğin evden ayrılıp sonrasında ailesini hiç arayıp sormadığı, maddî manevî destek sağlamadığı ve bir başka bayanla birlikte yaşadığının sabit olduğu, erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tam ve ağır kusurlu olduğu, boşanma sonucu kadının, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği ve eylemin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları hakkaniyet ilkesi nazara alınarak kadına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedildiği gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğunun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için daha önceden hükmedilen aylık 150,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 300,00 TL'ye çıkartılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren aynı miktar üzerinden iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına daha önceden hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 450,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükmün sair yönlerinin usul ve yasaya uygun olduğu ancak İlk Derece Mahkemesince, reddedilen boşanma davasında kadın ve ortak çocuk için hükmedilen tedbir nafakasının reddedilen davada verilen hüküm kesinleşinceye kadar geçerli olduğu, eldeki davada dava tarihinden itibaren kadın ve ortak çocuk lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 09.02.2021 tarihli ara karar ile hükmedilen tedbir nafakasının miktarının hüküm ile karar altına alınan nafaka miktarlarına ilişkin hükümde gözetilmemesi ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, yine tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kadının ve çocuğun ihtiyaçları gözetildiğinde hükmedilen tedbir nafakasının az olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının az olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakasının da az olduğu, tarafların boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın da az olduğu gerekçesi ile davacı karşı davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, ortak çocuk için dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir ve aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 600,00 TL tedbir, aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazmianata, kadın vekilinin sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tedbir nafakalarının miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına hüküm altına alınan maddî ve manevî tazminat ile nafakaların koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölgeadliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...