"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1262 E., 2022/2027 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/554 E., 2021/274 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
... erkek vekili dava, cevaba cevap ve birleşen davaya cevap dilekçesinde; davalının fiziki saldırganlığı, küfürbazlığı, çok rahat yalan söylebilme kabiliyetinin olduğunu, aşağılayıcı ve küçültücü yalanlar söylediğini, eşinin çalıştığı işten elde ettiği gelir ile evin geçimine, çocuğun masralarına katkı sağlamadığını, banka hesaplarında gizlemekte olduğunu, fizike saldırıda bulunduğunu ve kendisini darp ettiğini, sonra da polisi arayarak darp edildiğini beyan edip şikayetçi olduğunu, kızdığı zaman kendisi ile cinsel ilişkiden kaçındığını, küfür, hakaret ettiğini, tehditte bulunduğunu, önceki eşinden olan çocuğunun babasının eski eşi olmadığını söylediğini, önceki evliliğinden olan kızının gayriresmi olarak dünyaya gelen çocuğunu başkasına verdiklerini itiraf ettiğini, bu hususta suç duyurusunda bulunduğunu, kendisini evden kovuduğunu, en son olayda vileda sapıyla kendisini dövdüğünü, kendisinin telefonuna ACR görüşme kayıt programını yüklediğini, eşinin telefonunu zorla elinden aldığını, kendisinin telefonundaki ses kaydına eşinin farkında olmadan başlattığını, davacının iş dolayısıyla tanımış olduğu bir kadına mesajlar atarak hukuka aykırı bir şekilde kendisine delil yaratmaya çalıştığını, birleşen dava dosyasında tedbir nafakası talep edilmediğinden muvafakatlerinin bulunmadığını, davalı-davacı kadının "aldatıldığını" (kabul anlamına gelmemekle birlikte), kasım 2018'de öğrendiklerini beyan ettiklerini, 6 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra, 09.07.2019 tarihinde dava açıldığından dolayı davanın reddinin gerekmekte olduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davacı lehine 40.000,00TL maddî ve 40.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini, birleşen davanın, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP;
1.Davalı- davacı kadın vekili cevap dilekçesinde; davacı-davalının telefonuna ortam dinleme uygulamasını yüklediğini, hukuka aykırı olarak ses kaydı aldığını, gerçeği yansıtmayan iddiaları kabul etmediğini, 2018 yılı kasımda eşinin aldatmasını öğrendiğini, özellikle bu tarihten sonra davacı- davalının evine uzun süre gelmediğini, evinin geçimini sağlamadığını, kendisi hakkında uzaklaştırma kararı aldığını, ,önceden her türlü hakareti yapanın, fiziki şiddeti uygulayan davacı- davalı olduğunu, eşinin kendisini aldattığını iddia ederek açılan davanın reddine, aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 20.000,00 TL maddî tazminata (birleşen dava dilekçesinde sehven 20,00 TL yazıldığını beyanla), 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; davalının davacıyı bir başka bayanla aldattığını, eve uğramadığını, ilgisiz olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, bu nedenlerden dolayı tarafların zina nedeniyle boşanmalarına, davacı için aylık 8.00,00 TLyoksulluk nafakası ile müşterek çocuk için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini, 30.000,00 TL manevî, 20,00 TL (birleşen dava dilekçesinde 20.000,00 TL yazılacakken sehven 20,00 TL yazıldığını beyanla) maddî tazminat ile, davalı üzerine kayıtlı emekli ikramiyeleri ve araç zerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden toplanan deliller, dinlenen tanık beyanları asliye ceza mahkemesindeki yargılama ve verilen karar içeriği ve taraflar arasında boşanma davası öncesinde ve sonrasında devam eden husumet ve şikayetler dikkate alındığında kadının erkeğe fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, erkeğin de evlilik birliği içinde güven sarsıcı davranışlar sergilediği, her iki tarafın da bu davranışları ile kusurlu olup, kadının kusuru daha ağır olup, tarafların bu kusurlu davranışları nedeniyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesi ile açılan asıl davanın kabulü ile 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin davalı- davacı anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir ve aylık 700,00 TL iştirak nafakasına, erkek lehine 5.000,00 TL maddî tazminat ve 5.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin zinası ispatlanamadığından birleşen davanın reddine, davalı- davacı kadının maddî ve manevî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili ve davalı- davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalı- davacının zina iddiasını ispat edemediği gibi dosyada mevcut mesajlaşmaların da kendisi tarafından kurgu sonucu oluşturulduğu ses kaydının çözümüne yönelik bilirkişi raporuyla ortaya çıktığından, bu mesajların güven sarsıcı ve sadakatsiz davranış olarak da nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, hatalı kusur değerlendirmesi yapıldığını, bilirkişi raporu görmezden gelinerek hüküm kurulduğunu, müşterek çocuk ...'ın ve davalı tanığı ...'ın duruşmada gerçek dışı beyanlarda bulunduğunun da ortaya çıktığını, karşı tarafça ikame edilen birleşen davada boşanma sebebi olarak sadece zinaya dayanıldığını, ön inceleme duruşmasında dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak yerel mahkemenin de bu şekilde tespit ettiğini, zinanın ispat edilemediğini, davacı- davalının kusursuz olduğunu, takdir olunan maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu, davalı- davacı kadının 22.09.2020 tarihli duruşmadaki '' boşanmak istemiyorum, birlikte yaşamak istiyorum '' şeklindeki beyanlarıyla, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacıya bir kusur atfedilecek olsa bile bunları bu şekilde affetmiş sayılacağını beyan ederek kusur belirlemesi, kadının duruşmadaki beyanlarının af kapsamında sayılması, kabul edilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde, iki yıldır aldatma sebebiyle huzursuzluğun devam ettiğini, davacı- davalı boşanmayı çok önceden düşündüğü için davalıyı haksız çıkarmak için delil oluşturmakla meşgul olduğunu, davacı- davalının telefonuna ACR ses kayıt uygulaması indirdiğini, eşini kışkırtıp ses kaydı aldığını, telefonun şifreli olduğunu, kadının kayıt yapmasına izin vermeyeceğini, birleşen davada talep edilmesine rağmen davacı-davalının telefon kayıtlarının istenmediğini, whatsap kayıtlarının ve ortak çoçukları ...'ın beyanlarının dikkate alınmadan davanın reddedildiğini, kayıtlarda arama süreleri,arama saatleri,aramanın sürekliliği, bu aramalarda baz istasyon kayıtlarının beraberliklerin ispatı açısından önemli olduğunu ve zina sebebi sayıldığını, davacı- davalının komutan amir nickli şahsa whatsapp vasıtasıyla gönderdiği mesajla zina yaptığını kuşkuya yer vermeyecek şekilde ifşa ettiğini, yerel mahkemece dikkate alınmadığını, whatsapp kayıtlarından davalının önceki evliliğinden olan kızının evine sevgilisi ile gittiği ve kabul etmediğinin kayıtlardan sadece biri olduğunu, birleşen davada delillerin özenle incelenmediğini, asıl davada şiddetli geçimsizliğin asıl nedeninin sadakatsizlik olduğunu, davacı- davalı tanıklarının duyuma dayalı beyanda bulunduklarını, davacı- davalı hakkında ... 25. Asliye Ceza Mahkemesi 2020/224 E. dosyasında eşini darp nedeniyle hapis cezası verildiğini, dosya içerisinde davacının kızına ve eşine hakaretlerini içerir CD'nin incelemeye alınmadığını, kusurun hatalı belirlendiğini, kadının aleyhine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, eksik araştırma ve inceleme, reddedilen birleşen dava, maddî ve manevî tazminat yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun'un) 353/1-b.1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde, davacı erkek tarafından ACR isimli ses kayıt programı ile ortam dinlemesi yapıldığını, davalının dinleme kaydından haberdar olmadığını, yargılamada delillerin elde ediliş biçiminin mahkemece resen göz önüne alınmasının gerektiğini(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararında belirtildiğini), hukuka aykırı yoldan elde edilen delillerin yargılamaya esas alındığını, tanık olan müşterek çocuğun beyanlarının hükme esas alınmadığını, HTS kayıtlarının dosyaya alınmadığını, davacı-davalının ''başkan'' diye hitap ettiği kişi ile başka bir kadınla sabaha kadar neler yaptığını anlattığı konuşmaların göz ardı edildiğini, erkek hakkında eşini darp etmesinden dolayı ceza mahkemesi kararının bulunduğunu, son zamanlarda eve gelmediğini ve evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, kusurun hatalı değerlendirildiğini belirterek kusur belirlenmesi, reddedilen birleşen boşanma davası, eksik araştırma ve inceleme, hukuka aykırı delilin hükme esas alınması, maddî ve manevî tazminat yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme:
Uyuşmazlık açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatın yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarları, zina hukuki sebebi ile açılan kadının birleşen boşanma dava dosyasında erkeğin zinasının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının sunduğu deliller yönünden eksik araştırma ve eksik inceleme yapılıp yapılmadığı, hukuka aykırı bir delilin hükme esas alınıp alınmadığı noktasında toplanmaktadır.
2.İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.