Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2499 E. 2023/6204 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında tarafların kusur oranları, kadının zina nedeniyle boşanma talebi, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, davalı-davacı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1001 E., 2022/1789 K.

...

...

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 19. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/607 E., 2021/297 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında açtıkları karşılıklı boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, kadının zina hukuki sebebine dayalı açtığı birleşen boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.... kadın vekili 10.07.2019 tarihli dava dilekçesinde; tarafların evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları sonucunda temelinden sarsıldığını, erkeğin kötü ve onur kırıcı davrandığını, kadına ve ortak çocuğa fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, evden kovduğunu, hakaret ettiğini, düğünden iki gün sonra erkeğin ailesinin trafik kazasında vefat ettiğini, erkeğin bu olaydan sonra kadını suçladığını ve kadını gözardı etmeye başladığını, kadını oğluna yeterince ilgi göstermemekle itham ettiğini, kadın çocuk ve evin giderleri için para istediğinde "git çalış, bana güvenerek mi evlendin, benim param, benim arabam, git zengin birini bul, sana baksın" dediğini, çocuğa davacı hakkında hakaret içeren söylemlerde bulunduğunu, düzenli olarak dağlara kamp yapmaya ve motor turlarına gittiğini, günlerce eve gelmediğini, davacı-davalıya günlük ve haftalık yemek listesi hazırlayarak her öğünde mezesinden tatlısına kadar menü istediğini, doktor çevresini kullanarak kadının akıl hastası olduğuna dair rapor alacağı ve kızını kadından alacağı konusunda tehdit ettiğini, aşağılamalarda bulunduğunu, her tartışma sonrası yaşananları herkese anlatarak aile mahremiyetini ihlal ettiğini, cinsel şiddet uyguladığını, 18.06.2019 tarihinde evi terk ettiğini, daha öncesinde de 6 ay evi terk ettiğini ve ihtiyaçları karşılamadığını, elektirk, su, doğalgaz faturalarının ödenmemesi nedeniyle kadının ailesinin yanına gitmek zorunda kaldığını beyanla, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, ortak çocuk lehine aylık 5.000,00 TL tedbir-iştirak, ... kadın lehine aylık 10.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 500.000,00 TL maddî 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

2.... kadın vekili 16.10.2019 tarihli birleşen zina hukuki sebebine dayalı açtığı dava dilekçesinde özetle; erkeğin 2019 yılı Eylül ayında Ukrayna'ya seyahate gittiğini ve kendisine ... isimli bir kişinin eşlik ettiğini, ... isimli kişinin davalı-davacıya ile aynı hastanede hemşire olarak çalıştığını, bu kişinin davalı-davacıya ile samimiyetinin daha öncesinde de kadını rahatsız ettiğini ancak kişinin evli ve çocuklu olması nedeniyle kadının göz ardı ettiğini, erkek ve ... isimli kişinin Ukrayna'ya birlikte giderek aynı odada kaldıklarını ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca zina nedeniyle boşanmalarına, lehine 500.000,00 TL maddî 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

3.... kadın vekili 30.01.2020 tarihli karşı davaya cevap dilekçesinde; otel kayıtlarını talep ederek erkeğin ayrıca ... ile de otellere gittiğini ve erkeğin evinde erkeğin ... ile ilişkisini içerir notlar tuttuğunu gördüğünü iddia etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili 02.09.2019 tarihli cevap-karşı dava dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, kusurlu davranışların kadından kaynaklandığını, kadının erkeğin ilk evliliğinden olan çocuğunu kabullenemediğini, hakaret ve beddua ettiğini, çocuğa çocuğun gıyabında hakaret ettiğini, bu çocuğa "seni de babanı da sevmiyorum" dediğini, evin kendi üzerine olmasını fırsat bilerek "burası benim evim, çık git" dediğini, aşırı derecede kıskanç davrandığını, kadının gerek eski eşine gerekse iş arkadaşlarına karşı kıskançlık gösterdiğini, ilk eşe hakaret ettiğini, erkeğin çalıştığı hastanedekilere hakaret edip olay çıkardığını, sürekli hakaret ettiğini, kıskançlık gösterip sinir krizleri geçirdiğini beyanla, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, lehine 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek birleşen davaya yasal süre içinde verdiği cevabında; iddiaların asılsız olduğunu, kadının daha önce de ... ve ... ile ilişki yaşadığı iddiası ile hastanede olay çıkardığını, fotoğraf ile zina olayının ispatlanamayacağını iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına çeşitli defalarda fiziksel şiddet uyguladığı, tanıkların tümünün bu hususta tanıklık ettikleri, kadında kızarıklık, morarma gibi yara bere izlerini gördüklerini bildirdikleri, beyanlarına itibar edilmemesi için bir neden olmadığı; erkeğin kadına hakaret ettiği, özellikle onun çalışmaması nedeniyle hakaret içerikli ve rencide edici sözler söylediği, ''herkes çalışıyor, sen de çalış, eski karım benden nafaka istemiyor'' dediği, yazışma içeriklerinden ve tanık anlatımlarından anlaşıldığı, erkeğin yoğun bir mesai yükü altında çalıştığı, izinli olduğunda ise zamanını ortak olmayan çocuk ya da arkadaşlarıyla katıldığı gezilerde geçirdiği, eşine ve ortak çocuğuna yeterince zaman ayırmadığı; kadın ise erkeğe ve ortak olmayan çocuğa hakaret etmek, ortak olmayan çocuğu istememek, aşırı derecede kıskanç olmak, kıskançlık sonucu sürekli tartışma çıkarmak, kıskançlığı erkeğin iş çevresine de yansıtmak eylemleri nedeniyle kusurlu olduğu, 19.03.2018 tarihinde yaşanan karşılıklı yaralama olayından sonra evliliğin devam ettiği, erkek tanığının fiziksel şiddet olayına ilişkin beyanının bu tarihe ilişkin olduğundan kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, sonuç olarak her iki yanın da kusurlu olduğu, tarafların kusurunun birbirine yakın olduğu ne var ki erkeğin kusurunun kadına göre daha baskın, biraz daha ağır olduğu, kadının zina hukuki sebebine dayalı açtığı davasının incelenmesinde ise; erkeğin 9 eylül 2019 tarihinde internet üzerinden faaliyette bulunan tripadvisor isimli gezi sitesinde paylaşımda bulunduğu, paylaşımının kadın tarafından farkedildiği, buna göre erkeğin ... isimli bir kadınla Ukrayna'ya tatile gittiği, ... isimli kadınla aynı yerde kaldığı, birlikte aynı lokanta ve retorantlara gittiği ileri sürüldüğü, kadının ...'a bu hususu mesaj ile sorduğu, ...'ın mesaj içeriğinde erkekle aynı yerde kaldığını inkar etmediği de mesaj içeriklerinden anlaşıldığı, kadın birleşen dava kapsamında verdiği cevaba cevap dilekçesinde ise erkeğin bu sefer ... isimli kadınla bir çok tatile çıktığını, erkeğin ... ile ilişkisine dair el yazısı ile yazılmış metinler olduğunu bildirdiği, erkek ise ... ile yurt dışına çıktığını, bunun doğru olduğunu, ancak kaldığı yerin otel değil Hostel olduğunu, ... ile başbaşa çıkılmış bir tatil olmadığını, arkadaş grubuyla tatile çıkıldığını, Hostel denen konaklama yerlerinde kalabalık grupların konakladığını, ... ile ise hiç bir ilişkisinin olmadığını bildirdiği, konuyla ilgili olarak Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği, buna göre erkeğin 2018 yılında eşi olan ... ile birlikte aynı otelde konakladığı, Kars öğretmen evinde kadın ve erkeklerin bulunduğu bir grubun konakladığı, resmi bir kurum olan öğretmen evinde zaten evli olmayan kişilerin aynı odada konaklamasının mümkün olmadığı, erkeğin bunun dışındaki konaklamalarının ortak olmayan çocukla ya da kişisel konaklamalara ilişkin olduğu, erkeğin ... isimli kadınla olay yurt dışı gezisi güven sarsıcı davranış ise de bu gezide erkeğin bu kadınla zina ettiğine dair başkaca bir delil bulunmadığı, cinsel ilişkinin tereddütsüz biçimde ortaya konulabilmesi zina nedeniyle açılmış davalarda zorunlu olduğu, varsayıma dayalı olarak tarafların ya da dosyaya taraf olmayan kişilerin zina içerisinde olduklarının kabulü olası olmadığı, HOSTEL, açık kaynaktan yapılan araştırmaya göre (wikipedia) Avrupa'da öğrenciler ve interrail gezginlerin çok ucuza konakladığı ve bazen 10-15 kişinin aynı odada konakladıkları pansiyonlara verilen isim olduğu, erkek aralarında ...'ın da olduğu bir arkadaş grubuyla yurt dışına çıktığını ve HOSTEL denen çok sayıda kişinin birlikte konakladığı konaklama mekanlarında kaldıklarını, bu gezinin ... ile başbaşa çıkılmış bir gezi olmadığını savunduğu ve esasen savunmasını çürütecek bir delil de dosyaya sunulmadığı, erkeğin ... isimli kadın ile ilişki yaşadığına dair iddia ise birleşen dava kapsamında verilen cevaba cevap dilekçesinde ileri sürüldüğü, kadın bu hususta ''erkeğin daveti üzerine 2019 yılında erkeğin evine gittiğini, evde masanın üzerinde bulunan bir defterde erkeğin ... ile ilişkisine dair deftere rastladığını, defterin fotoğrafını çektiğini'' ileri sürüldüğü, defter olarak dosyaya sunulan belge fotoğraflarından belgenin 2 aralık 2019 tarihinde yazılmış olduğu, bu tarihin hem asıl hem de birleşen dava tarihinden sonraki bir tarih olduğu, davanın dava tarihi itibariyle var olan somut duruma göre incelenebileceği, davadan sonraki gelişmelerin, yeni olayların ancak yeni bir davaya konu olabileceği, tarafların dava dilekçesinden sonra verdikleri cevaba cevap dilekçelerinde iddia ve savunmalarını genişletebilecekleri, ancak cevaba cevap dilekçesi ile yeni bir davaya konu olabilecek taleplerin ileri sürülemeyeceği, haliyle erkeğin ... isimli kadınla ilişkisi olduğuna yönelik iddiasının zina nedenine dayalı birleşen davada değerlendirilmesinin mümkün olmadığı sonucuna ulaşıldığı, erkeğin, bir hemşire ile birlikte dava sırasında yurt dışına tatile gittiği kendisinin de kabulünde olup sadakat yükümlülüğü boşanma davası kesinleşene dek devam edeceği, ne var ki birleşen dava yalnızca zina nedenine özgülenmiş olup bu zinanın da ispatlanamadığı, erkeğin şu ya da bu şekilde başka bir kadınla yurt dışına çıkması güven sarsıcı bir davranış ise de bu olayın asıl davanın açılmasından epey sonra olduğu, birleşen davanın yalnızca zina nedenine dayalı olduğu, haliyle erkeğin güven sarsıcı bu davranış biçimi nedeniyle asıl davada kusurlu bulunmasının söz konusu olmadığı, zira açıklandığı üzere bu olayın asıl davadan sonra meydana geldiği, kadının birleşen davasının ise yalnızca özel boşanma davası olan zina nedenine dayanarak açıldığı, terditli bir talep olmadığı, haliyle 166'ncı maddeye dayalı davadan sonra meydana gelen bu olay nedeniyle erkeğin kusurlu görülmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle kadının asıl davası ile erkeğin karşı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, babayla ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve 2.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve 2.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 35.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının zina hukuki sebebine dayalı açtığı birleşen davasının ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... kadın vekili istinaf dilekçesinde; boşanma ve velâyet dışındaki hükümlere yönelik istinaf yoluna başvurduklarını, erkek ve ... isimli kadının yurtdışına birlikte tatile gittiklerini, aynı yerde kaldıklarını, erkek ve ... isimli kadının da Ayvalık'ta ...Pansiyon'da birlikte kaldıklarını, zina nedeniyle açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminat miktarlarının az olduğunu, kadına yüklenen kusurları kabul etmediklerini ileri sürerek kusur belirlemesi, yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarı ile tazminatın miktarı ve zinaya dayalı boşanma davasının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı vekili kadın vekili istinaf dilekçesinde; kadının kusurlu olduğunu, kusur belirlemesini kabul etmediklerini, kadın lehine yoksulluk nafakası ve tazminat koşullarının oluşmadığını, hükmedilen miktarların fazla olduğunu, tedbir nafakaları ile iştirak nafakası miktarlarının da fazla olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin asıl ve karşı dava kapsamında verdiği boşanma hükmü ile velâyet ve kişisel ilişkiye dair kararın kesinleştiği, taraflara yüklenen kusurlu davranışların gerçekleştiği, ayrıca erkeğin asıl davadan sonra birleşen davadan önce, dava dışı üçüncü kişi kadın ile birlikte yurt dışı tatiline gittiği, dava dışı üçüncü kişi kadın ile kadın arasında gerçekleşen mesaj kayıtlarına göre dava dışı kadın tarafından erkek ile aynı odada kaldıklarının kabul edildiği, yargılamanın 18.01.2021 tarihli celsesinde de erkeğin "Ukrayna'da ... isimli kadın ile büyük bir hostel odasında kaldığını, o odada ... isimli kadın dışında başkalarının da kaldığını, hostel tarzı otellerde birbirini tanımayan insanların ucuz olduğu için kalabildiklerini" beyan ettiği, bu şekilde dava dışı kadın ile Ukrayna'da gece aynı odada konakladığını kabul ettiği, kaldıkları odanın hostel odası olduğunu iddia etmiş ise de, bu iddianın ispatı amacıyla herhangi bir delil sunmadığı, erkeğin dava dışı ... isimli kadınla aynı otel odasında konaklaması, zina iddiasının ispatı için yeterli olduğu, erkeğin ayrıca 16.09.2019 tarihinde ... isimli bir başka kadınla ... Pansiyon'da aynı odada kaldığı da otel kayıtlarından anlaşıldığı, bu duruma göre kadının zina iddiasının ispatlandığı, ne var ki, asıl ve karşı dava kapsamında verilen boşanma kararı taraflarca istinaf edilmemekle, boşanma hükmü kesinleşmiş ve kadının birleşen davasındaki zina nedeniyle boşanma talebi konusuz kaldığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu tespit edilmesinin de yerinde olduğu gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, reddedilen birleşen davası ve tazminatlar yönünden kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm kısmının "Ankara 5. Aile Mahkemesi'nin Birleşen 2019/660-883 E-K Sayılı Dosyası Açısından" başlığı altında yazılı "1, 2, 3, 4, ve 5 no'lu maddelerinin" kaldırılmasına, yeniden esas hakkında verilen karar uyarınca, konusuz kalan birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, haklılık durumunun gözetilmesi suretiyle birleşen dava kapsamındaki yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin erkeğe yükletilmesine, kadın lehine 50.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; zina iddialarının ispatlanamadığını, ... isimli kadın ile ilişki yaşadığına dair iddianın birleşen dava kapsamında verilen cevaba cevap dilekçesinde ileri sürüldüğünü, yeni bir davanın konusunu oluşturabileceğini, dosyada mevcut otel kaydında ise müvekkilin kadın dışında herhangi bir kadınla otel kaydına rastlanmadığını, İlk Derece Mahkemesinin zina davası yönünden gerekçesinin doğru olduğunu, kadının ağır kusurlu olduğunu, takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarı çok fazla olup tazminatın yasal koşulları oluşmadığını ileri sürerek kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası ile birleşen davanın kabulü yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının zina hukuki sebebine dayalı açtığı birleşen davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...