"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1370 E., 2023/60 K.
...
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Safranbolu 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/394 E., 2021/365 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1988 yılında evlendiklerini, davalının birlik görevlerini yerine getirmediğini, çevresindekilerin söylemleri ile hareket ettiğini, müvekkilini köle ve hizmetçi gibi gördüğünü, evi otel gibi kullandığını, eve alkollü şekilde geldiğini, kahvehaneye gittiğini, at yarışı oynadığını, en son 2015 yılı Haziran ayında iftar yemeğinde köfte göremeyen davalının müvekkiline hakaret ve tehdit edip üzerine yürüdüğünü, seni görmeyeceğim, bu evden defol git dediğini, erkek kovduğu için evden ayrıldığını, bu olaydan sonra müvekkilinin çocuklarını da alarak ayrı bir eve taşındığını, ziynetlerinin davalı tarafından ihtiyaçlar için bozdurulduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuk ...'nın velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 700,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın için 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata ve 13 adet her biri 20 gram bileziğin aynen iadesine, mümkün değilse güncel değeri olan 64.220,00 TL'nin nakden ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; tarafların 1988 yılında evlendiklerini, ikisi ergin üç çocuklarının olduğunu, davacının hiç bir şeyden memnun olmadığını, sürekli kıskançlık gösterip tartışma çıkardığını, 2015 yılında ortak konutu terk ederek ayrı yaşamaya başladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ziynet talebini kabul etmediklerini, davacıya 13 bilezik takılmayıp 3 adet bilezik takıldığını, bu bileziklerin de davacıda kaldığını belirterek tarafların boşanmalarına, ergin olmayan ortak çocuk ...'nın velâyetinin müvekkiline verilmesine, boşanmanın fer'î ve ziynet taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin eve geç gelmek, eş olarak yükümlülüklerini yerine getirmemek, evin ihtiyaçlarını gidermemek ve kahvehaneye gitmek şeklinde kusurlu davranışlarının bulunduğu, buna karşılık davacı kadının usulünce dayanılan ve ispatlanan kusurlu bir davranışının bulunmadığı, boşanmaya sebep olan bu olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, tarafların ortak çocukları ...'ün velâyetinin davalı babaya verilmesine, kişisel ilişki tesisine, davacının talep ettiği iştirak nafakasının reddine, boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata; ziynet alacağı davası yönünden, davacı kadına takılan takıları tanıkların hatırlamadığı, takıların daha sonra hangi amaçla kullanıldığı ya da saklanıp saklanmadığının bilinmediği, dosya kapsamında takıların 33 yıldır kullanılıp kullanılmadığı ya da kasa gibi yerlerde muhafaza edilmediği, davalı erkekte bulunduğuna ilişkin yaklaşık bir ispatın ya da görgü tanığının olmadığı, davacının ziynet alacağı yönünden talebinin ispat edilemediği gerekçesiyle ziynet eşyalarına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; maddî ve manevî tazminat miktarı ile tazminatlar için faiz başlangıç tarihi ve reddedilen ziynet alacağı davası yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; boşanma davasında davalı müvekkiline izafe edilmeye çalışılan kusur durumunu kabul etmemekle birlikte boşanma yönüyle açılan davayı kabul edildiğinden boşanmalarına, davacı tarafın açılan davada kadının tam kusurlu bulunması, davalıya izafe edilebilecek kusur bulunmadığını belirterek eksik inceleme, kusur belirlemesi, davacı yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat, ziynetlerin reddi sebebiyle yararlarına nispi vekâlet ücretine hükmedilmemesi, ziynetlere ilişkin yargılama giderlerinin ayrı hesaplanarak davacı üzerinde bırakılması gerekirken tüm yargılama giderlerinin müvekkili üzerinde bırakılması yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğe yüklenilen "eve geç gelmek, eş olarak yükümlülüklerini yerine getirmemek ve evin ihtiyaçlarını gidermemek" şeklindeki kusurlarının gerçekleştiğine yönelik dosya içeriğinde herhangi bir delil bulunmadığı, erkek tanığı ortak çocuk .... ile tanık ... Ö.'nün beyanlarından üç günde bir kahvehaneye gidip bir-bir buçuk saat durup çay içip gazete okumaktan ibaret olduğu anlaşılan kahvehaneye gitmenin, davalı erkeğin kahvehane sebebiyle eve sık sık geç geldiğine ve birlik görevlerini ihmal ettiğine yönelik bir delil de bulunmaması nazara alındığında kusur belirlemesinde nazara alınamayacağı, her ne kadar erkek tanığı ortak çocuk ... Ö.'nün beyanlarından kadının güven sarsıcı davranışlarının bulunduğu anlaşılmakta ise de davalı kadının güven sarsıcı davranışta bulunmasına cevap dilekçesinde vakıa olarak dayanılmadığı, usulüne uygun şekilde süresinde ileri sürülmeyen ve çekişmeli olarak belirlenmeyen vakıalar esas alınarak kusur belirlemesi yapılamayacağı, buna göre davacı kadının da usulünce dayanılan ve ispatlanan bir kusurunun bulunmadığı, bu hale göre davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğu, ne var ki İlk Derece Mahkemesince verilen boşanma hükmü istinaf incelemesi dışında bırakılarak kesinleşmekle yanlışlığa değinmekle yetinildiği, yapılan bu açıklamalara göre davalı erkeğin kusurlu davranışı ispatlanamadığına göre davacı kadının maddî ve manevî tazminat isteklerinin reddi gerekirken yazılı şekilde maddî ve manevî tazminata karar verilmesi doğru olmadığı, davacı kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasının reddine karar verildiği halde, davada kendisini vekille temsil ettiren davalı erkek lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Asgari Ücret Tarifesi uyarınca nispi vekâlet ücretine hükmedilmemiş olması da doğru olmadığı, yargılama gideri, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümü hüküm altında gösterileceği, hükümden sonraki yargılama giderlerini hangi tarafın ödeyeceği, miktarı ve dökümü ile bu giderlerin hangi tarafa yükletileceği, mahkemece ilamın altına yazılacağı, Mahkemece boşanma ve fer'îsi niteliğinde bulunmayan ziynet ayrı ayrı davalar olduğu halde yargılama giderlerinin hangi davaya ilişkin olduğu ve ayrıntılı dökümü yapılmadan, doğrudan yargılama giderine ilişkin toplam miktar belirtilerek tüm yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulması da doğru görülmediği, bu sebeple davanın kabulü ile boşanmaya yönelik verilen hükmün istinaf incelemesi dışında bırakılarak kesinleşmesi sebebiyle boşanma davası bakımından yapılan yargılama giderlerinin davalı erkekten tahsiline, reddedilen ziynet talebi bakımından yapılan yargılama giderlerinin ise davacı kadın üzerinde bırakılmasına karar vermek gerektiği gerekçesi ile davalı erkeğin kusur belirlemesine, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminata, ziynetler bakımından yargılama gideri ve vekâlet ücretine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, davacı kadının koşulları oluşmayan maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, Daire karar tarihi itibariyle boşanma davası yönünden açıkça yazılan harç ve yargılama giderlerinin davalı erkekten tahsiline, ziynet alacağına ilişkin harç ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, reddedilen ziynet alacağı yönünden AAÜT'ye göre hesaplanan 10.275,20 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacı kadının tüm, davalı erkeğin sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile reddedilen ziynet alacağı davası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın lehine tazminata hükmedilmesi gerekip gerekmediği, ziynet alacağı davasının ispatlanıp ispatlanmadığı, reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...